Bu bir kriz düzenlemesi değil, parayı topla sektörden, harca. Bütçeye girmiyor para

Dönem: 27 Yasama Yılı: 2 Tarih: 10.07.2019 Birleşim: 100 Ham Tutanak Sayfası:288-

Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL

Tutanak Metni:


    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
    Değerli milletvekilleri, sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum. Dün akşamki konuşmamda teklifi üç maddeyle şöyle özetlemiştim: Canımızın istediği gibi para toplayalım, canımızın istediği gibi harcayalım, kimseye de hesap vermeyelim. (CHP sıralarından alkışlar) Teklifin bu özelliği verilen bütün önergelere ve bundan sonra verilecek olan bütün AK PARTİ grup önergelerine rağmen değişmiyor, bu ruh bu teklifin esasını oluşturuyor. Bir kriz dönemi düzenlemesi de değil, bunu sakın öyle anlamayın. Kriz var, bütçeye para lazım, gelir lazım, böyle bir şey yok; para Turizm Bakanlığına lazım, bu fonu kullanacak olanlara lazım. Ama ne Sayıştay Kanunu'na tabi ne Kamu İhale Kanunu'na tabi, harcamasının hesabının hiçbir şekilde vermeyecek, ihale diye bir şey yok, parayı topla sektörden, harca. Bütçeye girmiyor para arkadaşlar, bütçenin gelir ihtiyacı nedeniyle çıkarılan bir düzenleme değil. 
    Değerli arkadaşlar, bir sonraki maddede turizm payı düzenlemesi var. Bu düzenleme AK PARTİ grup önerisiyle biraz iyileştirilecek olmasına rağmen Anayasa'ya aykırı bir düzenlemedir. Yüzde 1'lik turizm payı -şimdi binde 7,5'a düşüyor, bazı sektörlerde daha farklı oranlar var- hasılat üzerinden alınıyor, hasılat üzerinden. Sevgili arkadaşlar, kâr et, etme; zararın var, zararın yok; hiç bunlara bakılmıyor, hasılatın neyse onun yüzde 1'ini ya da binde 7,5'unu turizm payı olarak işletmeler ödeyecek. Anayasa'nın 73'üncü maddesi açık: "Herkes, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür." Sakın "Bunun adı turizm payı, vergi değil, onunla ilgisi yok." demeyin. Her ne nam altında olursa olsun, mükelleften kamu gücüyle alınan bütün paralar vergidir. Kaldı ki maddeye zaten yazmışsınız: "Bu maddeye ilişkin olarak çıkan ihtilaflar vergi mahkemelerinde görülür." Bu açıkça Anayasa'ya aykırı. Size tavsiyem şu, dün akşam da söylemiştim: Bu oranı sıfıra kadar indirme konusunda Cumhurbaşkanına yetki verin, kendi tutarlılığınız açısından diyorum. Sıfıra kadar indirme konusunda yetki verin, kanuni seviyesine yükseltmeye kadar yetki verin, kriz dönemlerinde bunu Cumhurbaşkanı sıfırlasın. Sektörler iş kolları itibarıyla bu oranlar içerisinde farklı oranlar belirlemeye yetkili olsun. Bizim gerçek önerimiz bu değil aslında. Biz şehir vergisi getirin diyoruz ama bunda ısrarlıysanız bari dediğim gibi yapın, bu şekilde yapın.
    Sevgili arkadaşlar, turizm sektörü, sermaye-hasıla oranı düşük bir sektördür yani çok az, düşük bir sermayeyle daha çok hasıla, daha çok katma değer yaratır. Bütün sanayi sektörünün bütün kollarıyla turizm sektörünü kıyaslayın, özelliği budur. İkinci bir özelliği daha vardır, yatırım-istihdam ilişkisinde yine daha düşük yatırımla daha fazla istihdam sağlayan bir sektördür. O nedenle, 1950 yılından bu yana Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün hükûmetleri, bütün yönetimleri turizmi teşvik etmiştir. 1950 yılında 5647 sayılı Kanun çıkmıştır, İsmet İnönü dönemi kanunudur, o hükûmet dönemidir. Adnan Menderes Hükûmeti döneminde, 1953 yılında 6086 sayılı Turizm Endüstrisinin Teşvik Kanunu çıkmıştır. 