Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı

31 Mayıs 2012 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----


BAŞKAN ? Türkiye Büyük Millet Meclisinin 114?üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
?
3.- Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Hatay Milletvekili Şefik Çirkin ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl'ün Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/611, 2/207, 2/397, 2/565) (S. Sayısı: 258)
BAŞKAN ? Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 258 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince bu tasarı İç Tüzük?ün 91?inci maddesi kapsamında temel kanun olarak görüşülecektir. Bu nedenle, tasarı tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.
?
BAŞKAN ? Teşekkürler Sayın Özel.
Cumhuriyet Halk Partisi önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler? Kabul etmeyenler? Önerge kabul edilmemiştir.
21?inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler? Kabul etmeyenler? 21?inci madde kabul edilmiştir.
22?nci madde üzerinde üç önerge vardır; okutuyorum:
?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 258 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 22'nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
M. Akif Hamzaçebi                        Ferit Mevlüt Aslanoğlu                    Mahmut Tanal
İstanbul                                            İstanbul                                            İstanbul
Aydın Ayaydın                          Bülent Kuşoğlu                              Rahmi Aşkın Türeli
İstanbul                                             Ankara                                               İzmir
Orhan Düzgün
Tokat
BAŞKAN ? Aynı mahiyetteki iki önerge hakkında, Sayın Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) ? Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN ? Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) ? Katılamıyoruz Sayın Başkan.
?
BAŞKAN ? Teşekkür ederim.
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 22?nci maddede yapılan düzenlemeyi esas itibarıyla Cumhuriyet Halk Partisi olarak doğru bulmadığımızı ifade etmek isterim.
22?nci madde, inşaat sektörünün ve genel olarak ekonominin sıkıntıda olduğu bir dönemde bazı konut teslimlerinin katma değer vergisini yükseltmek amacıyla getirilmiş olan bir düzenlemedir. Bu amaçla Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir. 22?nci maddede yer alan ve Katma Değer Vergisi Kanunu?nun 28?inci maddesinin değiştirilmesini öngören bu yazımda bir problem vardır. Problem üzerinde durmak istemiyorum, çünkü gördüğüm kadarıyla Hükûmet veya iktidar partisi grubu vermiş olduğu önergeyle o problemi düzeltiyor. Ancak var olan problem, maddenin yazımından kaynaklanan problem ortadan kalkacak olmakla birlikte, temel niyet değişmediği için, yani inşaat sektöründeki bir kısım konut teslimlerinin katma değer vergisini artırma niyeti olduğu için bunu doğru bulmadığımı tekrar ifade ediyorum.
Birincisi, katma değer vergisi, bir tüketim vergisidir, bütün Avrupa Birliğine üye ülkelerde uygulanan, Avrupa Birliğine üye olmayan ülkelerde de uygulanan, modern vergi sistemine sahip ülkelerde genel tüketim vergisi olarak uygulanır ve üretimin teslime kadar, daha doğrusu perakende aşamaya kadar bütün aşamalarını kapsayacak şekilde uygulanır. Katma değer vergisiyle lüks tüketimi vergilemek gibi bir kavram yan yana gelmez. Yani ?Ben, katma değer vergisinde oran farklılaştırarak lüks tüketime konu malları daha yüksek oranda vergileyeyim.? derseniz, bu katma değer vergisinin mantığıyla yan yana gelecek olan bir kavram değildir.
Şimdi, Hükûmetin niyetinde çok pahalı konutları yüksek oranda vergilemek var. Evet, yani yaklaşım şuradan geliyor: Pahalı konutu satın alanlar neden daha yüksek oranda vergi ödemesin? Soruyu şöyle de sorabiliriz: Pahalı elbiseyi satın alanlar neden ucuz elbiseyi satın alanlarla aynı katma değer vergisini ödüyor? Yani 500 Türk lirasına da bugün gidip takım elbise alabilirsiniz, 5 bin liraya satılan takım elbise de var, 15 bin liraya satılan takım elbise de var. Siz şimdi Hükûmet olarak ?Ya, 500 liralık takım elbisenin katma değer vergisini yüzde 1?e indirelim veya yüzde 8?de tutalım, 15 bin liralık takım elbisenin fiyatını da yüzde 18?e çıkaralım.? diyor musunuz? Diyemezsiniz, katma değer vergisinin mantığında bu yoktur. Katma değer vergisi, bütün aşamaları kapsar, bütün aşamaları vergiler. Katma değer vergisinde Avrupa Birliği uygulaması, Avrupa Birliği direktifleri bir veya iki indirimli oran uygulanmasına izin verir, onun hangi hâllerde uygulanacağını ifade eder -bizim sistemimizde de bunlar vardır- bunun dışında başka bir şeyi söylemez.
