12 Eylül ve 12 Mart da birer darbeydi

-CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi:
"Hükümet, darbe mağdurunu, 28 Şubat mağduruna indirgeyen bir anlayış içerisinde. 12 Eylül ve 12 Mart da birer darbeydi"
"TBMM Başkanlığı'na sunduğumuz kanun teklifi, 28 Şubat ile 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin mağdurlarının haklarının iadesini amaçlıyor"
25 Ekim 2013

Kanun Teklifi için lütfen tıklayınız

TBMM - CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, hükümetin darbe mağdurunu, 28 Şubat mağduruna indirgeyen bir anlayış içerisinde olduğunu ve yasal düzenlemelerini de bu kapsamda yaptığını savundu.
Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, hükümetin bugüne kadar "darbe mağdurunu yalnızca "28 Şubat mağduru" olarak anladığını ileri sürdü. Hamzaçebi, hükümete göre 12 Eylül ve 12 Mart'ın birer darbe olmadığı ve bunların mağdurlarının da bulunmadığını ifade etti.
Bu nedenle, darbe mağdurlarının haklarının iadesine ilişkin yasal düzenlemeler yapılırken kapsama yalnızca 28 Şubat mağdurlarının alındığını belirten Hamzaçebi, "Onlar darbe mağdurunu, 28 Şubat mağduruna indirgeyen bir anlayış içerisindeler. 12 Eylül, sadece Sayın Başbakan'ın 12 Eylül 2010 referandumundan önce siyasi malzeme haline getirdiği hukuksuz idamlar değildir. 12 Eylül aynı zamanda işkencelerdir, yargısız infazlardır. 12 Eylül aynı zamanda bir güvenlik soruşturması terörüdür. İşin bu yanını görmeyip de sadece hukuksuz idamları siyasi malzeme haline getirirseniz hiç kimse sizin darbe mağdurlarının haklarını gerçekten iade ettiğinize inanmaz" diye konuştu.
Hem 12 Mart hem de 12 Eylül'de güvenlik soruşturması ya da Sıkıyönetim Kanunu uygulamaları nedeniyle bir çok kamu görevlisinin mağdur olduğunu kaydeden Hamzaçebi, şunları söyledi:
"12 Eylül nedeniyle güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek memuriyet sınavlarını kazanan bir çok gencimiz kadrolara atanamamıştır. Atanmış olanların ise ilişiği kesilmiştir. Her iki dönemde de Sıkıyönetim Kanunu kapsamına dayanılarak kamu çalışanları üzerinde bir çok hukuksuz uygulama gerçekleştirilmiştir.
1978 yılındaki Maraş katliamını protesto eden kamu görevlileri hiçbir gerekçe gösterilmeksizin görevlerinden uzaklaştırılmıştır. Herhangi bir suçlama olmadan kamu görevlileri görevlerinden uzaklaştırılmışlardır. Yargı kararı olmaksızın askeri okullardaki öğrencilerin, bazı subay ve astsubayların okulları ile TSK ile ilişikleri kesilmiştir.
Hükümetlere düşen görev, bu hukuksuzlukları ortadan kaldırmaktır. Hala darbe mağdurlarının karşısında hiçbir işlem yapmayan hükümet tavrını görüyoruz. 12 Mart ve 12 Eylül'de yaşanan hukuksuzluklar hiç bir yasa ile ortadan kaldırılamaz. Ama mağduriyetlerin giderilmesi için çıkarılan yasalar en azından devletin bir özrüdür ve bazı hukuksal hakların iadesidir.
AKP, çıkarmış olduğu bir çok yasa ile 28 Şubat mağdurlarının haklarını iade etmiştir. Elbette bu düzenlemeler olumludur. Ancak 28 Şubat mağdurlarının hukuksal haklarını iade ederken sıra 12 Eylül ve 12 Mart mağdurlarına gelince bunları görmezlikten gelmek, demokrasi ile bağdaşmaz.
Parlamento tatile girmeden önce kabul edilen yasa ile 28 Şubat sonrasında hukuksuz şekilde memuriyetle ilişiği kesilen kişilerin tekrar memuriyete iadesi yönünde yasal düzenleme yapıldı. Olumlu bir düzenleme. Ama 12 Mart ve 12 Eylül mağdurları bu yasanın içinde yoktur. Bu çok açık bir eşitliksizliktir."
Darbe mağdurlarının haklarının iadesi için TBMM Başkanlığı'na bir yasa teklifi sunduklarını belirten Hamzaçebi, "Doğru olan 12 Mart ve 12 Eylül mağdurlarına da hukuksal haklarını iade etmektir. Teklifimizde şunları öneriyoruz. Güvenlik soruşturması nedeniyle görevlerine son verilenlerin eğer halen 657 sayılı Kanundaki veya TSK Personel Kanunundaki şartları taşıyor ise görevlerine iadesi. Taşımıyor ise özlük haklarının kendilerine iade edilmesi yönünde bir öneri yapıyoruz. Her şartta bu kişilere açıkta geçirdikleri sürelere ilişkin özlük haklarının iadesi sağlanıyor. Yine açıkta geçirdikleri sürelerin emeklilikten sayılması ve bu döneme ilişkin emekli keseneklerinin devlet tarafından ödenmesi olanağı getirilmektedir. 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu uyarınca görevlerine son verilen kişiler daha sonra yargı kararıyla görevlerine döndüler, ancak onların açıkta geçirdikleri süreler ortada kalmıştır. 1402'liklerin açıkta geçirdikleri sürelerin emeklilikten sayılması ve bu döneme ilişkin emekli keseneklerinin devlet tarafından ödenmesi bu teklifimizle önerilmektedir. 1402'liklerin açıkta geçirdikleri süreye ilişkin özlük haklarının da kendilerine devlet tarafından ödenmesi teklifimizle sağlanmaktadır. Askeri öğrencilerin, subay ve astsubayların eğer görevde olmuş olsalardı muadili olan kişiler hangi rütbede ise ve onların emeklilikleri hangi rütbeden gerçekleşmiş ise aynı rütbe ve onun karşılığı esas alınmak suretiyle kendilerine emekli ikramiyelerinin, OYAK ödemesi dahil iade edilmesi sağlanmaktadır." dedi.
Hamzaçebi, ?12 Eylül de 12 Mart da birer darbedir. 12 Eylül'de gözaltına alındığında öldürülen İlhan Erdost ile bugün Gezi olaylarında öldürülen Ali İhsan Korkmaz arasında zihniyet açısından hiçbir fark yoktur. Ama bugün iktidarın zihniyeti Ali İhsan Kormaz'ı görmezlikten geldiği gibi 12 Eylül döneminde öldürülen İlhan Erdost'u da görmezlikten geliyor." şeklinde konuştu.

