Yanlış bir yasa çıkarmak üzereyiz. Uyarıyorum...

30 Kasım 2010 Salı
?
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.23
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
------ 0 ------

BAŞKAN ? Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 23?üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince, diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin ?Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler? kısmına geçiyoruz.
1?inci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu?nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
 ?
Ertelenmiştir.
3.      Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin; Sayıştay Kanunu Teklifi ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (2/594) (S. Sayısı: 510) (x)
BAŞKAN ? Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Geçen birleşimde İç Tüzük?ün 91?inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen teklifin birinci bölümünde yer alan 18?inci maddesi kabul edilmişti. Şimdi de 19?uncu madde üzerinde önerge işlemleri yapılacaktır.
19?uncu madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
?
BAŞKAN ? Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler? Kabul etmeyenler? Önerge kabul edilmemiştir.
30?uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler? Kabul etmeyenler? 30?uncu madde kabul edilmiştir.
Birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm, 31 ila 60?ıncı maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul milletvekili?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) ? Ben konuşacağım.
BAŞKAN ? Siz konuşacaksınız, peki?
Trabzon Milletvekili Sayın Akif Hamzaçebi konuşacaktır.
Buyurunuz efendim.
CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) ? Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sayıştay Kanun Teklifi?nin ikinci bölümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına görüşlerimi açıklamadan önce sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin tümü üzerinde ifade ettiğim görüşleri, çok kısaca, bu bölüm üzerinde de ifade etmek istiyorum, bu bölümle ilgili olduğu için aynı zamanda. Eğer Sayıştayın kuruluşuna ilişkin olarak temel espriyi, temel amacı bir kenara bırakıp da bu yasa görüşmelerine devam edersek yanlış bir yasa çıkarmış oluruz, Sayıştayı amacından uzaklaştırmış oluruz. Sayıştaylar demokratik bütün ülkelerde parlamentoya bağlı olarak kurulur. Çünkü Sayıştay bütçe hakkının denetlenmesine yetkili olan bir kuruluştur. ?Bütçe hakkı? dediğimiz zaman, halkın ödediği vergilerle parlamentonun yaptığı bütçeler vasıtasıyla hükûmetlerin yaptığı harcamaların halk adına denetlenmesi demektir; bütçe hakkı budur. Bütçe hakkı vergilere vatandaşın karar vermesi demektir. Bütçe hakkı harcamalara vatandaşın karar vermesi demektir. Vatandaş bütçe hakkını temsilcileri vasıtasıyla kullanır. O nedenle, sayıştaylar parlamentoya bağlı olarak kurulur ve parlamento adına denetim yaparlar. Parlamentoya bağlılık Sayıştayı bağımsız kılmanın, hükûmetin etkisinden uzak tutmanın da bir yöntemidir ayrıca.
Şimdi görüşmüş olduğumuz bu teklifte yer alan bir kısım düzenlemeler Sayıştayın ?bütçe hakkı? kavramı uyarınca yapacağı denetimi amacından uzaklaştırmaktadır. Eğer bu denetimi Hükûmetin hâkim olacağı bir yapıya vermiş olursanız vatandaşın ödediği vergilerin nereye harcandığını ve bu harcamalardan dolayı üretilen hizmetler nedeniyle vatandaşın memnun olup olmadığını denetlemek mümkün değildir. Bunu, Sayıştayın performans denetim yetkisiyle ilgili olarak biraz önce bir madde üzerindeki önerge hakkında yaptığım görüşmede kısmen ifade etmeye çalışmıştım. Performans denetimi halkın ödediği vergilerin halk adına yapılacak harcamalar nedeniyle etkin bir şekilde kullanılıp kullanılmadığının denetlenmesinin bir aracıdır ama maalesef bu teklif performans denetimini ortadan kaldırmıştır.
Yine bu teklifle Sayıştaya meslek memuru olarak girecek olan kişilerin objektif bir sınavla bilgi ve yeteneklerinin ölçülmesi imkânı ortadan kaldırılmış, tam tersine sübjektif birtakım değerlendirmelerin yapılması ve Sayıştayı yöneten kişilerin, daha doğrusu Hükûmetin etkisindeki kişilerin Sayıştaya istediği şekilde eleman almasının yolu açılmıştır.
Bugüne kadar, daha doğrusu bugüne kadar demeyeyim geçen sene Sayıştay Kanunu?nda yapılan bir değişikliğe kadar Sayıştaya girişte yazılı sınavdan sonra sözlü sınav yapılmaktaydı. Şimdi geçen sene yapılan değişiklikle ve bu teklifle getirilen düzenlemeyle bu sözlü sınav kaldırılmakta, bunun yerine mülakat getirilmektedir. Mülakat, hiçbir zaman sözlü sınavın alternatifi değildir, onun yerini dolduracak olan bir düzenleme değildir. İlgili maddeye bakıldığında, mülakatta adayın bilgisinin ölçülmesinin yerine, adayın kişisel özelliklerinin, duruşunun, temsil kabiliyetinin, ne bileyim belki iktidara olan yakınlığının, bu tip sübjektif değerlendirmelerin ölçüldüğü, bunların kontrol edildiği bir sistemin geldiği görülecektir. Oysa sözlü sınav, eskiden var olan sözlü sınav, yazılı sınavın eksik kaldığı, eksik bıraktığı, ölçemediği konuları ölçmeye yönelmişti. Sözlü sınavın amacı budur. Sözlü sınavda, tabii ki adayın temsil kabiliyetine, yeteneğine, ifade kabiliyetine, bütün bunlara da bakılır, eskiden de bakılıyordu; ama sözlü sınavın bilgi ölçme amaçlı yanı hiçbir zaman eski yöntemde ihmal edilmemişti.