Şimdi, bir düzenleme getiriliyor, katma değer vergisinin temel ilkeleriyle bağdaşmıyor. 2002 yılına kadar katma değer vergisinde yüzde 18?den yüksek oranlar vardı lüks tüketimi vergilemek için. Örneğin otomobiller, çok pahalı, silindir hacmi çok yüksek otomobiller yüzde 40 oranında katma değer vergisine tabiydi. İşte kürk, havyar,            -efendim, beyaz eşya lüks değil ama işte anlayış öyleydi- televizyon vesaire bütün bunlarda katma değer vergisi oranı yüzde 25?ti. 2002 yılında o zamanki Hükûmet Özel Tüketim Vergisi Kanunu çıkardı, dedi ki: ?Katma değer vergisinde bu oranlar olmaz, bu farkları alalım; yüzde 18?le 25, yüzde 18?le 40 arasındaki farkları Özel Tüketim Vergisi Kanunu içine alalım, katma değer vergisini sadeleştirelim.?
Şimdi, o anlayışı, AB?ye uyum çerçevesindeki bu anlayışı bir kenara atıyoruz, bir garip madde koyuyoruz; inşaat sektörünü cezalandıracak olan bir madde. Şimdi iktidar partisinin yeni önergesi okundu, orada Bakanlar Kuruluna verilen yetki de ucu açık bir yetki. Bakanlar Kuruluna böyle bir yetki verilmez yani taşınmazın emlak vergi değerini esas alarak bir istisna koyabilecek veya düşük oranlı katma değer vergisi uygulayabilecek Bakanlar Kurulu. Emlak vergi değerinin objektifliği belki savunulabilir ama uygulamada orada çok sorun çıkacağını söyleyeyim, bir de bulunduğu yer itibarıyla. Yani bulunduğu yer itibarıyla Bakanlar Kuruluna bir yetki verilmez katma değer vergisinde yani rica ediyorum, Sayın Bakan ve iktidar partisi grubu, bu önergeyi oylamayalım, bunu vergi mevzuatına ve Anayasa'ya daha uygun hâle getirelim.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN ? Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
Aynı mahiyetteki iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler? Kabul etmeyenler? Önergeler kabul edilmemiştir.
?
BAŞKAN ? Teşekkürler Sayın Ayhan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler? Etmeyenler? Önerge kabul edilmemiştir.
25?inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler? Kabul etmeyenler? Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm, geçici madde dâhil 26 ile 44?üncü maddeleri kapsamaktadır.
?
BAŞKAN ? Teşekkürler Sayın Kalaycı.
İkinci bölüm üzerinde üçüncü konuşmacı, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Akif Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)
Diğer beş dakikayla da birleştirerek süreniz on beş dakika Sayın Hamzaçebi.
CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarıyla ilgili olarak bu bölümde yapacağım konuşmada bir genel değerlendirme yapmak istiyorum. 22?nci madde vesilesiyle kürsüye çıktığımda, 22?nci maddede konut teslimlerini esas alarak yapılan düzenlemenin doğru olmadığını ve bu düzenlemenin inşaat sektörünü, dolayısıyla da büyümeyi olumsuz etkileyeceğini ifade etmiştim.  Bakanlar Kuruluna verilen yetkinin de, özellikle taşınmazın bulunduğu yer itibarıyla belirleme yapma yönünde Bakanlar Kuruluna verilen yetkinin de uygun olmadığını, ucu açık, belirsiz bir yetkiyi Bakanlar Kurulunun kullanması hâlinde bunun Anayasa?ya aykırı olacağını burada bir kez daha ifade ediyorum.
