CHP'Lİ HAMZAÇEBİ'DEN ELEKTRİK KESİNTİSİ UYARISI "GEZDİRME YÖNTEMİYLE TÜRKİYE ELEKTRİK KESİNTİSİ PROGRAMINA ALINDI" 22.02.2012 -"GEZDİRME YÖNTEMİYLE TÜRKİYE ELEKTRİK KESİNTİSİ PROGRAMI KAPSAMINA ALINDI"- CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Türkiye'nin bir elektrik krizi ile karşı karşıya olduğunu belirterek, "Gezdirme yöntemiyle tüm Türkiye elektrik kesintisi programı kapsamına alınmıştır. Enerji Bakanı'nı elektrik kesintisi programını vatandaşla paylaşmaya davet ediyorum" dedi. Hamzaçebi, Hükümetin, elektrik ve doğalgaz politikalarının fiyaskoyla sonuçlandığını, başlangıçtan bugüne kadar, elektrik, doğalgaz ve enerji politikasının bulunmadığını ileri sürdü. Dünyanın en pahalı girdisiyle elektrik üretiminin neredeyse yarısının sağlandığını, bunun sürdürülebilir bir tablo olmadığını belirten Hamzaçebi, Türkiye'nin günlük doğalgaz ihtiyacının 180 milyon metreküp olduğunu söyledi. Hamzaçebi Türkiye'nin bütün olanaklarını tam olarak kullanması halinde sağlayabileceği doğalgaz girişinin günlük 170 milyon metreküp olduğunu ifade ederek, günlük 10 milyon metreküplük açık bulunduğunu iddia etti. Arz ve talebin dengelenemediğini savunan Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü: - NEFRET SUÇU ve NEFRET SÖYLEMİ kavramları ile tanıştık Türkiye'nin son yıllarda ''nefret suçu'' ve ''nefret söylemi'' şeklinde iki yeni kavramla tanıştığını ifade eden Hamzaçebi, toplumu bölen, zayıf, güçsüz olanları, azınlıktakileri ötekileştiren bir anlayışla karşı karşıya olunduğunu iddia etti.Hamzaçebi, nefret söyleminin artmasında iktidarın çok büyük sorumluluğu bulunduğunu öne sürerek, iktidarların, toplumu kucaklaması gerektiğini söyledi. Hamzaçebi, Hükümetin, toplumu barış içinde bir arada tutma söyleminin olmadığını ileri sürerek, ''Kin ve nefrete dayalı, güçsüzleri, zayıfları ötekileştiren, kendi gibi düşünmeyenleri ötekileştiren, onları mahkum konumuma sokan söylemler, maalesef giderek artmaktadır. Bu söylemin oluşmasında iktidarlar tek başına değildir. Bu konuda başka kesimlere de sorumluluk düşüyor. İktidarlar dışında, bazı medya kuruluşlarının nefret söylemine katkıda bulunduğunu görüyoruz. Bu son derece üzüntü verici'' diye konuştu. Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm kullanımı zaten karar verin. Biz sirk geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen tam olarak bir saat beklemek zorunda.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, TBMM'de, "Hükümetin elektrik ve doğalgaz politikası" konulu basın toplantısı düzenledi.
Türkiye'nin son yıllarda nefret söylemi ve nefret suçu kavramıyla tanıştığını belirten Hamzaçebi, "Nefret söyleminin artmasında iktidarın çok büyük bir sorumluluğu vardır" dedi.
AKP'nin, iktidara geldiği 2002'de Türkiye'nin kamu ve özel sektör enerji yatırımlarının toplamının, milli gelire oranının yüzde 1,5 düzeyinde olduğunu anlatan Hamzaçebi, o günden bugüne kadar AKP'nin, yüzde 1,5'luk oranı yakalayabilme başarısını gösteremediğini söyledi.
