İçtüzük Değişikliği Teklifi TBMM'de muhalefetin söz hakkını kısmaya yöneliktir.

31 Ocak 2012 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----


BAŞKAN ? Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58?inci Birleşimini açıyorum.
BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
?
BAŞKAN ? Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
...
BAŞKAN ? Sayın Hamzaçebi?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Geçen hafta 24 Ocak tarihinde, eşitlik ve adalet ilkelerinin yılmaz savunucusu, büyük insan, gazeteci, yazar Uğur Mumcu?yu, öldürülüşünün on dokuzuncu yılında rahmetle, şükranla andık.
Bugün, eşitlik ve adalet ilkelerine gönül vermiş bir başka önemli insanın, bir büyük hukukçunun ölüm yıl dönümü. Muammer Aksoy, 31 Ocak 1990 tarihinde, Ankara Bahçelievler?deki evinin önünde kurşunlanarak öldürüldü, faili meçhul karanlığına gömüldü. Türkiye?de faili meçhullerin aydınlatılacağı böyle bir siyasi ortamı, siyasi iklimi yakalayacağımız ve böyle bir siyasi iktidarı gerçekleştireceğimiz inancıyla, Muammer Aksoy?u, ölümünün, öldürülüşünün yirmi ikinci yılında rahmetle ve şükranla anıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN ? Sayın Vural?
?
BAŞKAN ?  Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük?ün?
?
BAŞKAN ? Evet, grup önerisi üzerinde lehte, aleyhte usul tartışması şeklinde görüşme yapılmaktadır. iddia edilen husus da bu görüşmede değerlendirilebilecek niteliktedir.
Şimdi grup önerisini okutuyorum?
KAMER GENÇ (Tunceli) ? Sayın Başkan, evvela okutmadan?
BAŞKAN ? Efendim?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan izninizle.
BAŞKAN ? Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Şimdi Sayın Kamer Genç bir görüş ifade etti. Sayın Canikli yapmış olduğu açıklamada İç Tüzük?ün herhangi bir maddesine dayanarak bir yorumda bulunmadı.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) ? Çok net olarak 49?uncu maddeye göre diyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Şimdi ilgili madde gayet açık, kırk sekiz saat geçmeden komisyonlardan geçmiş olan herhangi bir metin Genel Kurulda görüşülemez. Görüşülebilmesi için esas komisyonun veya Hükûmetin gerekçeli bir şekilde Genel Kuruldan talep etmesi gerekir. Şimdi bunun karşılığında Sayın Canikli yapmış olduğu açıklamada bu maddenin hukuki gerekçelerini açıklamak değil buna değinmiyor, tam tersine ?Bugüne kadar böyle uygulanıyor.?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Açıklayayım Sayın Başkan isterseniz ben.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Yani kötü emsal emsal olmaz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) ? Hayır, kötü falan değil.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Yanlış uygulama.
BAŞKAN ? Birleşime on dakika ara vereceğim. Sayın grup başkan vekillerini arkaya davet ediyorum.
...
BAŞKAN ? Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58?inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük?ün 19?uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır...
?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan, Sayın Canikli benim de ismimi anarak değerlendirmede bulunmuştur efendim.
BAŞKAN ? Buyurun.
?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi, yarın görüşülecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzük değişikliğinin Komisyondan Genel Kurula intikalinden itibaren kırk sekiz saat geçmeden önce gündeme alınmasına ilişkin bir öneriyi getiriyor. Konu, kırk sekiz saat geçmeden bu öneri Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine alınabilir mi, alınamaz mı?