?Bulunduğu yer itibarıyla.? diye ucu açık bir yetki Bakanlar Kuruluna verilemez. Anayasa?nın 73?üncü maddesi açıktır, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ancak kanunla konulur. Bunlara ilişkin olarak herhangi bir şekilde indirim, istisna ve kanuni oranlarda herhangi bir şekilde indirim yapılması yönünde bir düzenleme yapılacak ise bu gayet açık, sınırları belli bir şekilde Bakanlar Kuruluna bir yetki verilmek suretiyle yapılabilir. Verilen yetki bu çerçevede Anayasa?yla uyumlu değildir.
Tasarının birinci bölümünde yer alan bir maddede yapılan bir düzenlemeyle ibadethane yapımı için yapılan harcamaların gelir vergisi matrahından düşülmesine imkân tanındı. İkinci bölümde benzer bir madde var. O da, yine ibadethane yapımı için yapılacak harcamaların kurumlar vergisi matrahından indirilmesini düzenliyor.
Değerli arkadaşlar, elbette dinimiz, bütün insanların inancı önemlidir. İnancı olmayan insanların o düşüncesi de önemlidir. Demokratik bir devlette, laik bir devlette bunların hepsi önemlidir ve inanan insanların ibadetlerini özgürce, inandığı şekilde yerine getirmesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca 80 bin cami yapılmıştır demeyeyim, 80 bin cami Türkiye?de hizmette vardır. Elbette Osmanlı İmparatorluğu döneminden gelen camiler var, cumhuriyet döneminde yapılan camiler var. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yapılan bütün camiler vatandaşların katkısıyla yapılmıştır yani bir hayır işidir bu, bir sevaptır. Vatandaş her yerde bu yardımı yapar, bu yardımlarla camiler inşa edilir. Bugüne kadar bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşanmamıştır yani bir hayır işlerken ?Bu hayrın bir bölümünü devlete fatura edeyim.? anlayışı dinimize de uygun değildir, vatandaşın hayır ve sevap anlayışına da uygun değildir. İkincisi: Laik bir devlette devlet, bütçesinden ibadethane yapımı için kaynak ayırmaz. Ha vergileri toplayıp bunu  bir ibadethane yapımı için tahsis etmişsiniz ha da bu vergilerin bir bölümünü mükellefe, vatandaşa bırakarak ?Bu ibadethaneyi sen yap.? demişsin. Bunun ikisi de doğru değil arkadaşlar. İkisi de doğru değil yani her iki açıdan da bu düzenlemenin sakıncalı olduğunu ifade etmek istiyorum.
Bunun bir ihtiyaçtan kaynaklandığı kanaatinde de değilim. İstanbul?da yapılacak bir iki cami için, özellikle iş adamlarının belki katkı koyup yapacağı bir iki cami için onlara yönelik bir vergi istisnası getirilmektedir. Camilerin yapımında bugüne kadar vatandaşımızın bir sıkıntısı olmamıştır, yapmıştır. İhtiyaç varsa bundan sonra da yapılacaktır. Böyle olduğu hâlde sadece İstanbul?da nokta hedef tarif edilemediği için bir iki camiyi esas alarak genel bir düzenleme yapmayı doğru bulmuyorum. Bu düzenleme bir ilktir. Lütfen insanlarımızın inancı arkasına saklanarak, inancına sığınarak ve laiklik ilkesini bir kenara atarak bu düzenlemeleri yapmayalım. Bunlar doğru değil.
