Bunlar timsah gözyaşlarıdır

Başbakanın, Balyoz Davası kararına ilişkin sözlerini değerlendiren Hamzaçebi, "Bunlar timsah gözyaşlarıdır. Hem ağlarım, hem giderim gözyaşlarıdır" dedi.

22.09.2012

Toplantıya ilişkinfotoğrafları görmek için lütfen tıklayınız.

CHP Beylikdüzü İlçe Örgütü, Eylül ayı örgüt toplantısı gerçekleşti. İlçe Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun çalışmaları anlatan sunumun ardından söz alan Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, güncel konuları değerlendirdi.

"Bugünden itibaren farklı bir Türkiye'de yaşadığımızı herkesin bilmesi gerekir" uyarısıyla konuşmasına başlayan Akif Hamzaçebi, "Anayasa Mahkemesi 4+4+4 ile ilgili kararını verdi. Dün de Silivri'de mahkeme kararını verdi. ''4+4+4 ile ilgili kararda, CHP'nin bu düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu yolundaki talebi reddedildi. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararından sonra artık Türkiye'de inançlar güvence altında değildir. Türkiye'de demokrasi tehlike altındadır. 2002'den bu yana yapılan her seçimde oylarını artırarak gelen AKP, bu oy artışını 'çoğunluğun dediği olur' şeklinde yorumlayarak, kendisine oy vermeyenlerin hakları olabileceği düşüncesini bir kenara atmıştır. Yine dünkü Balyoz davasında sanıkların, 'Hukuksuz yargılanıyoruz. Savunma hakkımız ihlal edilmiştir. Deliller uydurma, sahte' şeklindeki feryatları duymazlıktan gelinerek kendilerine mahkûmiyet cezaları verilmiştir.'' şeklinde konuştu.

"YARGI BAŞBAKANIN KONTROLÜNE AÇIK HALE GETİRİLDİ    

Bu sistemin temelinin iktidar tarafından 12 Eylül 2010 Referandumunda atıldığına dikkat çeken Hamzaçebi, o tarihte sunulan anayasa değişikliklerinin, AKP tarafından 'özgürlük', 'kardeşlik', 'eşitlik' gibi kulağa hoş gelen kavramlar altında sunulduğunu söyledi. Hamzaçebi, 12 Eylül 2010 Referandumu ve 1 Temmuz 2012 tarihinde TBMM tarafından kabul edilen yargı paketiyle birlikte özel yetkili mahkemelerin muhafaza edildiğini, Türkiye'nin Başbakanın yetki ve kontrolüne açık bir yargı sistemine yerleştirildiğini ifade etti.

''Hukukun üstünlüğü'' diye yola çıkanların, 12 Eylül 2010 referandumunda gerçekte iktidarın kontrolünde olan bir yargı sisteminin temelini attıklarını savunan Hamzaçebi, Türkiye'nin giderek daha otoriter bir yönetimi benimseyen ve bunu içselleştiren bir AKP ile karşı karşıya olduğunu iddia etti.

"BAŞBAKANIN LUTFETTİĞİ KADAR ÖZGÜRLÜK VAR"

Türkiye'de özgürlüğün tehlike altında olduğunun altını çizen Hamzaçebi, "İktidar, kendisine oy vermeyenlerin hakları olabileceğini bir kenara atmıştır. Otoriter bir yönetimle karşı karşıyayız. Demokrasi çoğunluğun değil, azınlığın haklarının korunduğu bir rejimin adıdır. Bugün bu unutulmuş gözüküyor" şeklinde konuşarak sözlerini şöyle sürdürdü;

Hamzaçebi, ''Demokrasi, çoğunluğun rejimi değildir'' diyerek, şöyle devam etti:

''Bugün bu unutulmuş ve kenara atılmış gözüküyor. Kendilerini 1990'lı yılların ezilenleri ve mağdurları olarak takdim edenler, 10 yıl önce Türkiye'de özgürlük, eşitlik ve adalet için yola çıktıklarını söyleyenler, bugün baskının, şiddetin, zulmün, işkencenin iktidarını kurdular. Bugün AKP, yargıyı ve üniversiteleri ele geçirmiştir. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın lütfettiği kadar özgürlük vardır. TÜSİAD Başkanı, 'Olanları bilmek hakkımız' diyerek bir çıkış yaparken, her demokraside olması gereken bilgilenme hakkını ifade ederken, Başbakan'ın ona verdiği cevap, 'Otur oturduğun yerde' oldu. Başbakan'ın demokrasi anlayışı yoktur. Başbakan, demokrasiyi, özgürlüğü içselleştirememiş bir yönetimin, hükümetin başındaki kişidir.''