İç Tüzük?ün 49?uncu maddesi Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminin neler olacağını yazıyor; 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 diye saymış. Bugünkü gündemde olduğu gibi başlıklar aynen İç Tüzük?te yazılı. 8?inci sırada ?kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işler? yazıyor. Yine bu, komisyonlardan gelen işler, kanun tasarı ve teklifleri arasında söz konusu İç Tüzük değişikliğine ilişkin teklif yok çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine girmiş değil. Neden girmiş değil? Kırk sekiz saat geçmediği için gündeme giremiyor. 49?uncu madde, biraz önce saydığım gündeme ilişkin hususlardan sonra, 5?inci fıkrasında diyor ki: ?8?inci maddedeki kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine ilişkin sıra Danışma Kurulu kararıyla değiştirilebilir.? Danışma Kurulunda karar alınamıyorsa ilgili siyasi parti, iktidar partisi grup önerisini getirir, eskiden olduğu gibi görüşülür, ona göre burada sıra değişir ancak sırası değişecek olan tasarı ve teklifler arasında söz konusu İç Tüzük değişiklik teklifi yok, problem burada. 52?nci madde daha özel bir madde, diyor ki: ?Kırk sekiz saat geçmeden tasarı veya teklifler Genel Kurulda görüşülemez.? Bir istisnası var bunun, esas komisyon veya hükûmet eğer teklifte bulunursa, talepte bulunursa onların gerekçesi Genel Kurulda okunmak ve Genel Kurulun işaret oyuyla karar verilmek üzere?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) ? ?Görüşmesiz de oylanır.? diyor.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) ? ?söz konusu tasarı ve teklifler Genel Kurulda görüşülebilir.
Şimdi, Sayın Canikli kendine göre haklı olarak eskiden örnekler veriyor. Danışma Kurulunun oy birliğiyle aldığı kararlarla 49?uncu madde çerçevesinde birtakım tasarı ve teklifler 52?nci madde hükmü bir kenara bırakılmak suretiyle Genel Kurulda görüşülmüş ancak onlar memleket menfaatine olan ve siyasi parti gruplarının belli bir esnekliğiyle çözümlenmiş konulardır.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Bu da memleket meselesi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) ? Daha önce yapılmış olanlar 52?nci maddenin doğru olmadığı, bir kenara atılması gibi bir sonucu yaratmaz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN ? Teşekkür ederim.
?
BAŞKAN ?  Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisinin aleyhinde İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet Akif Hamzaçebi.
Buyurun Sayın Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ?  Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; biraz önceki konuşmamda kısmen konuya değindim. Şimdi, daha ayrıntılı bir şekilde, Adalet ve Kalkınma Partisi grup başkan vekillerinin önermiş olduğu İç Tüzük değişiklik teklifinin gündeme alınmasına ilişkin AKP?nin grup önerisi nedeniyle İç Tüzük değişikliği teklifine ilişkin görüşlerimizi ifade etmek istiyorum.
Demokrasimizin en temel kurumu Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Getirilen İç Tüzük değişikliği teklifini bir iki cümleyle nasıl özetleriz?  diye bir soru sorarsak bunun cevabı şudur: Getirilen İç Tüzük değişiklik teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisinde muhalefetin söz hakkını kısmaya yöneliktir, özeti budur. Bu eleştirilerimize karşı iktidar partisi belki çıkıp cevap verecektir, açıklama yapacaktır, hayır öyle değil, niyetimiz daha hızlı yasama, daha iyi yasama, daha kaliteli yasama gibi birtakım cümleler söyleyecektir, kulağa hoş gelen söylemlerde bulunacaktır ancak bunların hiçbirisinin gerçekle ilgisi yoktur. Ana hareket noktası iktidar partisinin çoğunluk gücüne dayanarak Parlamentoda muhalefetin söz hakkını kısıtlamasıdır, amaç budur.
