17 yıllık AKP iktidarında daha adil bir gelir ve servet dağılımına sahip olduğumuzu söyleyemeyiz

Dönem: 27 Yasama Yılı: 3 Tarih: 13.11.2019 Birleşim: 17 Ham Tutanak Sayfası:265-

Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL

Tutanak Metni:


    CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
    Değerli milletvekilleri, konuşmama başlarken Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
    Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidarların görevi halkın mutluluğunu sağlamaktır. Bunun için ekonomik politikalar uygularlar, sosyal politikalar uygularlar, vergi politikaları uygularlar. Amaç, bir yandan millî geliri artırırken diğer yandan da gelir dağılımında adaleti sağlamak ve servet dağılımında daha adil bir servet dağılımını gerçekleştirmektir. On yedi yıllık AK PARTİ iktidarları döneminde, AK PARTİ iktidarları Türkiye'de geliri ve serveti yeniden bir dağılıma tabi tutmuştur. Amaç, gelir dağılımındaki eşitsizliği gidermek, servet dağılımındaki eşitsizliği gidermekse elbette ki bu son derece olumlu bir şey. Ancak kullandığı araçlara baktığımızda on yedi yılın sonunda daha adil bir gelir dağılımına, daha adil bir servet dağılımına sahip bir ülke olduğumuzu söylemek mümkün değildir. Hangi araçları kullanmıştır AK PARTİ iktidarları? Banka kredileri, özellikle kamu bankaları kredileri; kamu ihaleleri, Kamu İhale Yasası'nda yapılan her türlü değişiklik, bütün istisna düzenlemeleri ihalelerin belli kesimlere, belli kişilere verilmesini sağlamaya yöneliktir. Üçüncü araç, teşviklerdir. Dördüncü araç, özellikle İstanbul olmak üzere, büyükşehirlerde emsal ve imar uygulamaları yoluyla birtakım kişilere kentin rantını aktarmaktır. Beşinci araç, TMSF'dir. El konulup TMSF'ye devredilen şirketlerin daha sonra hangi yolla, kimlere dağıtıldığını toplum bilmemektedir. Bu çerçevede kullanılmış olan bir diğer araç da elbette ki vergi politikalarıdır.
    AK PARTİ iktidarları bugüne kadar vergi oranlarını düşürmekle övünme gerçekleştirmişlerdir, övünmüşlerdir. Daha düşük vergi oranı, daha uygun bir yatırım ortamı. Elbette ki daha çok yatırım çekeceksek, Türkiye'ye daha çok doğrudan yabancı yatırım gelecekse dünyadaki vergi rekabeti çerçevesinde, Türkiye'de vergi oranlarını aşağıya indirmek suretiyle, daha uygun bir yatırım ortamı sağlanmalıdır.
    Şu anda Türkiye'de kâr payı üzerindeki vergi yükü yüzde 35,65'tir. Dünyadaki en düşük oranlardan bir tanesidir. Bu teklifin yasalaşmasıyla bu daha uygun yatırım ortamı iddiasından bir miktar vazgeçmek suretiyle, kâr payı üzerindeki vergi yükü yüzde 37,60'a çıkacaktır.
    Bu paketin tamamıyla on yedi yıllık iktidar döneminde bu saydığım araçlar yoluyla gelir ve servet dağılımına adaletsiz bir şekilde yapılan müdahalelerin yarattığı sorunları bir parça toparlayabilir miyiz? Teklifin amacı budur, on yedi yılın sonunda 3 tane yeni vergi getirilmesinin başka hiçbir nedeni yoktur.
    Türkiye ekonomisinin üçüz açık sorunu vardır; cari açık, bütçe açığı, tasarruf açığı. Şu anda "Cari açık yok, fazla var." diyorlar ama inanmayın, gelip geçici bir olaydır o. Bu üç sorunu, bu paket aşmaya yetmeyecektir çünkü ülkede güven ortamı yok. Geleceğe güvenmeyen hiç kimse yatırım için, üretim için, tasarruf için adım atmaz.
    Neler geliyor bu teklifle vergi olarak? Dijital hizmet vergisi geliyor, yepyeni bir vergi, değineceğim ona. Ne geliyor? Konaklama vergisi geliyor.
    Ne geliyor? Değerli konut vergisi geliyor. Ama sanmayın ki bu üç yeni vergiyle sınırlı. Çok büyük vergi düzenlemeleri var.
    Kambiyo muamelelerinden alınan yani döviz alım ve satımından alınan banka ve sigorta muameleleri vergisi artırılıyor. Şu an binde 1 bu oran, binde 2'ye çıkıyor, 10 katına kadar artırma konusunda da Sayın Cumhurbaşkanına yetki veriliyor yani yüzde 2'ye kadar. Amaç, bankalardaki toplam mevduatın yüzde 52'si döviz cinsinden mevduattır, bunu çözmek. Sevgili arkadaşlar, bankalarda döviz mevduatının miktarı son yıllarda artmıştır. Bakın, 2015 yılına gidin, bu mevduatın toplam mevduat içindeki payı 2014-2015, bu yıllarda yüzde 35'lerdedir; şimdi yüzde 51 küsur, yüzde 52'dir. Bununla onu asla çözemezsiniz.
