CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi: Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm seçip zaten karar verin. Biz kulüp geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen biraz zaman beklemek zorunda.
-"CHP'nin Hükümet ile görüşmesi konusunda birisinin veya Sayın Feyzioğlu'nun aracılığına ihtiyaç mı var? İkisi de burada, çok rahat görüşmeleri yapabiliriz. Böyle bir görüşme olmamıştır"
-"Başbakan'ın demokratik bir hareket noktası yoktur. Olsaydı, Demokratikleşme Paketi'nde Gezi eylemcilerinden intikam denilebilecek düzenlemelere yer vermezdi"
-"Ne yapılırsa yapılsın; yolsuzluk ve rüşvet iddialarının soruşturulması hiçbir şekilde önlenemeyecektir. Bunun hesabı sadece sandıkta değil, hukukta da yargıda da sorulacaktır. Parlamento mutlaka üzerine düşen görevini, Meclis soruşturması görevini yapacaktır"
30 Oca 2014
TBMM - CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, "CHP'nin Hükümet ile görüşmesi konusunda birisinin veya Sayın Feyzioğlu'nun aracılığına ihtiyaç mı var? İki parti de parlamentoda, çok rahat görüşmeleri yapabiliriz. Böyle bir görüşme olmamıştır" dedi.
Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de hukuk devletinin askıya alındığını, Hükümet'in bir yandan yolsuzluk iddiaları ve soruşturmaları darbe kılıfı altında etkisizleştirmeye çalışırken, öte yandan kendine göre aldığı savunma önlemleriyle kuvvetler ayrılığına, yargı bağımsızlığına, hakim teminatı ve soruşturmanın gizliliğine yönelik büyük bir saldırı başlattığını savundu.
Hamzaçebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?ın, ?hükümetin bir fetrete girdiğini? ifade ettiğini belirterek şöyle dedi:
?Sayın Başbakan Türkiye?de bir yönetim boşluğunu ifade ediyor. Ustalık yılında iktidarının 12. yılında Sayın Başbakan?ın hükümetinin bir fetrete girmiş olması gerçekten çok acı bir itiraf.
Türkiye?de gerçekten bir fetret var denilebilir ama bu fetret kuvvetler ayrılığına hükümetin yapmış olduğu saldırıdan dolayıdır. Türkiye?de hukuk devleti askıya alınmıştır.?
HSYK'da, Hükümet'in etkisiyle yapılan değişiklik sonucu ilgili dairede 90 hakim ve savcının, dün de İstanbul'da 97 savcının görev yerinin değiştirildiğini anlatan Hamzaçebi, "Çok sayıda savcının görev yeri değiştiriliyor ki gerçek niyet biraz gölgede kalsın. Gerçek niyet, yolsuzluk soruşturmasını yürüten savcıların görevden alınması, bir başka göreve kaydırılmasıdır. Ancak ne yapılırsa yapılsın; yolsuzluk ve rüşvet iddialarının soruşturulması hiçbir şekilde önlenemeyecektir. Bunun hesabı sadece sandıkta değil, hukukta da yargıda da sorulacaktır. Parlamento mutlaka üzerine düşen görevini, Meclis soruşturması görevini yapacaktır. Parlamento'nun bu görevini yapmasını hiçkimse, hiçbir siyasi güç engellemeyecektir" dedi.
Başbakan?ın ?dış mihraklar? ve ?iç düşmanlar? söyleminde bulunduğunu belirten Hamzaçebi, ?Siyasal iktidara muhalif olan herkesi dolayısıyla siyasal iktidarın çıkarlarına karşı gördüğü herkesi iç düşman olarak tanımlamakta. En son TÜSİAD Başkanı?nı iç düşman kervanına katmış ve vatan hainliği ile suçlamıştır. TÜSİAD Başkanı'nın dün "bu iktidar sayesinde ekonomiye istikrar geldi, Türkiye iyi yolda" değerlendirmeleri yaparken, Başbakan'ın kendisini kucakladığını, ancak dolar kurundaki olağanüstü yükseliş, ekonomik dengelerinin bozulması, dışarıdan sermaye girişinin azalması karşısında Hükümet'i dikkatili cümlelerle uyarınca "vatan haini, iç düşman" olduğunu savunan Hamzaçebi, "Hükümet'i överken vatansever, eleştirirken vatan haini....Başbakan, 17 Aralık'ta Hükümet'e darbe yapıldığını söylüyor. Varsayalım ki darbe yapıldı. O zaman Başbakan, neden 4 bakanını görevden aldın? İnsan darbecilere papuç bırakır mı? 27 Nisan e-bildirisinde karşı kendince taviz vermedin, peki şimdi Hükümet'e silahlı kuvvetler tarafından da değil yargıda varolduğu iddia edilen oluşum tarafından darbe teşebbüsü vardır, o halde bu darbe teşebbüsüne papuç bırakmasaydınız, o bakanları da görevden almasaydınız. Başbakan'ın bu savunmasının hiçbir geçerli yanı yoktur. İkinci bir Deniz Feneri vakasıyla karşı karşıyayız. Bu yolsuzluk ve rüşvet iddialarını hiçkimse örtemeyecektir" diye konuştu.