Değerli arkadaşlar, birkaç konuyu daha gündeme getirmek istiyorum. Şimdi bu tasarıda birçok vergi kanununun birçok maddesi değiştirilmektedir. Önemli değişiklikler var. Ufak tefek gibi gözükmekle birlikte gerçekte sonuçları çok önemli olacak değişiklikler var. Birincisi, tasarının 22?nci maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanunu?nun 28?inci maddesinde yapılan değişikliktir. Orada esas alınan emlak vergi değeri ölçüsü doğru bir ölçü değildir. Emlak vergi değeri yanıltıcıdır. Yani kural olarak belki objektif bir ölçüdür, evet, en objektif olan ölçü yine odur ama örnek veriyorum: Üsküdar ilçesindeki vergi değeri, Boğaz?ın Avrupa Yakası?ndaki Yeniköy?deki vergi değerinden yüksektir. Şimdi siz Yeniköy?deki konutu vergilemek için bir ölçü koyacaksınız, esas alacağınız vergi değeri Üsküdar?daki konutu da vergileyecek. Ankara?da Gaziosmanpaşa?daki vergi değeri, bazı sokakların veya caddelerin vergi değeri, Yenimahalle?deki, Keçiören?deki bazı sokak ve caddelerin vergi değerinden düşüktür. Şimdi vergi değerine yaslanarak bir objektif ölçüye yaslandığınızı düşüneceksiniz ama buradan varacağınız sonuç yanıltıcı olacaktır.
Şunu diyebilirsiniz: Biz Bakanlar Kuruluna yetki alıyoruz. Eğer öyle sonuçlar çıkarsa, kullanmayız. Ama bence bunu baştan inceleyip ölçüyü ona göre koymak gerekir. Söylediğim gibi katma değer vergisi bu tip oran farklılaştırmalarıyla lüks tüketimi vergileyecek bir araç değildir, doğru bir yer değildir. Esas olan, o lüks konutları, pahalı konutları alan kişilerin kazançları üzerinden devletin gelir vergisini veya kurumlar vergisini hakkıyla alabilmesidir. Bu yapılamayıp da gelip öbür tarafta ?Katma değer vergisiyle bunu telafi edeyim.? derseniz bu doğru olmaz.
Yine, tasarının 30?uncu maddesinde yapılan düzenlemenin hem Anayasa?yla problemi olduğunu, Anayasa?ya aykırı olduğunu hem de doğru olmadığını ifade etmek istiyorum. Biraz önceki arada Maliye Bakanlığındaki arkadaşlarımıza, Sayın Maliye Bakanına bunu anlattım, çok özetle anlattım ama onlar da kendi düzenlemelerinin doğru olduğunu ifade ettiler. Ben bir kez daha, onun neden Anayasa?ya aykırı olduğunu ifade edeyim.
Bir kere, tasarının 30?uncu maddesiyle Özel Tüketim Vergisi Kanunu?nun (III) sayılı listesinde değişiklik yapılarak bu listede yer alan sigara ve tütün mamulleri ile kolalı gazozlar da dâhil olmak üzere alkollü içeceklerin özel tüketim vergisinin artırılmasına imkân tanınıyor. Bu ürünlerde, sigarada, alkollü içkilerde bir maktu vergi vardır, asgari maktu vergi vardır yani: ?Bir sigara paketinin vergisi şundan, şu kadar liradan aşağı olamaz.? Şimdi, bu maddeyle 2?nci bir vergi getiriliyor, yeni bir maktu vergi. Hükûmet böyle bir tercih yapmış. Sigarada paket başına, o paketin üzerinde, ?Paketin içindeki her bir sigara için var olan maktu verginin yüzde 20?sini geçmemek üzere yeni bir maktu vergi belirleyeceğim.? diyor ve bu yeni belirlenecek maktu vergiyle birlikte asgari maktu vergiyi de TÜFE?ye bağlayarak her altı ayda bir bunu TÜFE oranında artıracak. Böyle bir, hasılatı güvence altına alma ve vergiyi güncelleme kaygısıyla yapılan düzenleme. Söylüyorum ve iddia ediyorum: Sayın milletvekilleri, bu şekilde