Buraya Sayıştay neden geldi, neden sözlü sınav kaldırılıp yerine mülakat getirildi? Buradaki niyet samimi değildir, niyet kötüdür. Geçen yıl kabul edilen yasayı yasalaştıran Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunu, Hükûmeti bu konuda eleştiriyorum. Buna yeşil ışık yakan, Hükûmete bu konuda referans olan Sayıştayı eleştiriyorum. Her şey yasama organının iradesiyle olmuyor. Yasama organına Sayıştay o şekilde öneri getirirse Sayıştay da Hükûmetin önünü açan bir rol üstlenmiş olur.
Daha önce yapılmış olan bir sınavı kaybetmiş olan, sözlü sınavı kaybetmiş olan bir kısım adaylar Danıştayda iptal davası açtılar. İptal davası sonucunda ilgili sınav iptal edildi, o yönetmeliğin ilgili bölümü de iptal edildi. Bunun yerine, geçen yıl bir yasa kabul edildi, 2009 yılında 5924 sayılı Yasa kabul edildi. Bu Yasa?yla sözlü sınav yerine mülakat sistemi getirildi ve o Yasa?nın bir geçici maddesiyle de sınavı kaybetmiş olan adaylar bir kez daha sınava çağrıldı, daha doğrusu mülakata çağrıldı. Aslında doğru olan, onların elendiği, sözlü sınavı kaybettiği tarihte yürürlükte olan şekilde bir sınavı onlara uygulamaktır. Hukuk devletinde bu vardır. O tarihte mademki sözlü sınav vardır, siz, biz eleştirsek de mülakat sistemini, en azından eskiler için sözlü sınavı uygulamak zorundasınız. Sözlü sınavın esasını Danıştay iptal etmedi, o orada duruyor. ?Hayır.? dediler, bunu çokça hem Plan ve Bütçe Komisyonunda hem Genel Kurulda ifade etmiş olmamıza rağmen iktidar partisinin direncini aşmak maalesef mümkün olmadı ve o sınav kaybetmiş olup yeniden mülakata alınan adaylar için o Yasa kabul edildi. 28 aday sınava girdi, mülakata girdi. Bu 28 aday içerisinde, ÖSYM tarafından yapılan eleme ve yazılı sınavlarda ilk on sırada yer alan kişiler de var. Ancak bu 28 adayın hiçbirisi mülakatta kazanamadı. Bu adayların hepsi 50 puanın altında not aldı. Evet,  bunu Hükûmetiniz başardı, Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti, o Hükûmet paralelinde Sayıştayda hareket eden arkadaşlar bunu başardılar. 28 adayın hepsi bu sınavı kaybetti. Bu teklif bunu tekrar ediyor, yineliyor. Son derece demokrasiye aykırı, bütçe hakkına aykırı, Sayıştayın bağımsızlığına aykırı, onu yok eden bir kavram.
Buna paralel başka düzenlemeler var teklifte. Sayıştay Genel Kurulunun yetkileri budanmaktadır. Yine, Sayıştay, dünyadaki ofis tipi, yargı tipi sayıştay modellerinden Türkiye için geçerli olmayan ofis tipi sayıştay  modeline uygun olarak örgütlenmektedir. Bütün yargı tipi sayıştaylarda başkan vardır, başkanın altında genel sekreter vardır, daireler vardır, bir de bizdeki yüksek yargı organları gibi, Yargıtay, Danıştay gibi... Çünkü yargılama yetkisi vardır, bir hesap mahkemesidir sayıştay. O nedenle, başkan yardımcısı diye bir birim yoktur, o tip bir örgütlenme yoktur. Esas olan, yargı görevini yapacak olan dairelerdir. Bu teklifle Sayıştay, başkanın yönetimdeki gücünü artırmak amacıyla?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN ? Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) ? Toparlıyorum Sayın Başkan.
? başkanın Sayıştay denetçileri üzerindeki, daireler üzerindeki yetkisini artırmak amacıyla yargı tipi sayıştaydan ofis tipi sayıştaya dönüşmektedir. Bir kısım ülkelerde var ama o ülkelerde o Sayıştayların yargılama yetkisi, hesap mahkemesi olma özelliği yok. Hem Türkiye?de Sayıştayın yargılama yetkisi var, hesap mahkemesi olma özelliği var hem de bu özelliğin olmadığı ülkelerdeki örgütlenme modelini alıp Sayıştaya monte ediyoruz, teklif bunu getiriyor. Bunu sorduk: ?Niye bunu yapıyorsunuz?? İlgili arkadaşlar, Sayıştaydaki görevli arkadaşlar ?Efendim, Başkanın denetçiler üzerinde, daireler üzerinde yetkisi yok, onu yetkili kılmak istiyoruz.? dediler.
Evet, bu teklifin hâkim olduğu anlayış budur. Daha başka konular var bu konuda söyleyebileceğim ama zaman yetmediği için bunları söyleyemiyorum, ilgili maddelerde arkadaşlarımız ifade edecek.
Sözlerimi burada bitiriyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN ? Teşekkür ediyoruz Sayın Hamzaçebi.
?

 

Viagra çok çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm seçip zaten karar verin. Biz sirk geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen birkaç saat beklemek zorunda.