CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi: 10.10.2013 TBMM - CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Yargıtay'ın Balyoz Darbe Planı Davası ile ilgili kararının, hukuka göre değil konjonktüre göre olduğunu ileri sürdü. Viagra çok lezzetli yemek değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm bulmak zaten karar verin. Biz alışveriş merkezi geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen biraz zaman beklemek zorunda.
- "Karar hukuka göre değil, konjonktüre göre olmuştur"
- "Bu karar, AKP'nin var olabilmesi yönünde kendisine çok büyük bir destek sağlayacaktır"
-" CHP olarak Irak tezkeresine 'evet' oyu vereceğiz"
Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin görüşlerini açıkladı.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin "Balyoz Darbe Planı" Davası'ndaki kararının hukuka, vicdanlara oturmadığını ve vicdanları yaraladığını savunan Hamzaçebi, mahkeme sürecinde başlayan hukuksuzlukların Yargıtay tarafından giderilmesi yönündeki umudun yok edildiğini ifade etti.
Hamzaçebi, ?237 sanık hakkında verilen mahkumiyet kararının onanması yönündeki kararın gerekçelerinin kararda yer almadığını görüyoruz.
Mahkumiyete esas alınan bu kararın bu delillerin doğru olmadığı, sonradan üretildiği ve bilgisayarlara yerleştirildiği gerek ulusal bilirkişiler gerekse uluslar arası bilirkişiler tarafından açık bir şekilde ortaya konulmuştur.
2003 yılında bilgisayarda oluşturulmuş gibi gözüken, gösterilen bu dijital dosyanın gerçekte 2007 yılında veya 2007 yılından sonra bilgisayarlara yerleştirildiği bilirkişiler tarafından açık bir şekilde ortaya konulmuştur.
Bilgisayar ortamında üretilmiş sonradan üretilmiş bir dosyayı delil kabul ederek bu delil üzerine hüküm inşa etmek son derece yanlış olmuştur, hukuksuz olmuştur.
Hizbullah davası ile bu davanın gerekçeleri birbirinden tamamen farklıdır.? dedi.
-?EVRENSEL HUKUKUN ADİL YARGILANMA İLKESİ İHLAL EDİLMİŞTİR?-
Hamzaçebi, bu davada evrensel hukukun iki temel ilkesinin, adil yargılanma ve masumiyet karinesinin göz ardı edildiğini savundu.
Savunma hakkı içerisinde sanıkların tanık gösterdiği iki komutanın dinlenmediğini ifade eden Hamzaçebi, ?Zamanın Genelkurmay Başkanı Sayın Hilmi Özkök ve zamanın Kara Kuvvetleri Komutanı Sayın Aytaç Yalman tanık olarak mahkeme tarafından dinlenmemiştir. Bunu kabul etmek mümkün değildir? diye konuştu.
- ?AKP?NİN VAR OLABİLMESİ İÇİN DEVAM EDEBİLMESİ İÇİN BÖYLE BİR KARARA İHTİYAÇ VARDI?-
Davada hukukun çiğnendiğini öne süren Hamzaçebi, "Darbelere nasıl karşı çıkıyorsak, darbeye teşebbüse nasıl karşı çıkıyorsak, TSK'da darbeye yönelik oluşumlara nasıl karşı çıkıyorsak, hukuksuzluklara da konu kim olursa olsun mutlaka karşı çıkmalıyız. Karar hukuka göre değil, konjonktüre göre bir karar olmuştur. AKP'nin var olabilmesi, devam edebilmesi için böyle bir karara ihtiyaç vardı. Bu karar, AKP'nin var olabilmesi yönünde kendisine çok büyük bir destek sağlayacaktır. Buradan bir öneri yapmak istiyorum. Bu pakete mutlaka ve mutlaka özel yetkili mahkemelerin kaldırılması yönündeki bir düzenlemeyi de ilave etmek ve bu yargılamaların yeniden yapılmasını gerçekleştirmek gerekir." ifadelerini kullandı.
-"Dersaneler üzerinde psikolojik baskı kurulmak isteniyor"-
Türkiye'nin gündemine birden, dersanelerin kapatılmasının yerleştirildiğini belirten Hamzaçebi, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın son olarak dersanelerin ruhsatlarının yenilenmeyeceğini açıkladığını anımsattı.
Hamzaçebi, ailelerin ve öğrencilerin sınav sistemlerinde sürekli yapılan değişikliklere ve milli eğitimin veremediği eğitim eksiğine karşı çözümü dersanelerde aradığını söyledi. Dersanelerin ruhsatlarının yenilenmemesini doğru bulmadıklarını ifade eden Hamzaçebi, ayrıca bu görüşün mevzuata uymadığını ve ruhsatı yenilememek gibi bir durumun söz konusu olamayacağını ifade etti.
Dersanelerin neden değil, sonuç olduğunu belirten Hamzaçebi, "Ne zaman ki Türkiye'de milli eğitim sistemi öğrencilerin arzu ettiği bilgiyi, beceriyi, eğitimi verir o zaman dersane kendiliğinden ortadan kalkar. Bu eğitim sistemi dersanelerin yaratmıştır. Hükümet, bunu eğitim sistemindeki sorunun nedeni olarak görmek istiyor ama gerçekte eğitim sistemindeki sorunların nedeni olmadığını gayet iyi bilmektedir. Öyle anlaşılıyor ki dersaneler üzerinde psikolojik, siyasi baskı oluşturulmak isteniyor" diye konuştu.
