Görüştüğümüz bu tasarı, Türkiye'yi polis devletine taşıyan bir tasarıdır

20 Şubat 2015 Cuma
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59'uncu Birleşimini açıyorum.
(?)
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili yapmış olduğu konuşmada, Halkların Demokratik Partisi adına konuşan Sayın Zozani'nin konuşmasına atfen -"Biz yerimizde oturuyoruz, bu yasa çıkmayacak, çıkmaması için çalışıyoruz, diğer muhalefet partileri de, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi de benzer tutumu gösterirse bu yasa çıkmayacak." dedi- bunu alıntılayarak kendisi, HDP'nin bu sözüne karşılık bizlerin neden itiraz etmediğini söyledi. "Şaşırıyorum." dedi hatta.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Talimat verdiğimi söyledi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Evet.
Yani sanki bizim gruplarımıza, HDP adına konuşan değerli milletvekili talimat verdi gibi bir izlenim yaratmak istiyor. Bunu üzüntüyle karşılıyorum. Çok trajikomik bir açıklama. Çok trajikomik bir açıklama. Dört başı tartılmış, her tarafı değerlendirilmiş bir konuşma değil. Nereye varacağını muhtemelen hesap edememiş kendisi.
Görüşlerimi ifade etmek istiyorum. Görüştüğümüz bu tasarı, Türkiye'yi polis devletine taşımak isteyen bir tasarıdır. Hak ve özgürlükleri kısıtlayan, Türkiye'yi 82 Anayasası'nın dahi öncesine götürmek isteyen -82 Anayasası'nın öncesi demeyeyim- 82 Anayasası'nın ruhunun gerisinde kalan bir anlayış var bu tasarıda. Böylesi bir tasarıya karşı üç muhalefet partisinin, birbirinden farklı görüşlere sahip üç muhalefet partisinin, özgürlükleri merkeze almak suretiyle, böylesi bir muhalefet anlayışını sergilemiş olmasını, ben, demokrasimiz adına bir kazanç, Türkiye'nin geleceği açısından bir umut olarak değerlendiriyorum.
Bu, övünülecek bir tutumdur. Böylesi bir tutuma karşı iktidarın, iktidar partisinin bundan ders çıkarmak yerine "Efendim, Halkların Demokratik Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi nasıl oluyor da yan yana geliyor?" ya da "Cumhuriyet Halk Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi" ya da "Halkların Demokratik Partisi yan yana nasıl oluyor da geliyor?" diyerek, bizlerin seçmen tabanına mesaj vermek gibi bir basit, sığ, seviyesiz bir siyaset anlayışını burada sergiliyorlar.
Şimdi, ortaya çıktı, Adalet ve Kalkınma Partisi, Halkların Demokratik Partisiyle bir görüşme yürütüyor, bir süreç yürütüyor. Sayın Grup Başkan Vekili Meclis kürsüsünden bunu açıkladı "Evet, yürütüyoruz. Ne var, demokratik bir parti değil mi?" dedi.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Hayır. "Görüşülebilir. Bunda ne var?" dedim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Evet, doğru. Doğru elbette. Hakların Demokratik Partisi meşru bir partidir. Elbette iktidar partisi onunla görüşebilir.
E, peki, Halkların Demokratik Partisi meşru bir partiyse -elbette meşru- özgürlükler açısından Cumhuriyet Halk Partisinin, Halkların Demokratik Partisiyle, Milliyetçi Hareket Partisiyle yan yana gelmesinde ne gibi bir sakınca var? Ne gibi bir sakınca var? Bu bir ucuz siyasettir. Bu ucuz siyaseti sizlere iade ediyorum. Milletimiz bu gerçeği görüyor.
Sayın Davutoğlu?
Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Lütfen?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Tamamlıyorum. Müsamahanızı kötüye kullanmayacağım.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Davutoğlu da diyor ki: "Efendim, bunlar molotofa, bonzaiye karşı çıkıyor." Bu da bir ucuz siyaset. Bakın, işin gerçeğini, içeriğini söylemiyor vatandaşa. Sayın Davutoğlu, Sayın Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu temsilcileri; söylesenize, polise, kızdığı vatandaşa "at içeri" yetkisini veriyoruz. Bunu neden söylemiyorsunuz? Niyetiniz bonzaiyse, molotofsa getirin, hemen bugün yasalaştıralım onları.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Viagra çok lezzetli yemek değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm almak zaten karar verin. Biz alışveriş merkezi geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen birkaç saat beklemek zorunda.