Yeniden yargılama konusunda hazırladıkları kanun teklifini 9 Ocak 2014 tarihinde TBMM Başkanlığına sunduklarını hatırlatan Hamzaçebi, ?Tam 3 haftadır TBMM?de beklemektedir? diye konuştu. Hamzaçebi, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması yönündeki yasa tekliflerinin ise yıllardır Meclis'te beklediğine işaret ederek, bunların gündeme alınmasını önerdiklerinde iktidar grubunun reddettiğini söyledi.
Hamzaçebi, ?Özel yetkili mahkemeler bir demokratik devlette olmaması gereken mahkemelerdir. Özel yetkili mahkemeler derhal kaldırılmalıdır. "Hükümet ya tasarısını getirsin, getirmiyorsa teklifimizi yasalaştıralım. Sadece özel yetkili mahkemelerin kaldırılması yeterli değil. Terörle Mücadele Kanununun 10. Maddesindeki mahkemelerin de kaldırılması gerekir. Tutukluluk süresini 10 yıla kadar uzatan düzenlemeler oradadır.
Terörle mücadele mahkemeleri kaldırılmalıdır. Yetmez, yine yeniden yargılamaya ilişkin kanun teklifimizde Tanık Koruma Kanununda değişiklik öngörüyoruz. Tanık gizli olmaz. Tanık mahkemede kimliğini açıklar. Devlete düşen görev daha sonra bu tanığı korumaktır.?
Faiz artırımı konusuna değinen Hamzaçebi, ?Son faiz artışı ekonominin akılla değil, inatla yönetilmesinin bir sonucudur. Sayın Başbakan, Merkez Bankası bağımsızdır, ben onun faiz artırım kararını doğru bulmuyorum ama müdahale etme yetkim yok diyerek kendisini bu konuda temize çıkarmaya çalışıyor. Sayın Başbakan?ın sicili bu konuda temiz değildir. Bugüne kadar Merkez Bankası politikalarına müdahale eden onu baskı altına alan bir anlayışı Sayın Başbakan sergilemiştir. Şimdi bu işe karışmıyorum, bunun sorumluluğu da Merkez Bankasındadır, diyerek kendisini bu faiz artırım kararının sorumluluğundan kurtaramaz? dedi.
Hamzaçebi, Başbakan'ın iktisat literatürüne geçecek değerlendirme yaptığını ve "faiz sonuç değil nedendir" dediğini belirterek, "O zaman artırmasaydınız Sayın Başbakan. Madem faiz artışıyla enflasyon artacaktı, o zaman artırmayın. Hem bunu söyleyeceksiniz hem Merkez Bankası bağımsızdır gerekçesiyle onun faiz artırımına seyirci kalacaksınız. Daha önce artırım taleplerini geri çeviriyordunuz. Başbakan'ın 'faiz nedendir, enflasyon sonuçtur' değerlendirmesinin ekonomide yeri yoktur. Nominal faiz eşittir reel faiz artı enflasyon...Enflasyondaki artış faizi belirler. Başbakan herhalde ekonominin bu temel kuralını kendi yöntemiyle alt üst ediyor. İnşallah onun ekonomiye yaptığı katkı literatürde yerini alır, herkes yeni bir şey öğrenmiş olur" dedi.
Akif Hamzaçebi, basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Hamzaçebi, yeniden yargılama konusunda Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu?nun arabuluculuğunda hükümet ile görüşmeler yapıldığı iddialarına ilişkin soruya "Ben de bunu gazetede gülümseyerek okudum. CHP'nin Hükümet ile görüşmesi konusunda birisinin veya Sayın Feyzioğlu'nun aracılığına ihtiyaç mı var? İkisi de burada, çok rahat görüşmeleri yapabiliriz. Böyle bir görüşme olmamıştır. Yeniden yargılama ile ilgili biz görüşümüzü açık şekilde ortaya koyduk. Bu konuda Hükümet'ten veya iktidar partisinden bize gelen herhangi bir öneri olmamıştır" karşılığını verdi.
