CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, ekonomi alanındaki "torba kanun teklifi" ile ilgili, "İktidarın o kadar acelesi var ki Merkez Bankasının genel kurul toplamasına bile fırsat vermeden, bu kanun yürürlüğe girdiği anda, Merkez Bankasının ihtiyat akçelerine Hazine el koyuyor. Bunun adı zorbalıktır." dedi. Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa'da 1995'te yaşanan soykırımın 24. yılı olduğunu hatırlattı. Soykırımı gerçekleştirenleri lanetlediğini söyleyen Hamzaçebi, "Buna seyirci kalan Batı dünyasını lanetliyorum. Boşnak kardeşlerimizin acısını yürekten paylaşıyorum. Bu katliamda hayatını kaybeden Boşnak kardeşlerimizi rahmetle anıyorum." diye konuştu. Türkiye'de ekonomik kriz süreci yaşandığını ifade eden Hamzaçebi, bu süreçte TBMM'de çeşitli yasal düzenlemelerin yapıldığını söyleyerek dün Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan, bugün de görüşmelerine devam edilecek "torba kanun teklifi"ne işaret etti. Kanun teklifinin, uzun süredir kamuoyunda tartışılan, Merkez Bankası ihtiyat akçelerinin Hazineye aktarılması yönünde bir düzenleme de içerdiğini belirten Hamzaçebi, "Bununla ilgili çok tartışma yaptık. Merkez Bankasının ihtiyat akçelerinin Hazineye aktarılmasına ilişkin düzenleme dün akşam Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. Bu, aslında ihtiyat akçelerinin Hazineye aktarılması değil, Merkez Bankasının ihtiyat akçelerine Hazinece el konulması düzenlemesidir." dedi. Merkez Bankasının, anonim şirket olduğunu hatırlatan Hamzaçebi, şöyle devam etti: "Bir anonim şirket, kar dağıtımı yaptığı zaman karını dağıtır. İhtiyat akçeleri de dağıtılacaksa, Hazineye aktarılacaksa bu yönde yasal düzenleme yapılır ve Merkez Bankası ilk genel kurulunu yaptığında gerekirse olağanüstü genel kurulu da toplayabilir, bu karın, ihtiyat akçesinin dağıtılmasına karar verir ve bu pay doğrudan doğruya Hazineye aktarılmış olur. İktidarın o kadar acelesi var ki Merkez Bankasının genel kurul toplamasına bile fırsat vermeden, bu kanun yürürlüğe girdiği anda, Merkez Bankasının ihtiyat akçelerine Hazine el koyuyor. Bunun adı zorbalıktır." İktidarın, ekonomik krizi aşma yönünde ciddi, sistemsel bir yaklaşımı bulunmadığını söyleyen Hamzaçebi, "Alınan önlemlere bakıyorum, iktidar krizi aşmak için bugüne kadar 4 önlem almıştır, birincisi Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınması. İkinci önlem, Merkez Bankası ihtiyat akçelerine Hazinece el konulması. Üçüncü önlem, yurt dışı çıkış harçlarının artırılması. Dördüncü önlem de memura ve emekliye enflasyonun altında zam yapılması. Yeni Ekonomi Programı'nın krizi aşma yönünde ortaya koyduğu önlemler, bu 4 unsurdan oluşuyor. Bunlarla krizi aşacaklar, nasıl aşacaklarsa." ifadelerini kullandı. Hamzaçebi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın görevden alınmasına ilişkin şunları söyledi: "Sayın Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınmasını çok samimi şekilde açıkladı, itiraf etti. Kağıt üstünde de olsa bugüne kadar Merkez Bankasının bir bağımsızlığı vardı. Merkez Bankası Kanunu'nda yer alan Merkez Bankası bağımsızlığına ilişkin hüküm, Merkez Bankasının bir gün bağımsız olacağı umudunu topluma veriyordu ama Sayın Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarıyla bu umut olduğu gibi ortadan kaldırılmıştır. Merkez Bankası Başkanı'nın, artık iktidarın bir memuru olduğu tescil edilmiştir." Merkez Bankası ihtiyat