Hamzaçebi, TBMM'de Düzenlediği Basın Toplantısında Gündemi Değerlendirdi

Hamzaçebi, TBMM'de Düzenlediği Basın Toplantısında Gündemi Değerlendirdi
05.12.2014 

Hamzaçebi, TBMM?de düzenlediği basın toplantısında, ?Kadınla erkeğin fıtrat olarak eşit olmadığını, dolayısıyla günlük yaşamda da sosyal yaşamda da kadınlarla erkeklerin eşit olmayacağını savunan bir anlayış maalesef bugün Türkiye?de yönetimdedir; birisi Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmaktadır, birisi de Başbakanlık koltuğunda oturmaktadır? dedi.

Milli Eğitim Şurası'nın gündemine değinen Hamzaçebi, "Öyle anlaşılıyor ki hükümet yanlısı bir sendikanın, eğitimi çağdaşlıktan uzaklaştıran önerileri yarın kabul edilecek. Umarım yanılırım" dedi.
Hamzaçebi,, 19. Milli Eğitim Şurası?na ilişkin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı?ya, ?Yarın bu kararları Şura?da oylatmayın. Bilal Erdoğan?ın karar aldığı, olgunlaştırdığı bir projeyi Meclis?e getirirseniz o bakanlığı siz değil, Bilal Erdoğan yönetiyor olur. O zaman o koltuğu Bilal Erdoğan?a bırakın, gidin? çağrısında bulundu.

Eğitim ile ilgili değerlendirmelerini grup başkanvekili sıfatının yanında öğrenci velisi sıfatıyla da yaptığına işaret eden Hamzaçebi, ?Ben de çocuğu ortaöğretimde okuyan bir öğrencinin velisiyim. Bir veli olarak aynı zamanda sorumluluk hissediyorum? diye konuştu. Hamzaçebi, şöyle devam etti:

"Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin Türk toplumunu dönüştürmeyi amaçlayan projeleri var ve bunları adım adım uygulamaya koyuyorlar. Sayın Erdoğan, 200 yıl önce Osmanlı ile başlayan modernleşmeyi, 'hayat tarzı dayatması' olarak değerlendiriyor ve buna karşı alternatif model öneriyor: 'Anaokulundan başlayarak çocuklarımıza yeni bir hayat tarzı sunacağız' diyor. Yani, 'Çocuklarımıza yeni bir hayat tarzı dayatacağız' diyor. ?Bu insanımızın 200 yüzyıldır alışkın olduğu hayat tarzını ters yüz etme projesidir. Tayyip Erdoğan?ın bu hedefini, bu yön verici cümlelerini siyasal İslam?ın proje çocuğu Ahmet Davutoğlu emir olarak telakki etmiş ve onun bakanı şimdi bunları Eğitim Şurası?nda yapılacak yasal çalışmaların altyapısı olacak şekilde karara bağlamaya çalışmaktadır.
 
İlköğretimin ilk 3 yılında din derslerinin zorunlu olması düşünülüyor. Sanki çocuklar ailelerinde din ve ahlak eğitimi almıyor, dinsiz yetişiyor. Ahlak ve din eğitimini çocuklar ailelerinden alır. Bu eğitim önemli ama bunu laik devlette, devlet hiçbir zaman vermez.
 
Deniliyor ki 'Biz Alevi, Musevi, Hristiyan vatandaşlarımıza seçmeli din dersi getiririz, zorunlu din kültürü ahlak bilgisi dersini de dini bilgilerden arındırıp, din kültürü dersine dönüştürürüz.' Bu düşünce, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin bir din dersi olduğunun itirafıdır.
Alevi, Hristiyan, Musevi vatandaşlara kendi dinlerini öğrenme imkanı getirilecek. Peki Hristiyan mezheplerine yönelik bir şey yapmayacak mısınız?  Ya da Ehl-i Sünnet'in diğer mezhepleri için ayrı bir şey getirmiyor musunuz? 
 
