TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm almak zaten karar verin. Biz kulüp geldi ve sevdim aldım. hemen kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen biraz zaman beklemek zorunda.
M. AKİF HAMZAÇEBİ TARAFINDAN
BAŞTA ŞİLE AÇIKLARINDA MEYDANA GELEN KAZANIN
BÜTÜN BOYUTLARI İLE ARAŞTIRILARAK;
KURTARMA BOTUNUN GEREKLİ DONANIMA SAHİP OLUP OLMADIĞI,
HAVA ŞARTLARININ UYGUN OLMAMASI NEDENİYLE İSTEMEDİKLERİ HALDE KURTARMAYLA GÖREVLİ PERSONELE DENİZE ÇIKMALARI YÖNÜNDE BASKI YAPILIP YAPILMADIĞI HUSUSLARI İLE
BUNDAN BÖYLE MEYDANA GELEBİLECEK AFETLERDE DAHA ETKİN VE KOORDİNASYON İÇİNDE GÖREV YAPILMASININ TEMİNİ İÇİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA
MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN
AŞAĞIDAKİ ÖNERGE VERİLMİŞTİR.
Ukrayna'nın Maripol kentinden Antalya'ya yük taşıyan Solna Denizcilik Şirketi'ne ait St. Kitts Nevis bandıralı 2 bin 516 groston ağırlığında, 110 metre boyundaki ?Volgo-Balt? adlı yük gemisi, Karadeniz'de etkili olan fırtına nedeniyle 4 Aralık 2012?de Şile'nin 12 mil açığında batmış, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne bağlı arama-kurtarma ekiplerince yapılan ilk müdahalede gemi mürettebatından 4 kişi sağ olarak kurtarılırken, 1 kişinin cesedine ulaşılmış, 7 mürettebat ise kayıp olmuştur.
Kurtarma çalışmalarında görevlendirilen Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne bağlı kurtarma botunun Şile rıhtımındaki kayalıklara çarparak parçalanması sonucu 3?ü personel, 1?i balıkçı, 4 kişi kaybolmuş, arama-kurtarma çalışmaları devam ederken bot personelinden Ahmet Kasarcı yüzerek kıyıya çıkmış, bir gün sonra ise bot kaptanı Cemil Özben ile bot personeli Turgay Sarıboğa'nın cesetleri bulunmuştur. Bot personeli Mehmet Genç'in cesedine 11 gün sonra, balıkçı Mümin Akgün'ün cesedine ise 15 gün sonra ulaşılabilmiştir.
Anılan kaza ve sonrasında yaşananlar, Türkiye?de kurtarma faaliyetleri yönünde oluşturulan sistemin yetersiz kaldığını göstermektedir. Ölenlerin yakınlarında ve kamuoyunda; kaza sonrası kurtarma sürecini yönetenlerin ihmallerinin bulunduğu, botun donanımının yetersizliği ile hava ve deniz şartlarının kurtarma ekibinin görevlendirilmesine olanak tanımadığının Kuruma bildirilmesine rağmen kurtarma ekibinin Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü yetkililerinin baskı ve tehditleri sonucu göreve gönderildikleri ve olayla ilgili olarak yetkililer tarafından yapılan açıklamaların da tatmin edici olmadığı yönünde kanaat oluşmuştur. Olay sonrası birçok soru ise cevap bulamamıştır: Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü batan kurtarma botu yerine neden daha donanımlı bir tekne göndermemiştir? Kaza bölgesine keşif helikopteri yerine neden kurtarma helikopteri gönderilmemiştir? Kurtarma faaliyetinde görevlendirilen ekibin, o anki deniz ve hava şartlarının kurtarma faaliyetlerine olanak tanımadığı yönündeki beyanları neden yetkililerce dikkate alınmamış ve göreve gitmeleri konusunda ısrarcı olunmuştur? Kurtarma faaliyetlerine katılan ve bu uğurda hayatlarını kaybedenlere bu talimatı kim/kimler vermiştir?
Sadece bu olayda değil, ülkemizde meydana gelen deprem ve sel felaketlerinde de görevli kurumların olaylara müdahale etmede yetersiz kaldıkları kamuoyunca bilinmektedir.
23 Ekim 2011?de meydana gelen ve 644 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 1966 vatandaşımızın yaralandığı Van-Erciş merkezli deprem sonrasında yetkililerin birbiriyle çelişen açıklamaları ile binalara verilen ön hasar tespit raporlarına güvenmeleri gerektiği ve evlere dönebilecekleri yönündeki söylemleri sonucu vatandaşlarımız evlerine girmiş, 17 gün sonra 11 Kasım 2011?de meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki deprem neticesinde ise çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.
Eylül 2009?da İstanbul?da meydana gelen sel felaketinde; bir tekstil fabrikasına servisle gelen 7 kadın araç içinde, İkitelli?de TIR parkında uyuyan 6 şoför uykuda hayatını kaybetmiş, ayrıca İkitelli ve Halkalı?da da 8 kişi, Çatalca ve Silivri?de de 3 kişi sel sularına kapılmak suretiyle hayatını kaybetmiştir. Aynı günlerde Trakya?da meydana gelen sel felaketinde ise 7 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.
Bütün bunlar ülkemizde meydana gelen doğal afetler karşısında, görevli kurumların yetersiz kaldığını ve bir koordinasyon sorunu olduğunu göstermektedir.
Belirtilen nedenlerle başta Şile açıklarında meydana gelen kazanın bütün boyutları ile araştırılarak; kurtarma botunun gerekli donanıma sahip olup olmadığı, hava şartlarının uygun olmaması nedeniyle istemedikleri halde kurtarmayla görevli personele denize çıkmaları yönünde baskı yapılıp yapılmadığı hususları ile bundan böyle meydana gelebilecek afetlerde daha etkin ve koordinasyon içinde görev yapılmasının temini için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla; Anayasanın 98. maddesi, İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
M. Akif HAMZAÇEBİ
İstanbul Milletvekili