akçelerinin Hazineye aktarılmasına ilişkin yasal düzenlemenin Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildiğini hatırlatan Hamzaçebi, "Merak ediyorum, Merkez Bankası ihtiyat akçesi olarak Merkez Bankası bilançosunda gözüken rakam 46 milyar liradır. Bunu da aldıktan sonra ne yapacaksınız? Para yok, deniz bitti." dedi. Kanun teklifiyle, yurt dışı çıkış harcının 15 liradan 50 liraya çıkarılacağına işaret eden Hamzaçebi, "Buradan ne kadar gelir elde edeceksiniz? Rakamlara bakıyorum, geçen yıl yurt dışı çıkış harcından 108 milyon lira gelir elde edilmiş. Bunun üzerine 300 milyon lira daha koyun. Dişinizin kovuğuna yetmez." şeklinde konuştu. Türkiye gibi yüzünü Batı'ya dönen, Avrupa Birliği'ne tam üye olma yolunda program uygulayan bir ülkeye, yurt dışına çıkan vatandaşlardan harç almanın yakışmadığını söyleyen Hamzaçebi, "Bu, seyahat özgürlüğünü kısıtlayan bir düzenlemedir. Yapılması gereken yurt dışı çıkış harcını artırmak değil kaldırmaktır." diye konuştu. Ekonomik krizin önlenmesi için dördüncü önlemin, memura ve emekliye enflasyonun altında zam vermek olduğunu hatırlatan Hamzaçebi, şunları kaydetti: "'Olur mu, TÜİK rakamları açıkladı, onun da 1 puan üzerinde zam verdik.' diyecekler. Bütün zamları temmuz ayına kaydırdınız. Elektriğe yüzde 15, çaya yüzde 15, şekere yüzde 16 oranında zam yaptınız. TÜİK'in enflasyon rakamı yüksek çıkmasın diye market fiyatlarına bile müdahale ettiniz. Bu bir hile. Bugüne kadar bu yönteme hiçbir iktidar başvurmadı. Bu, sizi kurtarmayacak." Cumhurbaşkanlığına bağlı kurullara değinen Hamzaçebi şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığına bağlı kurullar var. Bunlarla ilgili kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. Yeni sistemle birlikte Cumhurbaşkanlığına bağlı on tane kurul oluşturuldu. Başlangıçta dokuz kuruldu, sonra Yüksek İstişare Kurulu da kurularak on kurul oldu. O günleri hatırlayalım, gayet güzel şemalarla o kamuoyuna sunuldu, başkan, altta politika kurulları, altında bakanlar… “Muhteşem, her şey çok güzel gidecek bu kurullar büyük işlevler üstlenecek”… O şemalar çok güzeldi. Sayıyorum bu kurulların isimlerini: Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu, Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu, Ekonomi Politikaları Kurulu, Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu, Hukuk Politikaları Kurulu, Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu, Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu, Sosyal Politikalar Kurulu, Yerel Yönetim Politikaları Kurulu ve son kurulan Yüksek İstişare Kurulu. Saydım, tam 81 kişi görev yapıyor bu kurullarda. Yüksek de maaş alıyorlar. Merak ediyorum bu kurullar ne iş yapıyorlar. Memleketin, ülkenin, toplumun hangi sorunları karşısında hangi çözümleri üretmişler? Hangi raporları yayınlamışlar? Kaç kere toplanmışlar? Ülke tarihinin en büyük ekonomi krizini yaşıyor, bu Ekonomi Politikaları Kurulu bu krize karşı hangi önlemi almış, üretmiş? Bu saydığım ekonomi politikasının krizi aşma yönünde ortaya koyduğu dört politikada bu arkadaşların, bu kurulların katkısı var mıdır? Ne iş yapıyor bu kurullar hakikaten? Milletin vergileriyle maaş ödüyoruz. Bu kurulların hepsi bu ülkenin sırtına yük. Bütün kararları; faiz kararlarını, enflasyon karşısında memur maaşlarının kararını, TÜİK’in açıkladığı istatistikleri tek bir kişinin belirlediği bir sistemde bu kurullara hiç gerek yok. Bu kurulları kaldıralım.”