bir düzenlemeyle, torba bir yetki maddesiyle Bakanlar Kurulu sigara ve diğer ürünlerde bir maktu vergi belirleyemez. Maktu vergiyi, kanun koyucu, o verginin hangi üründe, hangi tutarda alınacağını bir liste olarak belirleyerek, kanuna bunu ekleyerek yapabilir. Bakın, benzer bir düzenleme 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu?nun ilgili maddesinde -12?nci maddesinin iki numaralı fıkrasının (b) bendinde- 2002 yılında yapılmıştı. Kanun 1/8/2002 tarihinde yürürlüğe girdiğinde, Bakanlar Kuruluna, 3 sayılı listede yer alan nispi vergileri dikkate almak suretiyle, bu nispi vergilere karşılık gelecek şekilde her bir ürün için maktu vergi tutarı belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştı. Bu, yapılmak istenene kıyasla daha masum bir düzenleme, en azından listedeki bütün ürünlerin karşısında ?yüzde 49, 50, 51? gibi oranlar yazılı ?Bu oranın karşılığı kaç kuruş, kaç liraysa bu tutarı maktu vergi olarak Bakanlar Kurulu belirleyebilir.? demiş. Bu yetkiye dayanarak Bakanlar Kurulu karar aldı, o nispi vergileri maktu vergiye çevirdi, Bakanlar Kurulu kararı yayınlandı. Bakanlar Kurulu kararına karşı Danıştayda dava açıldı, Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi. Dava gerekçesi ?Bakanlar Kurulunun bu yetkisi yok.? gerekçe bu. Danıştay da buna hak verdi. Maliye Bakanlığı bu sorunu aşmak üzere yeni bir Bakanlar Kurulu kararı çıkardı -çünkü Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verince hemen yeni bir Bakanlar Kurulu kararı çıkarıldı- o Bakanlar Kurulu kararına karşı da Danıştayda dava açıldı, Danıştay yine yürütmeyi durdurma kararı verdi, Anayasa?ya aykırı. Evet, o zaman ne yapıldı? 30 Ağustos 2004 tarihinde 5228 sayılı Kanun?la maktu vergi tutarları Özel Tüketim Vergisi Kanunu?na bir liste hâlinde eklendi. En son 2011 yılında çıkarılan 6111 sayılı Kanun?la bu listeler eklendi. Şu an o maktu vergiler kanunda yazılı. O vergilerle ilgili olarak, Özel Tüketim Vergisi Kanunu?nun ilgili maddesi Bakanlar Kuruluna şu kadara kadar artırma, şu kadara kadar indirme yetkisi verdiği için, o miktarlar veya oranlar dâhilinde, Bakanlar Kurulu Anayasa?nın 73?üncü maddesine uygun olarak bu yetkiyi kullanıyor. Şimdi, getirilen düzenleme, yeni maktu vergi düzenlemesi bambaşka bir şey diyor. Diyor ki: ?Sigaranın o maktu vergisini alacağım, onun yüzde 20?sini geçmemek üzere her bir ürün için Bakanlar Kurulu vergi koymaya, bu vergiyi farklılaştırmaya yetkili.? Sayın Bakan, yapamazsınız, bakın, Anayasa?ya aykırı. Zamanınız var, ben düzeltmenizi öneririm ama tabii ki siz kendi düzenlemenizin doğruluğunu savunabilirsiniz, onun arkasında durabilirsiniz.
Şimdi, bizim katma değer vergimiz güzel bir vergidir, Avrupa Birliğine uyum vergisidir, 1985 yılında çıkmıştır. Hâlâ uyum açısından problemleri olan bir vergidir ama genel tüketim vergisidir ve Türk vergi sisteminin amiral vergisidir diyebiliriz. Vergisiydi? Vergi hasılatı iyiydi, bütçedeki yeri iyiydi fakat bugün geldiğimiz noktada katma değer vergisinin verimliliğinin düştüğünü görüyoruz. Bir verimlilik hesabı yaptım, yüzde 0,34. Avrupa Birliğinin neredeyse en düşük verimliliğe sahip katma değer vergisi Türkiye?de. Doğru değil.