Türkiye'de doğalgaz ve bu çerçevede elektrik sıkıntısı yaşandığını ifade eden Hamzaçebi, sözlerini, ''Halkımız, unutmuş olduğu, tarihte kaldığını düşündüğü elektrik kesintileriyle AKP Hükümetiyle yeniden tanışmıştır. Bugün tesadüfi gibi gözüken, arızaya bağlı olarak yorumlanmaya çalışılan elektrik kesintileri, gerçekte gizli elektrik kesintisi programının uygulanmasıdır. Hükümet, elektrik kesintisi programını açıklasın, vatandaş da günlük yaşamını ona göre planlasın. Vatandaş, hangi günde elektrik kesintisi yapılacağını bilmiyor ama Enerji Bakanlığı biliyor. Enerji Bakanlığının bildiğini vatandaş da bilsin. Enerji Bakanı'nı, elektrik kesintisi programını vatandaşla paylaşmaya davet ediyorum'' diye sürdürdü.
Hamzaçebi, Türkiye'nin, elektrik üretiminin, yüzde 45 doğalgaza bağımlı olduğunu, ithal ettiği doğalgazın yüzde 53'ünü elektrik üretiminde kullandığını, elektrik üretiminin de yüzde 45 oranında girdi olarak doğalgazdan sağlandığını anlattı. Hamzaçebi, bu oranın 2002'de yüzde 40 iken, 10 yıllık AKP iktidarı döneminde yüzde 45'e yükseldiğini ileri sürdü.
''Arz-talep arasında önemli bir açık vardır. Açığın sorumlusu, enerji yatırımlarını 2002 seviyesinde bile tutamayan Hükümettir. Hükümeti, enerji politikasında başarısız ilan ediyorum. Başarısız bir enerji politikası vardır, halkımızı elektrik kesintilerine mahkum eden enerji politikası vardır. Vatandaşımız gerçeğin farkına varmalı. Bu Hükümet ile Türkiye'nin elektrik konusunda çıkışı yoktur. Her yıl yüzde 7 oranında artan talep karşısında, bu talebi karşılayacak yatırım politikası yoktur. Böyle politikasız ortamda, Türkiye elektrik kriziyle karşı karşıya kalma tehlikesi yaşamaktadır.''
BOTAŞ'ın elektrik üreten santrallere, "elektrik üretiminizi düşürün" talimatı verdiğini kaydeden Hamzaçebi, "Elektrik kesintisinin nedeni budur. Gezdirme yöntemiyle tüm Türkiye elektrik kesintisi programı kapsamına alınmıştır. Bugün Ankara'da yapılan kesinti yarın Konya'da yapılabilmekte öbür gün İzmir'de sonra diğer illerde..." dedi.
Medyanın temel görevinin vatandaşın haber alma özgürlüğünün sağlanması olduğuna işaret eden Hamzaçebi, ancak bu görevi yerine getirirken, kendisini iktidar yanında konumlandıran bazı medya kuruluşlarının, nefret söylemini artıran söyleme katkıda bulunabildiğini söyledi.
-''Televizyon kuruluşunu kınıyorum''-
Hamzaçebi, bir televizyon kanalının, CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter'i, yayınladığı bir dizide, toplumca kabul görmeyen bir role yerleştirerek ötekileştirdiğini ifade etti. Bu dizide Serter'e, açıkça hakaret edildiğini belirten Hamzaçebi, ''Bunu insanlık adına kınıyorum'' dedi.
CHP milletvekili olması ve düşünceleri nedeniyle eleştirilebilineceğini, düşüncelere karşı sert eleştiriler yapılabileceğini anlatan Hamzaçebi, ''Ama hiçbir zaman, bir kişinin düşüncelerine karşı olmak, karşısındaki kişiye, hele medya kuruluşu ise ona hakaret hakkı vermez. İlgili televizyondan, Serter ve toplumdan özür dilemesini talep ediyoruz. Serter'in kırılan gururunu, incinen onurunu, bu özür telafi etmeyecektir. Ama bu özür, toplumdaki nefret söyleminin kökleşmesini belki bir nebze önleyecektir. Bu televizyon kuruluşunu kınıyorum. O rol, Sayın Serter'i hedef almıştır. Serter'in isminin kamuoyunca biliniyor olması nedeniyle bu rol tesadüfi olamaz'' diye konuştu.
Bir basın mensubunun, "Sayın Nur Serter ile ilgili CHP kurumsal bir mahkeme süreci işletecek mi?" sorusuna Hamzaçebi, "Konuyu hukukçularımız değerlendiriyor. Sayın Nur Serter kendi hukukçusuyla konuyu hukuki yönden değerlendirmiştir. Burada partiye yönelik bir tutum var ise tabii ki o da ayrıca değerlendirilecektir" dedi.