AKP'nin, AB gibi bir hedefi olmadığını savunan Hamzaçebi, tarihsel olarak Türkiye'nin yönünü daima batıya doğru belirlediğini, bugün ise yönünü doğuya doğru belirlemiş bir hükümet olduğunu kaydetti.

Hamzaçebi, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'' 'Türkiye'de 10 yıl önce özgürlük, demokrasi yoktu; haksızlık yapan bir devlet vardı, şiir okuduğum için mahkum edildim' diyerek yola çıkanlar, bugün mahkemeleri ile gazete okuyanları mahkum ediyorlar. Silivri'de 'Bu deliller uydurma, o tarihte ben yurt dışındaydım, o toplantı ve seminere katılmadım', 'haksız bir şekilde yargılanıyorum, bunu hak etmiyorum' diyenler, yargıya güvenerek yurt dışındaki görevini bırakarak Türkiye'ye koşup gelenler, en ağır cezalara çarptırıldılar. Bunun kabul edilmesi mümkün değildir. Ergenekon davasında uydurma delillerle insanlar yargılanıyor. Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay, Türkiye'nin aydınları ve ileri gelenleri, Türkiye'nin geleceğinden endişe duyarak bu hükümete karşı görüş ifade edenler ve aykırı düşünenler, sadece bu düşünceleri nedeniyle mahkemede yargılanıyorlar. Balbay ve Haberal'ın iddianamesini okudum. İddianamede bir suç unsuru göremedim.''

''Sadece kin ve nefret duygularıyla insanları yargılıyorsanız, gün gelir devran döner siz de bir gün yargılanırsınız'' diyen Hamzaçebi, şöyle devam etti:

''AKP iktidar olduğunda sayın Tayyip Erdoğan Başbakan değildi. Genelkurmay Başkanı ile görüşebilmek için Amerikalı dostlarından yardım isteyen bir Erdoğan vardı. Aynı Başbakan 10 yıl sonra Genelkurmay Başkanı'nı 'terörist' diye mahkemelere sevk etmekten, komutanlarını mahkemelere sevk etmekten geri kalmıyor. Böylesi bir dönüşümü Türkiye yaşıyor. Başbakan'ın, İlker Başbuğ ile ilgili olarak, 'Aslında tutuksuz yargılanması gerekir' diye görüş beyan etmesine bakmayın. Görüş beyan edenler Başbakan ise, o görüşlerinin gereğini yapmalılar. Onlar timsah gözyaşlarıdır. Bakmayın Başbakan'ın dünkü Balyoz davası kararına ilişkin 'Henüz süreç bitmedi, gerekçeyi görmek lazım' diye bir açıklama yapmasına. Bunlar, timsah gözyaşlarıdır. Hem ağlarım, hem giderim gözyaşlarıdır.''

"HÜKÜMET TERÖR KARŞISINDA ÇARESİZ"

Son dönemde artan terör olaylarına da değinen Hamzaçebi, terörün 32 yıldır bu kadar yükselmediğine dikkat çekerek, " Başbakanın terör konusunda bir çözümü yoktur. Bir dönem, 'PKK'ya karşı TSK gücünü gösterecek' sözleriyle insanlara terörün sona ereceğini zannettiren Başbakan, o tarihte OSLO'da PKK ile görüşüyordu. Terör karşısında güçlü bir hükümet yok. Adım atamıyor, çaresiz" değerlendirmesinde bulundu.

"BEYLİKDÜZÜ'NDE CHP BAYRAĞI DALGALANACAK"

En sıkıntılı anlarda en iyi çözümü toplumun bulacağını vurgulayan Hamzaçebi, "Türkiye, bu kötü gidişe 'dur' diyecektir. Önümüzde yerel seçimler var. Milletimiz AKP'ye dersini yerel seçimlerde verecek. Ranta ve ihaleye göre yönetim anlayışını sandığa gömmek milletimizin görevidir" şeklinde konuştu ve Beylikdüzü'nde CHP bayrağının dalgalanacağına inancının tam olduğu söyleyerek sözlerini tamamladı.

Partililerin söz alarak görüşlerini beyan ettiği örgüt toplantısına; CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Turan Aydoğan, İl yönetim kurulu üyeleri Hüseyin Aksu, Ali Ulvi Gökbulak, Bektaş Davutoğlu, İl Gençlik Kolları Başkanı Ali Gökçek ve İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Uğur Dağ da katıldı.

Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm bulmak zaten karar verin. Biz kulüp geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen üç gün beklemek zorunda.