Katma değer vergisinin gayrisafi yurt içi hasılaya oranına bakalım: OECD ortalamasının biraz üzerinde belki ama OECD ülkelerinde katma değer vergisi uygulamayan ülkeler var, başka tüketim vergileri uyguluyorlar, onlar ölçü olamaz. Amerika Birleşik Devletleri gibi, Japonya gibi, başka ülkeler de olabilir. Şimdi, Avrupa Birliği ülkelerini aldığımızda, gayrisafi yurt içi hasılaya oran olarak düşük. Bu ?Şu vergiyi artırın anlamında değil.? Oranımız yüksek, oran yüzde 18. Yüzde 18?lik orana rağmen hasılat, verimlilik düşmüş ise katma değer vergisinde problem var demektir. Katma değer vergisini yeniden ele almak gerekir.  ?Vergi reformu? dediğimiz zaman bütün bunları konuşmak gerekir.
Şimdi, ?vergi reformu? kavramını hükûmetler çok sık kullanır, çok hoş bir kavramdır ama hiçbir hükûmet vergi reformu yapamaz. 2002 yılında tüm vergi gelirleri ve bütçe gelirlerinin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 22 idi, şimdi de yüzde 22, değişen bir şey yok. Oranlarımız yüksek, istihdam üzerindeki vergi yükü yüksek ama buna rağmen bir türlü vergi reformu yapamıyoruz.
Zamanım yeterli olmadı ama bu tasarıyla ilgili temel birtakım sorunları ve genele ilişkin birtakım görüşlerimi ifade etme imkânı buldum, sözlerimi burada bitiriyorum. Bitirirken hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN ? Teşekkürler Sayın Hamzaçebi.
?
BAŞKAN ? Teşekkürler Sayın Öğütken.
Şimdi, sisteme giren arkadaşlarımız var, on beş dakika süreyle soru-cevap işlemi yapacağız.
?
BAŞKAN ? Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım, süreniz doldu.
Sayın Hamzaçebi, bir dakika, buyurun efendim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün Bank Asya Ligi?ne terfi eden Adana Demirspor?u yürekten kutluyorum. Bir asrı aşkın bir tarihe sahip olan, köklü, güçlü, büyük Adana Demirspor?a Bank Asya?da başarılar diliyorum, Süper Lig yolunun açık olmasını temenni ediyorum. Türk futboluna çok değerli futbolcuları, teknik adamları yetiştiren Adana Demirspor?a gönülden sevgiler, saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN ? Teşekkürler Sayın Hamzaçebi.
Buyurun Sayın Şandır.
?
3.- Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Hatay Milletvekili Şefik Çirkin ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl'ün Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/611, 2/207, 2/397, 2/565) (S. Sayısı: 258) (Devam)
BAŞKAN ? Bu şekilde, ikinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
26?ncı madde üzerinde iki önerge vardır. Aynı mahiyetteki bu önergeleri okutacağım ve birlikte işleme alacağım. Talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim veya gerekçelerini okutacağım.
Şimdi aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 258 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 26?ncı maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu                         Aydın Ayaydın                           Bülent Kuşoğlu
İstanbul                                             İstanbul                                              Ankara
Orhan Düzgün               Rahmi Aşkın Türeli                          Mehmet Akif Hamzaçebi
Tokat                                                 İzmir                                                İstanbul
BAŞKAN ? Sayın Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) ? Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN ?Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) ? Katılamıyoruz Sayın Başkan.
ERKAN AKÇAY (Manisa) ? Gerekçe efendim.
BAŞKAN ? Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İşsizlik Sigortası Fonunun gelirlerinden vergi kesilmemesi ve fonun gelirlerinin artırılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN ? Diğeri?
Gerekçe:
Yürürlükteki uygulamanın devamı öngörülmektedir.
BAŞKAN ? Aynı mahiyetteki her iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan, bizim önergede konuşmacımız var.
BAŞKAN ? Konuşmacınız mı vardı efendim?
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; işsizlik sigortasıyla ilgili düzenleme yapan bir maddeyi görüşüyoruz. Maddeye göre işsizlik sigortasının fon gelirlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı konusundaki tereddüt, uygulamadaki yargı kararları, birbiriyle çelişen yargı kararları nedeniyle bundan sonra artık vergi kesintisi yapılacak; düzenleme o şekilde.