İç Tüzük değişiklik teklifi usul olarak İç Tüzük?ümüzün 181?inci maddesine aykırıdır. İç Tüzük?ümüz der ki: İç Tüzük değişiklik teklifleri milletvekilleri tarafından yapılır. Yani siyasi parti gruplarına İç Tüzük konusunda bir değişiklik teklif etme yetkisi verilmemiştir. Neden verilmemiştir? Çünkü İç Tüzük birçok maddesinde siyasi parti gruplarından söz eder, örneğin siyasi parti gruplarının normal bir yasama sürecinde kanun tasarı ve teklifleri görüşülürken önerge verme hakları vardır ama İç Tüzük?e ilişkin değişiklik teklifinde siyasi parti gruplarının herhangi bir yetkisi yoktur. Amaç, İç Tüzük gibi Meclisin çalışmalarını düzenleyen çok temel bir hukuk normunun olabildiğince uzlaşmayla hazırlanmasını sağlamaktır ama AKP?nin İç Tüzük değişiklik teklifine baktığımızda, milletvekillerinin değil, 5 grup başkan vekilinin grup başkan vekili sıfatıyla imzasını taşıdığını görüyoruz. Bir kere, hareket noktası, başlangıç noktası İç Tüzük?e aykırı yani demokratik değil.
Demokrasiyi, Adalet ve Kalkınma Partisi, çoğunluk yönetimi olarak algılıyor. Demokrasi, bu kadar basite indirgenecek bir kavram değildir. Demokrasi, sivil toplumla birlikte düşünülmesi gereken bir kavramdır. Sivil toplum, devletin dışındaki alanı düzenleyen ve çağdaş demokrasilerde, gelişmiş, köklü demokrasilerde kamuya ilişkin kararların, yönetime ilişkin kararların, yasamaya ilişkin kararların tartışıldığı alandır ve uzlaşmanın arandığı alandır. Sivil toplum, iknaya dayanır, uzlaşmaya dayanır.
?Neden demokrasi Batı toplumlarında gelişmiştir?? diye  bir soru sorarsak bunun cevabı ?Batı toplumlarında sivil toplumun tarihi eskidir.? olarak ortaya çıkar. Sivil toplum hangi ülkelerde, hangi toplumlarda çok daha köklü ise, çok daha eski bir geleneğe, geçmişe sahipse o toplumlarda demokrasinin bugün çok daha güçlü olduğunu görüyoruz. O nedenle, demokrasi, başlangıçta Batı medeniyetinin bir ürünü olarak ortaya çıkmış, daha sonra Doğu toplumları, diğer toplumlar da bu güzel aracı, bu güzel yönetim şeklini kendilerine almışlardır.
Demokrasinin sivil topluma dayanması, güçlü bir sivil topluma dayanması, devlete dayanmaması, demokrasinin güçlü olmasının en büyük nedenidir. Demokrasinin güçlü olmadığı ülkelerde devlet güçlüdür, sivil toplum değil,  devlet her şeyi belirler. Türkiye, sivil topluma geçmek isteyen, sivil toplumu daha güçlü kılmak isteyen bir demokrasi tecrübesi bir demokrasi süreci yaşarken Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarlarıyla birlikte maalesef bu süreç kesintiye uğramıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi demokrasiyi münhasıran çoğunluk yönetimi olarak algılayan bir anlayışa sahiptir, bu içtüzük değişiklik teklifi bunu getirmektedir. Bugün medeni ülkelerdeki, daha doğrusu gelişmiş demokrasilerdeki demokrasinin kökenine baktığımızda liberal, demokratik kavramlardan, değerlerden güç aldığını görürüz. Özgürlük, eşitlik bunun en temel kavramıdır. Şimdi bugün AKP böyle bir demokrasiyi savunduğunu belki söylüyor, söyleyecektir ancak gerçeklerle hiçbir şekilde bunun bir ilgisi yoktur. Liberalizm yasaların ne olması gerektiğine karar veren doktrinin adıdır. Demokrasi yasaların ne olması gerektiğine nasıl karar verileceğinin öğretisidir. Şimdi bu anlayışı yani liberal demokrasinin demokrasilere temel olmuş bu anlayışını AKP bir kenara atmaktadır. Sosyal demokrasi buna bir boyut daha getirir. Evet yasaların ne olması gerektiğine nasıl karar verileceğinin