Bu durumda herkes hangi inanç, mezhep ve dine mensup olduğunu açıklayacak. Bütün çocuklardan, velilerden hangi dine, inanca, mezhebe mensup olduklarının açıklanması isteniyor. Bu, toplumu bölmek ve kutuplaştırmaktır.
 
Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık koltuğunda oturanların, kendi inançları doğrultusunda eğitimi şekillendirmek istemeleri demokratik bir tavır olmaz."
 
Hükümetin daha da ileri giderek Osmanlıca'yı zorunlu ders haline getirmeyi planladığını belirten Hamzaçebi, kütüphanelerdeki yüzbinlerce Osmanlı eserin günümüz Türkçe'sine kazandırılmasını desteklediklerini, ancak bunun için herkesin Osmanlıca öğrenmesi gerekmediğini ifade etti.
Arzu eden öğrencilerin seçmeli ders olarak tercih edip Osmanlıca'yı öğrenebileceğini kaydeden Hamzaçebi, "Ama mezar taşı okumak için herkese Osmanlıca'nın zorunlu ders olarak verilmesi doğru değil. Sayın Avcı, siz çocuklara Osmanlıca mezar taşı okutmakla meşgulsünüz ama çocuklarımız matematik ve fende iyi değil" dedi. Hamzaçebi, Türkiye'nin matematik alanında 65 ülke arasında 45'inci, fen alanında ise 43'üncü sırada olduğunu söyledi.
 
Zorunlu Osmanlıca dersinin, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun siyasal İslam projesinin bir adımı olduğunu ifade eden Hamzaçebi, bunu doğru bulmadıklarını belirtti. 
 
Bir televizyon kanalının Atatürk?e hakaret eden program yayınladığını belirten Hamzaçebi, ?O programı yapan kişiyle ilgili olarak da CHP?nin RTÜK?teki üyeleri o programla ilgili ceza verilmesi için konuyu RTÜK gündemine getiriyorlar. RTÜK gündemine gelen bir konunun medyada yer alması üzerine CHP?nin RTÜK?teki üyesi Sayın Ali Öztunç hakkında bir işlem başlatılıyor. Bu işlem Atatürk?e saygısızlığın devamıdır. RTÜK Başkanı?na buradan bir çağrı yapıyorum, bu saygısızlığa RTÜK?ü alet etmeyin? dedi. Hamzaçebi, RTÜK'ün bu saygısızlığa alet olması halinde, konuyu TBMM'de siyasi gündem meselelerinden biri yapacaklarını" söyledi. 

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hamzaçebi, bir basın mensubunun, ?16 ya da 17 Aralık?ta 43 ilde büyük çaplı bir gözaltı olacağı iddia ediliyor, ne diyorsunuz?? sorusu üzerine hükümetin, gözaltı operasyonlarıyla 17 Aralık soruşturmasını unutturamayacağını ifade ederek, "İstedikleri kadar gözaltı programları yapsınlar, yasa çıkarsınlar. Bunun bir çizgisi vardır. O çizgiyi geçtiğiniz anda toplumun tepkisini kontrol edemezsiniz. Hükümet, toplumu yeniden sokağa dökecek davranışlardan kaçınmalı, Gezi'den ders almalı" diye konuştu.
 
Hamzaçebi, Alevi açılımı kapsamında hükümetin tekke ve zaviyelerle ilgili kanunda yeni bir düzenleme planladığına ilişkin soru üzerine, "Bu, 'devrim yasası değişimden bir şey yapamıyoruz' demenin altyapısıdır. Alevilerin devlet memurluğuna girmesi, yükselmesi için o yasada bir değişiklik mi yapılması gerekiyor? Bu yasa, Cemevlerinin ibadethane olarak tanınmasının önünde bir engel midir? Kimseyi kandıramazlar" dedi. 

Viagra çok çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm bulmak zaten karar verin. Biz alışveriş merkezi geldi ve sevdim aldım. hemen kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen biraz zaman beklemek zorunda.