Tabii şöyle bakılabilir: ?İşsizlik Sigortası Fonu zaten işsize kullandırılmıyor, doğru dürüst amacında kullanılmıyor. Fonun önemli bir gelirini devlet ondan borç alıyor gibi gözükmekle birlikte gerçekte borç almıyor, onu ödemeyecek; işte yatırımlarda kullanıyor, otoyollarda kullanıyor. O nedenle, varsın o şekilde kullanıyorsa bir bölümünü de vergi geliri olarak bütçeye alsın.? denilebilir. Tabii, o ilgili madde zamanında İşsizlik Sigortası Kanunu?na eklendiği zaman niyet edilen İşsizlik Sigortası Fonu?ndan ödeme yapılan kişilere yapılan ödemenin gelir vergisinden muaf tutulmasıydı. Yani, işsiz kişinin fondan almış olduğu yardım, işsizlik ödeneği herhangi bir vergi kesintisine tabi tutulmayacak. 4447 sayılı Kanun?un ilgili maddesine o zaman önergeyle eklenen maddenin gerekçesi buydu. Aynı maddeyi, aynı gerekçeyi karşılayacak olan bir başka hüküm 4447 sayılı Kanun?da bulunmaktadır ama o zaman öyle bir önergeyle, öyle bir düzenleme yapılmış. Ama gelin görün ki, uygulamada, yargı, bunu konuluş amacından daha farklı bir gerekçeyle yorumlamış, ?İşsizlik Sigortası Fon gelirlerinden kesinti yapılamaz.? demiş, bir başka yargı kararı ?Hayır, yapılabilir.? demiş. Şimdi, Hükûmet, bunu ?Vergi kesintisi yapılabilir.? şeklinde değiştiriyor.
Önemli olan İşsizlik Fonu?nun nerede kullanıldığıdır tabii ki. Bu fon amacına uygun kullanılıyor mu? Fonun mal varlığına ve nema gelirine baktığımızda mal varlığının yıldan yıla çok büyük ölçüde arttığını, nema gelirinin yine çok büyük boyutlara ulaştığını, buna rağmen, nema gelirinin İşsizlik Fonu amaçlarında kullanılmadığını görüyoruz. Kullanılmadığı içindir ki, Hükûmet, sık sık buraya başvurarak zaman zaman nema gelirinin dörtte 3?ünü, yarısını almış, ?Bunu ileride iade edeceğim.? demiş ama bu iade hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. Fon gelirlerinin işsizlik sigortası amacıyla kullanılan bölümü son derece azdır yani fonun yıllık nema gelirinin, on iki aylık gelirinin iki aylık kısmıyla fonun tüm sigorta giderlerini karşıladığını söyleyebiliriz. Kalan on aylık nema geliri fon mal varlığına ilave oluyor veya Hükûmet onu alıp başka yatırımlarda kullanıyor. Fonu amaçlarında kullanmak gerekir. Fonu mutlaka işsizlik ödemelerinde, işsiz kalan vatandaşlarımıza yapılan ödemelerde, işsizlik ödeneğinin işsizlere verilmesinde kullanmak gerekir. Bu yetmez, diğer ülkelerdeki uygulamaya paralel olarak işsizlik fonu gelirlerinin işsizlere meslek kazandırılması amacıyla onların eğitiminde kullanılması gerekir. Onların, işsizlerin eğitiminde onlara bir meslek, beceri kazandırılmasına yönelik fon harcamalarının son derece düşük olduğunu söylemeliyim. Eğilim bu yöne doğru gitmelidir. Ne kadar nitelikli olursa işsiz vatandaşlarımız, o kişiler daha sonra iş piyasasına girdiklerinde o kadar daha rahat iş bulabilirler.
Bu vesileyle bunları ifade etme ihtiyacı duydum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN ? Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
Aynı mahiyetteki iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler? Kabul etmeyenler? Önergeler kabul edilmemiştir.
26?ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler? Kabul etmeyenler? Kabul edilmiştir.
?
BAŞKAN ? Çok teşekkür ederim Ahmet Bey, sağ ol.
Değerli milletvekilleri?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan?
BAŞKAN ? Sayın Hamzaçebi?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Yerinden, buradan bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN ? Şimdi, Sayın Genç bir konuşma yaptı. Sataşma nedeniyle Sayın Yeni de yerinden bir cevap verdi ama bir cümle kullandı.