Bir basın mensubunun, "AKP'nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda uzlaşılan "60 maddeyi Meclis'ten geçirelim' teklifine ilişkin yanıtı ne zaman vereceksiniz?" sorusuna Hamzaçebi, "Yetkili kurullarımızda görüştükten sonra bu yanıtı kendilerine ileteceğiz. Bu makul bir süre içinde olacaktır diye düşünüyorum. Önümüzdeki hafta mümkün olabilir diye tahmin ediyorum" yanıtını verdi.
Hamzaçebi, çözüm sürecine ilişkin bu soru üzerine, "Biz bu sürecin dışındayız. Hükümetle Kandil ya da İmralı arasında nasıl bir müzakere yürütülüyor bilmiyoruz" dedi.
Meclis Genel Kurulu?nda görüşülmesi ertelenen Tam Gün Yasa Tasarısında yapılan hata ile ilgili görüşleri de sorulan Hamzaçebi, şunları dile getirdi: "Hükümet gayet özensiz bir yasa hazırlıyor. Tam gün konusunda bile hükümetin ne kadar büyük zikzaklar yaptığını görüyoruz? Kendi sağlıkları söz konusu olunca tam gün yasasını delmekte hiçbir sakınca görmediler. Şimdi tam günde çok farklı bir noktaya kaymış durumda hükümet. Daha önce söylediklerinin tam tersi bir anlayışı tam gün yasa tasarısı ile getiriyor. Ama bu tasarıyı hazırlarken de, gayri ciddi bir tutum içinde sadece doktorları değil tıp fakültelerindeki öğretim üyelerini değil, üniversitelerin diğer fakültelerindeki öğretim üyelerini de, hukukçuları da, diğer alanlardaki akademisyenleri öğretim üyelerini de tam gün yasası kapsamına alan bir düzenleme yapmış. Kabul edilebilecek bir tutum değil. Bilmiyorum nasıl bir düzenleme getirecekler. Getirdiklerinde bir daha değerlendiririz."

Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm seçip zaten karar verin. Biz sirk geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen bir hafta beklemek zorunda.