Hamzaçebi, ?Dershane sayısı neredeyse AKP döneminde ikiye katlanmış. Öğrenci sayısı da ikiye katlanmış durumda. Eğitimde fırsat eşitliğini getiremeyen bir hükümetin şimdi ?ben dershaneleri kaldırıyorum? demesini ?onların ruhsatlarını yenilemeyeceğim? demesini kabul etmek mümkün değildir? dedi.
-?CHP OLARAK TEZKEREYE ?EVET? OYU VERECEĞİZ?-
TBMM Genel Kurulu'nda Irak tezkeresinin görüşüleceğini de hatırlatan Hamzaçebi, CHP olarak tezkereye "evet" oyu vereceklerini açıkladı. Hamzaçebi, tezkere metninin, Kuzey Irak'tan Türkiye'ye yönelik terör örgütü tarafından yapılması muhtemel saldırılar nedeniyle TSK unsurlarının gönderilmesini içerdiğini anlatarak, "Bu çerçevede 'evet' oyu vermeyi parti olarak uygun bulduk" dedi.
-Kredi kartı limitlerine sınırlama getirilmesi-
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Hamzaçebi, kredi kartı harcamalarına limit getirilmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, Orta Vadeli Program'ın temel noktasının "hükümetin frene basmak istemesi" olduğunu söyledi.
Hükümetin iç tasarrufları artırmak için kredi kartlarına limit getirdiğini belirten Hamzaçebi, şöyle devam etti:
"Kredi kartlarına limit getirmek, vatandaşa 'tüketimini kıs' demektir. İç tasarruflar bu şekilde artmaz. Vatandaş zaten kredi kartıyla bir ayı geçirebiliyor. Kredi kartlarıyla borçlarına zaman zaman takla attırıyor. Buraya sınır getirmek, vatandaşın geçim durumunu gözardı etmek demektir. İç tasarrufları artırmanın yolu bu değil. Hükümet arzu ediyorsu, bu konuda müşterek çalışma yapabiliriz, CHP olarak önerilerimizi paylaşabiliriz."
AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner'in cemevleri ile ilgili sözleri hatırlatılan Hamzaçebi, "Cemevleri hak ve hakikatın, barışın, kardeşliğin merkezidir. Hiçbir inanç evinde, hiçbir ibadethanede kişilerin kimliği, inancı, nereye mensup olduğu sorgulanmaz. Herkes, istediği ibadethaneye gider" dedi.
Metiner'in, sözlerinin çarpıtıldığına dair dünkü açıklamasını okuduğunu anlatan Hamzaçebi, "Kendisini çok daha güçlü ve açık bir şekilde düzeltmeye davet ediyorum. İbadethaneler arasında böyle bir ayrım yapmak yakışıksız olmuştur. Sayın Metiner'e, açıklamasını düzeltmesini, özür dilemesini öneriyorum" dedi.
CHP'nin TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri arasında görüş ayrılığı olduğuna ilişkin haberlerin basına yansıdığının hatırlatılması üzerine Hamzaçebi, "Ben bu tartışmayı son derece sağlıklı buluyorum. Yeni anayasa yapılırken, üyelerin her türlü görüşü ifade edebilmesi gerekir. Bunu bir kriz olarak ya da CHP'de sorun olarak görmek doğru değildir. Bu tip görüş farklılıkları nihayetinde partimizin ilgili organlarına, genel başkanımıza gelir, orada nihai karar verilir ve bu karar Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na bildirilir" diye konuştu.
Hamzaçebi, yeni anayasa çalışmalarında uzlaşılan 59-60 maddenin yasalaştırılması önerisinin, tutuklu milletvekillerinin de bu maddelere eklenmesiyle gerçekleşebileceğini belirtti. Konuyu 59-60 maddeyle sınırlı görmenin doğru olmadığını ifade eden Hamzaçebi, "Sayın Başbakan, başkanlık sistemi ısrarını geri çekerse, yasama ve yürütme bölümlerini de görüşüp yasalaştırırız. Yaklaşık 100 maddeye ulaşan anayasa paketi olur. Bu ciddi adımdır" dedi.
CHP'Lİ Hamzaçebi, "Bu önşart mı, talep mi?" sorusunu, "Konu yasama dokunulmazlığıdır. Yasama dokunulmazlığının çerçevesini çizip mutabık kalırsak, tutuklu milletvekilleri kendiliğinden çözülmüş olacak" şeklinde yanıtladı.
Hamzaçebi, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in dekolte ile ilgili açıklamasının akabinde bir televizyon kanalındaki sunucunun işine son verildiğini de dile getirerek, "Sayın Başbakan, 'Biz kimseye yaşam tarzı dayatmıyoruz' diyor. Sayın Başbakan, bal gibi yaşam tarzı dayatıyorsunuz" dedi.