1982 yılında, askerî yönetim döneminde bugün yürürlükte olan 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu çıkmıştır. Turgut Özal döneminde Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu'yla turizm yatırımları teşvik edilmiştir. Devletin muazzam bir desteği vardır ama buna rağmen, Türkiye, turizmde özellikle son dönemlerde hak ettiği yere gelememiştir. 2005 yılındaki uçak krizinden sonra turizm dibe çakılmış, bugün geldiğimiz seviyeler, on yıl önceki seviyeler bile değildir. 
    Değerli arkadaşlar, geçen yüzyılın sonlarından itibaren hayatımıza giren bir kavram var, "sürdürülebilirlik" kavramı. Bu kavram, ekonomik büyümeye odaklı kalkınma anlayışının değişmesine ve kalkınma sürecine sosyal ve çevresel faktörlerin de dâhil edilmesine yol açmıştır. Sürdürülebilirlik, gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğine zarar vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılamaktır. Çevre, onun için çok önemli bir faktördür. 
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) 
    BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Hamzaçebi. 
    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Nitekim 2016 yılında, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, 2030 yılı için yaşanabilir şehirler ve çevreyi bütün ülkelerin önüne hedef olarak koymuştur, yaşanabilir şehir ve çevre. 
    Bakın, bizim en önemli turizm kentimiz İstanbul'dur ama İstanbul, uluslararası kıyaslamalarda, Measure'ın uluslararası yaşam kalitesi ölçümlerinde sürekli olarak irtifa kaybeden bir şehirdir. 2001 yılında 140 şehir içerisinde 92'nci sırada olan İstanbul, 2019 yılı raporunda 130'uncu sıraya gerilemiştir. 2018'de 134 ve 130'a geldi ama sanmayın ki iyileşti her şey, hayır, sadece Türk lirası değer kaybetti, o nedenle biraz İstanbul ucuzladı. Neden? Çünkü İstanbul çevreye önem vermedi, trafik yoğun, sıkışıklık, yeşil alanlar yok, güvenlik yok, eğitime ulaşım sınırlı, sağlığa ulaşım sınırlı, yaşam kalitesi aşağıda. Bu yasa bunu sağlayacak mı? Hayır. 
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Sayın Başkan, biliyorum, izin veriyorsunuz ama bir dakika izin verir misiniz?
    BAŞKAN - Buyurun, bağlayın sözlerinizi.
    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan. 
    Şimdi, Turizm Bakanıyla ilgili de bir soru sormak istiyorum. Kendisine soru önergesi verdim, aylar sonra bir cevap verdi bana. Soru önergem gazetelere geçti; onun üzerine, hemen ertesi gün cevap verdi. Sayın Bakana şunu sordum: Turizmi Teşvik Kanunu'na göre işletmelere kırk dokuz yıl süreyle irtifak hakkı veriyorsunuz veya üst hakkı kuruluyor. Daha sonra, şartlara uyulmadığı için bu irtifak haklarından iptal ettikleriniz oldu. İptal edilenlerle ilgili, o irtifak hakkı lehtarları mahkemelerde dava açtılar, davaları kaybettiler. Siz tuttunuz, Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik'te değişiklik yaparak bunların iptali için, irtifak hakkının iptali için dava açmayıp o dava hakkından vazgeçerek hazineyi zarara uğrattınız. Şimdi Turizm Bakanı yok burada, cevap veremeyecek ama bunu Meclisin bilgisine sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Yani, buraya turizmi geliştirme ve teşvik ajansıyla ilgili kanun teklifini getirirken bari hiç değilse öbür tarafta hazine lehine hareket etseydiniz.
    Teşekkür ederim.