sağlanabilmesi için o toplumlarda özgürlük, eşitlik gibi iki temel kavramın olması gerekir. Eşitlik sadece siyasal eşitlik değildir aynı zamanda bireylerin, insanların ekonomik eşitsizliklerinin de giderilmesi gerekir ki toplumda gerçek anlamıyla bir siyasal eşitliği sağlayabilelim. Şimdi siyasal eşitlik bu anlamda sadece bireylere, insanlara tanınan hak ve özgürlükler veya yasalar önünde herkesin eşit olması demek değildir. Siyasal eşitlik aynı zamanda insanların, bireylerin, yurttaşların karar alma  sürecine katılması demektir. Çoğunluk yönetimi bu nedenle bugünün demokrasileri için, gelişmiş demokrasiler için tek hareket noktası, tek referans noktası olamaz. Meşruiyet, bir hukuk düzeninin, bir hükûmetin, bir siyasal sistemin meşruiyeti aynı zamanda o sistemin, o hukuk kurallarının temelinde sadece halkın yer alması değil yani sadece halkın bu kurallara tabi olması değil, aynı zamanda bu kuralların konulmasında da halkın söz sahibi olması demektir. Bu, sürece herkesin katılması demektir. Şimdi, İç Tüzük Değişiklik Teklifi muhalefete ?Sus.? diyor, ?Konuşmayacaksın.? diyor. Yani burada biz Danışma Kurulu önerileri getiriyoruz. Topluma, siyasi partilere, iktidar partisine bir mesaj veriyoruz. Faili meçhuller komisyonunu kuralım, Türkiye?nin diğer sorunlarına ilişkin çeşitli araştırma komisyonları kuralım, bazı yasa tasarılarına veya tekliflerine öncelik verelim. Bunları muhalefetin bu kürsüden ifade etmesinde ne gibi bir sakınca vardır ki iktidar partisi muhalefetin söz hakkını kısıtlamak istiyor? Böyle bir demokrasi anlayışı olabilir mi? Yani sadece parmaklara dayanarak, parmakların çoğunluğuna dayanarak bu demokrasiyi Türkiye Büyük Millet Meclisinde sağlamaya çalışmak çoğunluğun tahakkümü demektir. Eskiden kral veya diktatör ilahî iradenin temsilcisi olarak bir güç kullanırdı ve meşruiyetini böyle ortaya koyardı. Şimdi kral veya diktatör yerine çoğunluğu koyarsanız, çoğunluğun her dediği meşrudur derseniz ve çoğunluk çoğunluğuna güvenerek sınırsız ve mutlak bir iktidarı kullanırsa kral veya diktatörden hiçbir farkı olmaz, hatta daha tehlikelidir. Kral veya diktatörün kendi öz gücü dışında halktan gelen bir desteği yoktu. Çoğunluk muhalefeti susturmak için arkasındaki halk desteğini de bir gerekçe olarak kullanacaktır. Demokrasiyi derinleştiren, demokrasiyi demokratikleştiren hiçbir demokraside çoğunluk bu şekilde kullanılmaz, çoğunluk bu şekilde anlaşılmaz.
?Değerli arkadaşlar, bu İçtüzük, bundan böyle, Parlamentoyu, tamamen bir oy makinesi ve imalathane haline getirecek bir içtüzüktür. Bu İçtüzüğün arkasındaki akıl, sosyal, demokratik ve siyasal akıl değildir; süreçlerin erdemine inanmayan bir akıldır, süreçlerin yaratıcılığına, üretkenliğine inanmayan bir akıldır. Bu İç Tüzük değişiklik teklifi parmaklara güvenmektedir ancak parmakların aklı yoktur.? Bu cümleler, son cümlelerim, 26 Ocak 2001 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi tutanağından aldığım cümlelerdir, sizin bir arkadaşınız tarafından söylenmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) ? Bunları Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna ithaf ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN ? Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
?

Viagra çok çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm bulmak zaten karar verin. Biz sirk geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen birkaç dakika beklemek zorunda.