AHMET YENİ (Samsun) ? Beraber çalışıyoruz onlarla.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri de mahcup bir şekilde duruyor gibi bir şey söyledi.
AHMET YENİ (Samsun) ? Komisyondakiler?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Kamer Genç konuşması nedeniyle herhangi bir mahcubiyetin içerisinde değiliz. Sayın Kamer Genç kürsünün hakkını vererek konuşmuştur.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN ? Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
?
BAŞKAN ? Madde üzerindeki önerge geri çekilmiştir.
31?inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler? Kabul etmeyenler? 31?inci madde kabul edilmiştir.
32?nci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan Tasarı?nın çerçeve 32 nci maddesinde yer alan Ek 2 nci Maddede ilk yer alan ?Ekonomi Bakanlığınca? ibaresinin ?Ekonomi Bakanlığı bütçesinden? olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Akif Hamzaçebi     Ferit Mevlüt Aslanoğlu           Muhammet Rıza Yalçınkaya
İstanbul                                        İstanbul                                               Bartın
Rahmi Aşkın Türeli                                  Müslim Sarı
İzmir                                               İstanbul
BAŞKAN ? Sayın Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FERAMUZ ÜSTÜN (Gümüşhane) ? Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN ? Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) ? Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN ? Sayın Hamzaçebi?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)) ? Söz istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN ? Buyurun efendim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerçekte bu önergede huzurunuza çıkmak niyetinde değildim çünkü çok basit, sıradan bir önerge, sıradan bir düzeltmeyi sağlamaya yöneliktir ama buna rağmen Komisyonun ve Sayın Bakanın ?Katılmıyorum.? demesini yadırgadığımı ifade edeyim.
Biraz önce yerimden bir müdahalede bulundum, ?Kanun dilinde gelecek zaman kullanılmaz, geniş zaman kullanılır.? diye. Teşekkür ettiler bana ve bir düzeltmeyle düzeltildi.
Şimdi, madde diyor ki: ?Şu prim ödemeleri Ekonomi Bakanlığınca karşılanır.? Bu tabir yanlış. Bütün kamuda var olan hazinedir, ?hazine? kavramı vardır, bütün ödemeler hazineden yapılır. Bir şeyi ödüyorsanız, bu ödeme hazinenindir, bir şeyden vazgeçiyorsanız hazinenin alacağından vazgeçiyorsunuz. Dolayısıyla, doğru ifade, ?Ekonomi Bakanlığınca karşılanır.? değil, ?Hazinece karşılanır.?
Ama belki Hükûmet şunu demek istiyor olabilir: ?Biz bunu Ekonomi Bakanlığıyla ilişkilendirmek istiyoruz.? Ben bu niyeti göz önüne alarak ?Ekonomi Bakanlığı bütçesinden karşılanır.? şeklinde düzelttim bunu. Yani Sayın Bakan, buna ?Katılmıyorum.? diyorsunuz?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) ? Baktım, katılacağız.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Peki, ?Katılıyorum.? diyorsanız sözümü burada bitiriyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN ? Sayın Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FERAMUZ ÜSTÜN (Gümüşhane) ? Katılıyoruz.
BAŞKAN ? Sayın Bakanım?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) ? Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN ? Sayın komisyonun katıldığı, Sayın Bakanın takdire bıraktığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler? Kabul etmeyenler? Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 32?nci maddeyi?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Karar yeter sayısı?
BAŞKAN - ?oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler? Kabul etmeyenler? Kabul edilmiştir.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Karar yeter sayısı istedim madde oylamasında.
BAŞKAN ? Karar yeter sayısı?
Kâtip üyeler anlaşamadığına göre cihazla oylama yapacağız.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) ? Oylama yaptıktan sonra tekrar oylama yapıyorsunuz Sayın Başkan.
BAŞKAN ? Bir saniye? Cihazla oylama yapacağız.
Üç dakika süre veriyorum.
Oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
?

Viagra çok çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm kullanımı zaten karar verin. Biz mağazasında geldi ve sevdim aldım. hemen kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen üç gün beklemek zorunda.