-CHP "12 YIL EĞİTİM" İLE İLGİLİ RAPOR HAZIRLIYOR-
Bir basın mensubunun, "AKP'nin 12 yıllık eğitim ile ilgili teklifini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Hamzaçebi, şöyle dedi:
"CHP zorunlu eğitimin halen 8 yıl olan süresinin artırılmasını savunan bir partidir. AKP Grup başkanvekillerinin teklifi bizim savunduğumuz projeyi desteklememektedir. Onlar görünüşte bu süreyi artırır gibi bir düzenleme yaparken öte taraftan zorunlu süreyi parçalara bölmek suretiyle bir başka uygulamanın kapısını aralamaktadır. Konuyu bizim Milli Eğitim Komisyonu'nda görev alan milletvekili arkadaşlarımız değerlendirmektedir. Teklif verilir verilmez kendilerini bu konuda görevlendirdik, o görevlendirme sonucunda çıkan raporu CHP görüşü olarak kamuoyuyla paylaşacağız."
Böyle önemli bir konunun, tasarı yerine teklif olarak gelmesini eleştiren Hamzaçebi, ''AKP'nin 5 grup başkanvekilinin imzalaması arkasında Hükümet iradesini gösteriyor. Bakanlar Kurulunda imzaya açılmamasının bir nedeni olması gerekir. Belki Bakanlar Kurulunda imzalamayacak bakanların olması ihtimallerden biridir. Başka ihtimal, toplumda böyle bir düzenlemeye karşı ciddi eleştiriler olabilir, ciddi tepkiler karşısında teklifin arkasında Hükümetin değil, milletvekillerinin olduğu izlenimi kamuoyuna verilmektedir'' diye konuştu.
-CHP, CUMHURBAŞKANI YASASINI ANAYASA MAHKEMESİNE GÖTÜRECEK-
Hamzaçebi, "Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununu Anayasa Mahkemesi'ne götürecek misiniz?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Hazırlıkları yapıyoruz, dilekçesi yazılıyor, makul bir süre içerisinde ona ilişkin davayı da açacağız. Dava dilekçemizde sadece Sayın Cumhurbaşkanının veya cumhurbaşkanlığı görev süresine ilişkin düzenleme değil, ayrıca cumhurbaşkanlığı seçiminde, seçim kampanyası sırasında cumhurbaşkanı adaylarına yapılacak yardımlara ilişkin olarak maddi yardımda bir sınır varken ayni yardımda herhangi bir sınırın gözetilmemiş olması da vardır. Bu konuyu da hukukçularımız değerlendirmektedir. Anayasaya aykırılığının saptanmış olması halinde ki ilk değerlendirmemiz anayasaya aykırı olduğu yönündedir. Maddi yardımda bir sınır gözetilirken ayni yardımda bir sınır gözetilmemiş olması son derece yanlıştır. Bu da bizim dilekçede değerlendireceğimiz konular arasındadır."
-MİT YASASI VE YEŞİL-
Bir basın mensubunun, "MİT Yasasıyla birlikte Yeşil hakkındaki soruşturmada Başbakan'ın izni gerekecek deniyor, ne diyorsunuz?" sorusuna Hamzaçebi, "Teklife komisyon görüşmeleri sırasında eklenen geçici madde uygulamasının doğal bir sonucudur. Yeşil olsun, diğerleri olsun, hangi MİT mensubu olursa olsun hakkında bugün yargılama sürüyor ise kovuşturma sürüyor ise onların hepsi için Sayın Başbakan'ın izni gerekecektir. Bu ayrımı nasıl yapacaklardır merak ediyorum. Hangileri için yargılama izni verecektir hangileri için vermeyecektir, burada objektif bir ölçü nasıl konacaktır merak ediyorum, bunun objektif ölçüsü yoktur, subjektif ölçüsü vardır. Burada izin verme ve vermeme keyfiyeti tamamen keyfi olarak kullanılacaktır. Kişilere ve olaylara bağlı olarak kullanılacaktır.