    Gelir vergisi oranı yüzde 40'a çıkıyor. Evet "Yüksek gelirlilerden daha çok vergi alacağız." diye sosyal yönden savunulabilir ama öte yandan, asgari ücretli için bu tarifede yapılan herhangi bir iyileştirme maalesef yoktur.
    Konaklama vergisi, buna da değineceğim ama hemen şunu söyleyeyim: Turizmin içinden gelen bu Bakan olmasaydı turizm sektörüne bu kadar yük bindirilmezdi. Kısa bir süre önce turizmin sırtına, konaklama tesislerine binde 7,5 oranında bir turizm payı getirildi. Şimdi yetmiyor, bazı hizmet işletmelerinde oransal olarak yüzde 10'a kadar ulaşabilen bir konaklama vergisi getiriliyor.
    Dijital hizmet vergisine gelmek istiyorum. Sevgili arkadaşlar, dijital hizmet vergisi dijital çağın birçok ülkede yaratmış olduğu bir ortamdan kaynaklanan bir vergidir diyebiliriz. Yani dijitalleşme, bilgi teknolojilerindeki gelişmeler bugün bütün ekonomilerin itici gücüdür. Klasik geleneksel şirketleri, onları tasarlayan, onları merkezine alan ve sınır ötesi satışları yani ihracatı hedefleyen bir vergi sistemi dijitalleşme karşısında çaresiz kalabilmektedir. Bu, uluslararası iş birliğini gerektiren bir konudur çünkü bu bilgi teknolojisi şirketleri olağanüstü gelişmiştir, büyümüştür. Bunlar birkaç ülkede kurulmuş şirketlerdir ve dijital hizmetler yoluyla birçok ülkede milyarlarca kişiye hizmet vermektedir Youtube'dan Netflix'e kadar, Twitter'a kadar, diğer sosyal medyada yer alan diğer birçok uygulamalara kadar birçok şirket vardır. 2006 yılında dünyanın 10 büyük şirketi içerisinde bilgi teknolojisi şirketinin sayısı 1 taneyken -2018 yılı rakamını vereyim, en son o var- 2018 yılında dünyanın 10 büyük şirketi içerisinde 7 tane bilgi teknolojisi şirketi vardır ve OECD olsun, Avrupa Konseyi olsun bu dijitalleşme karşısında ulusal vergi sistemlerinin yetersiz kalması nedeniyle matrah aşınmasının önlenmesi ve kârın bir başka ülkeye kaydırılmasının önlenmesi için uluslararası bir iş birliğinin çerçevesini hazırlamaya çalışmışlardır. Avrupa Konseyi bu konuda çalışmalar yapmıştır ancak bu organlarda, bu birimlerde, kuruluşlarda gelişmiş ülkeler ağırlıklı olduğu için bu çalışmalar bugüne kadar sonuca ulaşamamıştır. Türkiye dijital hizmet vergisinin ilk adımı olarak internet reklam hizmetlerinde yüzde 15 oranında gelir ve kurumlar vergisi stopajını uygulamaya koymuştur Cumhurbaşkanı kararıyla. Yine, yüzde 15 oranında KDV stopajı vardır, bu da bir kararla uygulamaya konulmuştur. Şimdi, bu vergiyle, dijital hizmet vergisiyle bu saydığım bilgi teknolojisi şirketlerinin -birkaçının ismini verdim- Türkiye'de elde ettikleri kazanç üzerinden vergi ödemeleri öngörülüyor. Ancak bu kazancın tespiti zor olduğu için, bugün internet reklam hizmetlerine getirilen yüzde 15'lik stopajda olduğu gibi bir vergi getirilmektedir; verginin oranı, yüzde 7,5'tur. Ancak bu yapılırken gelir vergisi ve kurumlar vergisi stopajının yürürlükten kaldırılması gerekir, aksi takdirde mükerrer vergi olur. Burada o düzenleme yoktur. Bunu Komisyonda teklif sahibimize sordum, Gelir İdaresi orada, hiçbir cevap vermediler, böyle bir vergi teklifinin görüşülmesini ilk defa görüyorum.
    Burada asıl üzerinde durulması gereken konu şudur: Bu şirketlere yapılan ödemelerden, Türkiye'deki şirketlerin bunlara yaptığı ödemelerden bir stopaj yapılacak. Vergi sorumlusu olarak, Türkiye'deki bir şirket bu şirkete reklam verirse buradan yüzde 7,5'luk vergiyi kesecek ve vergi dairesine yatıracak. Bunu ödemezse, Hazine ve Maliye Bakanlığı bu saydığım şirketlere, örneğin Netflix'e, YouTube'a erişimi engelleme kararı alacak.
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    BAŞKAN - Buyurun Sayın Hamzaçebi, sözlerinizi tamamlayın lütfen.
    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Arkadaşlar, bu asla kabul edilemez. Bu, yargı kararıyla da asla kabul edilemez. Yani mahkemeye başvursun, idare böyle bir kararı almasın da, mahkeme kararı versin, asla olmaz arkadaşlar. Benim özgürlüğümü sen vergi alacaksın diye engelleme hakkına sahip değilsin. