-Bütçe hakkı milletin elinden alınmıştır. - Bütün dokunulmazlıkları kaldıralım

?Bütçe hakkı milletin elinden alınmıştır, bütçe hakkına darbe vurulmuştur?
?Sayıştay'dan raporları talep edeceğim. Milletin, Parlamento'nun gözünden hangi yolsuzluklar kaçırılmıştır, bunları tespit edip kamuoyuyla paylaşacağız
?Bütün dokunulmazlıkları kaldıralım?

29.11.2012

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, devletin 2010 yılı harcamalarının Sayıştay tarafından denetlenmediğini, 2011 yılı harcamalarının ise denetlenmesine rağmen raporların TBMM'ye gönderilmediğini belirterek, ''Bütçe hakkı milletin elinden alınmıştır, bütçe hakkına darbe vurulmuştur'' dedi.
Hamzaçebi, düzenlediği basın toplantısında, Sayıştay'ın kamu hesaplarına ilişkin yaptığı denetim konusuna değinerek, demokrasilerin temel kurum olan parlamentoların bütçe hakkından doğduğunu, demokrasinin kökleştiği bütün ülkelerde devletin nereye ne kadar harcama yapacağı ve bu harcamaların yapılabilmesi için halktan alınacak vergilere millet adına onun temsilcilerinin karar verdiğini anlattı.
 ''Bütçeyi yapan halkın kendisidir' diyen Hamzaçebi, milletin bütçe hakkını Parlamento'da seçilmiş kişiler kanalıyla kullandığını, bütçe hakkının anayasalarda ayrıca düzenlendiğini, Türkiye Anayasası'nda da öteden beri bütçe hakkına ilişkin özel düzenlemeler bulunduğunu kaydetti. Türkiye'de de Sayıştay'ın, TBMM adına kamu harcamaların usulüne uygun ve yerinde yapılıp yapılmadığını denetlemekle görevli olduğunu kaydeden Hamzaçebi, ''Sayıştay'ın bu görevi, kurulduğu 1862 yılından beri bu şekildedir. Sayıştay bir padişah fermanıyla kurulmuştur. O tarihten beri 150 yıldır Sayıştay bu denetimini yapmaktadır'' dedi.
Kamu mali yönetim ve denetiminde 2005 yılında yeni sisteme geçildiğini, bunun doğal sonucu olarak 2010 yılı sonunda yeni bir Sayıştay Yasası'nın yürürlüğe girdiğini hatırlatan Hamzaçebi; şöyle konuştu:
''Ancak devletin 2010 yılı harcamaları, Sayıştay tarafından denetlenmemiştir. Sayıştay, bunun gerekçesini yeni yasaya uyum sağlama olarak ortaya koymuştur. Bu gerçekçi değildir. Yeni yasanın hazırlığı 2005 yılından beri Sayıştay tarafından yürütülmüştür. Dolayısıyla 'Yeni yasaya uyum sağlayacağım, devletin 2010 yılı harcamalarını benim denetleme olanağım yok' demek mümkün değildir. Devletin 2011 yılı harcamaları ise Sayıştay tarafından denetlendiği, bunun sonucu olarak 132 adet rapor düzenlendiği halde bunlar TBMM'ye intikal ettirilmemiştir. Bunun gerekçesi olarak 4 Temmuz 2012'de TBMM'de kabul edilen Torba Kanun'da Sayıştay'ı ilgilendiren hüküm gösterilmektedir. Söz konusu Yasa, Sayıştay'ın denetim yetkisini kısıtlamıştır. Biz bu kısıtlamaya ilişkin düzenleme nedeniyle Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açtık. Ancak kısıtlama, kısıtlamanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak denetimler içindir. O tarihten önce denetimi yapılmış ve raporu düzenlenmiş olan konular bu kısıtlamanın dışındadır. Sayıştay'ın görevi 132 adet raporu TBMM'ye göndermektir.
2013 yılı Bütçe Kanun Tasarısı üzerinde Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmeler bu nedenle eksiktir. O görüşmelere temel oluşturması gereken 132 kurum raporu olmadan yapılan görüşmeler, usulüne ve Anayasa'nın öngördüğü bütçe hakkına uygun değildir. Milletin bütçe hakkı elinden alınmıştır. 12 Eylül darbesini yapan komutanlar bile kendi döneminin harcamalarını Sayıştay denetimi dışında bırakmayı düşünmemiştir. Bu ilk kez yaşanmıştır. Bütçe hakkı milletin elinden alınmıştır, bütçe hakkına darbe vurulmuştur. Sayıştay 1862 yılında 1. Abdülaziz?in fermanı ile kurulmuştu. Sayın Başbakan bugünlerde Muhteşem Yüzyıl dizisi nedeniyle, Kanunu Sultan Süleyman?a sahip çıkan, onun yanlış tanıtıldığı yönelik değerlendirmeler yapıyor. Kanuni?ye sahip çıkıyor. Sayın Başbakan'a ben padişah Abdülaziz'in bir fermanla TBMM'ye verdiği ve 150 yıldır var olagelen bütçe hakkına da sahip çıkmasını tavsiye ediyorum. Bütçe hakkında darbe vurmaya Sayın Başbakan'ın hakkı yoktur."

-''TBMM'nin elinden alınan denetimi biz yapacağız''-
     
Hamzaçebi, yaşanan durumu kabul etmediklerini, bu şekilde bütçe görüşmelerinin anlamlı olmadığını belirterek, TBMM'nin elinden alınan denetim yetkisini CHP TBMM Grubu olarak üstleneceklerini söyledi. Sayıştay Başkanlığı'na Bilgi Edinme Yasası'na göre başvuru yaparak söz konusu 132 adet raporu ''bütçe hakkının sahibi'' bir milletvekili olarak talep edeceğini söyledi. Raporlarla ilgili olarak CHP Grubu tarafından komisyon oluşturulacağını ifade eden Hamzaçebi, ''Milletin, Parlamento'nun gözünden hangi yolsuzluklar kaçırılmıştır, bunları biz tespit edip kamuoyuyla paylaşacağız'' dedi.
Raporların kendilerine verilip verilmeyeceği sorusuna Hamzaçebi, ''Elbette. Ben bütçe hakkına sahip Parlamento'nun mensubu olan milletvekiliyim. Bu hakkı bana millet vermiştir. Sayıştay, bu raporları bana vermemezlik yapamaz. Bu denetimi milletimizle paylaşacağız. Asıl denetim milletin denetimidir. Sayıştay millet adına bu denetimi yapacaktı, onun elinden bu denetim alınmışsa, o raporlar TBMM?ye gelmiyor ise biz bunu milletle paylaşmanın yolunu bulacağız, bunu mutlaka yapacağız'' karşılığını verdi.
Hamzaçebi, TBMM Genel Kurulu'nda 2013 yılı bütçesi görüşmelerinde eylem ya da protesto yapılıp yapılmayacağı sorusuna, ''Hayır, bütçe görüşmeleri eylem yeri değildir. Biz bu görüşümüzü TBMM kürsüsünden paylaşacağız. Bu ilk kez olmaktadır. Düzenlenmiş olan ve Yasaya göre TBMM'ye gönderilmesi gereken raporlar gönderilmemiştir'' dedi.
Sayıştay'ın ''raporlamanın bitmediği, Meclis'e gönderilecek raporunun olmadığı'' ifadesini hatırlatan gazeteciye, Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu'nun açık olduğunu belirten Hamzaçebi, ''Kamu kurumlarının denetimi sonucunda düzenlenen yıllık değerlendirme raporu, bütçe kanunuyla birlikte Meclis'e gönderilir. 'Raporlar bitmedi, ilgili kurumlara gönderdik, görüşleri gelmedi' gerekçesi makul değildir. O şekilde gönderirsiniz, 'ilgili kurumların görüşleri henüz ortaya çıkmamıştır' diyebilirsiniz. Rapor düzenlenmiştir, düzenlenen rapor Meclis'e gönderilir'' diye konuştu.

?Anadilde savunma hakkına CHP olarak yaklaşımımız nedir?? yönündeki soruya Hamzaçebi, ?Bizim bu konudaki görüşümüz gayet açık bir şekilde Genel Başkanımız tarafından ifade edilmiştir. Yine bu görüş çerçevesinde komisyon üyesi arkadaşlarımız da görüşlerini ifade etmiştir. Elbette farklı görüşler ve düşünceler olabilir. Bu demokrasinin gereğidir. Ancak bizim resmi görüşümüz Genel Başkanımız ve komisyon üyeleri tarafından açıklanmıştır. Bunun dışında herhangi bir görüşümüz yoktur? yanıtı verdi.

Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu raporunda MASAK tarafından gönderilen darbeci komutanların mal varlıklarına ilişkin astronomik rakamların yer aldığı yönündeki haberlerin anımsatılması üzerine Hamzaçebi, Raporla ilgili bugün basında o bilgilerin doğru olmadığı yönünde haberler olduğunu; komutan yakınlarının böyle bir mal varlıklarının olmadığını, bazı adreslerin yanlış yazıldığını söylediklerini belirterek, ?Bu raporun sağlığı konusunda emin değilim. Sağlıklı bir değerlendirme yapma imkanı şu anda yok diye düşünüyorum" dedi.

"Darbe Komisyonu'nun raporunda bazı öneriler yer aldı, devlet sırrı, ticari sır gibi kavramlar konusunda öneriler var, ne diyorsunuz?" sorusuna Hamzaçebi, "Devlet sırrı, ticari sırrı gibi kavramlar elbette gözden geçirilebilir, ancak ticari sır kavramını gözden geçirirken ticari hayatın bir rekabet üzerine oturduğunu bilmek durumundayız. Yine devlet sırrı kavramı devletin veya derin devletin yapmış olduğu birtakım yasa dışı uygulamaların saklanmasına gerekçe olamaz. Devlet sırrı kavramı bunun için kullanılamaz.

Faili meçhullerin araştırılması konusunda da Hamzaçebi ?TBMM'ye sayısız kez araştırma önergesi verdik. Gelin hemen en kısa zamanda faili meçhulleri araştırmak üzere bir komisyonu kuralım" diye konuştu.

-BDP'lilerin dokunulmazlığı-
Hamzaçebi, ''Bazı BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına'' ilişkin sorulara karşılık, Başbakan'ın bir süredir terör örgütü mensuplarıyla kucaklaşan BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik mesajlar verdiğini, dosyanın da Meclis'e geldiğini hatırlattı. Konuyu ''Başbakan'ın çizdiği çerçevede tartışmayı doğru bulmadığını'' ifade eden Hamzaçebi, şöyle konuştu:
?Konuyu Sayın Başbakan?ın çizdiği çerçeveden tartışmayı doğru bulmuyorum. Biraz daha geniş bakalım. Bir süredir terör olayları durdu. Öcalan?ın talebiyle açlık grevleri sona erdirildi. Başbakan'ın idam cezasının geri gelmesi yönündeki değerlendirmeleri birden gündemden çekildi. Bu sürece paralel olarak sayın Başbakan bir takım adımlar atıyor; anadilde savunma dedi, bir Bakan 'Kürtçe kamu hizmeti' dedi, yine Başbakan 'valiler seçimle gelmesi tartışılmalı' dedi. Bu çok önemlidir, kamuoyunun yeterince ilgisini çekmedi. Başbakan'ın demek istediği, 'federasyonu tartışalım'dır. Konjonktürün uygun olmaması nedeniyle federasyonu tartışalım diyemiyor. Niyet budur. Bu çerçevede Başbakan adımlar atarken, valilerin seçimle gelmesini, federasyonu tartışalım' değerlendirmesine yönelik milletin koyacağı tepkiyi dengelemek adına BDP'lilerin dokunulmazlığını gündeme getirmiştir. Niyet diğer adımları örtmektir. Tıpkı Muhteşem Yüzyıl tartışmasıyla bazı konuları ikinci plana atmak gibi''
  CHP'nin dokunulmazlıklarla ilgili görüşünün açık ve net olduğunu, anayasa değişikliğiyle kürsü dokunulmazlığı dışındaki diğer dokunulmazlıkları kaldırmayı önerdiklerini hatırlatan Hamzaçebi, ''Gelin bekleyen dokunulmazlık dosyalarını karma komisyon değerlendirsin, Genel Kurul'a indirelim ve bütün dokunulmazlıkları kaldıralım. Bu ayrımı kim yapacaktır, iyi suçlar, kötü suçlar... Kalpazanlık, ihaleye fesat karıştırma ile ilgili fezlekeyi Genel Kurul'a indirmeyelim. Böyle bir ayırım doğru değildir. Gelin hepsini indirelim, 868 dosyayla ilgili dokunulmazlığı kaldıralım.
"Tavrınız ne olacak evet mi diyeceksiniz, hayır mı?" sorusuna da Hamzaçebi, "Gerekli açıklamayı yaptım, o dosyalar geldiğinde yine gerekli görüşümüzü ortaya koyarım. Sayın Başbakan terör örgütü mensuplarıyla kucaklaştı, bunları kaldıralım, elbette terör örgütü mensubuyla kucaklaşarak örgütün propagandasını yapmak suçtur. Bunun kabulü, hoşgörülmesi mümkün değildir ama Sayın Başbakan'a ben buradan bir soru sormak istiyorum. Örgütle kucaklaşan milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırıyorsunuz, öyle anlaşılıyor peki kucaklaşmanın öbür tarafı yani terör örgütü mensuplarıyla ilgili Sayın Başbakan ne yapıyor? O sorunun cevabı yok" dedi.  

Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm atanmış zaten karar verin. Biz alışveriş merkezi geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen biraz zaman beklemek zorunda.