Bir basın mensubunun, ?17 Aralık?tan sonra özel yetkili mahkemelerin gündeme gelmesini nasıl buluyorsunuz?? sorusuna Hamzaçebi, ?Sayın Başbakan?ın Terörle Mücadele Kanununun 10. Maddesini kaldıracak olması, geçici 2. Maddedeki özel yetkili mahkemeleri kaldıracak olmasının demokratik, özgürlükçü bir nedeni yoktur. Ne zaman ki 17 Aralık soruşturmasıyla hedefe hükümet konmuştur, bakanlar konmuştur, onların yakınları konmuştur, Sayın Başbakan o zaman hatırlamıştır hukukun üstünlüğü ilkesini, adil yargılanma ilkesini o zaman hatırlamıştır. Sadece ve sadece 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının hükümete vereceği hasarı azaltmaya onu etkisizleştirmeye çalışmaktadır. Hiçbir şekilde inandırıcı değildir, samimi değildir. Şunu beklerdik Başbakandan; fezlekeler suratle Meclis'e intikal ettirilir, burada Meclis soruşturma komisyonları kurulur, ondan sonra Başbakan'ın iddia ettiği diğer hususlar getirilir ve gereken şeyler varsa yapılır. Ama öyle bir şey yok. Dün Adalet Bakanı'nın fezlekesi TBMM Başkanlığına geliyor, TBMM Başkanı savcı usulü atlamıştır diye bunu iade ediyor. Usule ilişkin eksiklik varsa, Meclis Başkanlığı bunu Adalet Bakanlığı'na sorar görüş alabilir, o görüş çerçevesinde işlem yapar. Başbakan'ın demokratik bir hareket noktası yoktur. Olsaydı, demokratikleşme paketinde Gezi eylemcilerinden intikam denilebilecek düzenlemelere yer vermezdi. O pakete göre bir toplantı ve gösteri yürüyüşünde bir otobüs seferi aksasa dahi onu yapanlar hapse girecektir. Demokratikleşme Paketi, bir daha Taksim Meydanı'nı herhangi bir gösteriye, toplantıya izin vermeme paketidir, onları Kazlıçeşme'ye gönderme paketidir. Taksim'de olsa kamu hayatında bir takım aksama olabilir, bu işin mahiyetinde var. AİHM dahi 1 Mayıs kararında bunu çok doğal karşılıyor. Başbakan demokratik arzuyla, insan hak ve özgürlüklerini merkez alan istekle hareket etmiyor. HSYK teklifini demoklesin kılıcı gibi TBMM'de tutuyor, bunu arkasına alarak yargıda istediği tayin ve atamaları yapıyor. " yanıtını verdi.
HSYK konusunda bir soru üzerine Hamzaçebi, ?Hayır, Sayın Meclis Başkanı'nın bir gazeteciye vermiş olduğu o demeçten sonra kendisinden bize ulaşan herhangi bir öneri olmadı? dedi.
?Uzlaşma Komisyonu kurulması konusunda iktidardan herhangi bir öneri gelmedi mi?? sorusuna da Hamzaçebi, ?Hayır gelmedi? yanıtını verdi.
Bir basın mensubunun Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç?ın açıklamalarına işaret ederek, ?CHP?nin iktidara ilettiği komisyona üye vermeyeceğiz şeklinde bir açıklaması oldu mu?? sorusuna da Hamzaçebi, ?Hayır böyle bir açıklama olmadı. Böyle bir öneri olmadı ki. Tekrar Sayın Kılıçdaroğlu?nun açıklamasından sonra başka bir gelişme olmadı. Ne iktidar partisinden, hükümetten bir öneri geldi ne de Sayın Kılıçdaroğlu veya partimizin bir yetkilisi bundan vazgeçtik açıklaması yaptı. Sayın Kılıçdaroğlu bir değerlendirme yaptı, Meclis Başkanının bir gazeteciye yapmış olduğu açıklama üzerine ama devamı gelmedi Sayın Meclis Başkanından veya diğer herhangi bir partiden. Ama biz başlangıçta şunu söylemiştik. Elbette HSYK ile ilgili anayasa değişikliği yapılabilir. Bunun için ilk şartımız, HSYK ile ilgili teklifin çekilmesi... Ama Hükümet buna uymadı. ikinci şartımız ise yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının önünü kapamama. Bu şart tamamen altüst edildi. Hükümet'in niyeti bağımsız yargı değil, bağımsız yargıyı yaratmak gibi görünürken kuvvetler ayrılığı ilkesini yok edeyim diye derin çelişkiyi içinde barındırıyor. Buradan özgürlük, demokrasi ve bağımsız yargı çıkmaz" dedi.