Dönem: 26 Yasama Yılı: 2 Tarih: 17.5.2017 Birleşim: 93 BAŞKAN - Gündem dışı konuşmalara geçmeden önce Türkiye'nin gündeminde olan bir konu hakkında görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sayın milletvekilleri, hemen yanı başımızda, Türkiye Büyük Millet Meclisine yaklaşık 300 metre mesafede, Yüksel Caddesi'nde 2 insanımız açlık grevini sürdürmektedir. Bu 2 gencimizin açlık grevinde ulaştıkları, geldikleri gün sayısı 70'tir yani açlık grevinin 70'nci günündeler. Sayın milletvekilleri, eğer önlem alınmazsa, bu 2 insanımıza kulak verilmezse bunları kaybedeceğiz, ölecekler. İnsan canı her şeyden önemlidir, yaşam hakkı kutsaldır. Haksızlığa uğradığını ifade eden bu 2 insanımıza kulak vermek, onları dinlemek, bir yerde bir haksızlık yapılmışsa bu haksızlığı gidermek bütün toplumun, herkesin görevidir. Toplumu temsilen Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu olaya kulak vermesi bizlerin görevidir. Ben bu meseleyi sadece Hükûmetin, sadece toplumun değil aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisinin meselesi olarak görüyorum. O nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak buradan bu olaya kulak vermenin demokrasinin, yaşam hakkına saygı göstermenin bir gereği olduğunu düşünüyorum. Buradan aynı zamanda bu 2 gencimize de bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bizlerin sesine kulak tıkamayın. Adalet için kendi yaşamınızı dahi tehlikeye atabileceğinizi, hayatınızdan vazgeçebileceğinizi ortaya koydunuz. Adaletin toplum için ne kadar gerekli olduğunu gerçekten ifade ettiniz. Gelin, bu açlık grevini sonlandırın. Sizlerin yaşam hakkına saygı göstermek hepimizin görevidir ancak sizler de bizim, benim bu çağrıma kulak verin, toplumun bu çağrısına kulak verin, açlık grevini sonlandırın. (CHP sıralarından alkışlar) Bir yerde bir haksızlık yapılmışsa bunu gidermek için herkes elbirliğiyle çalışır.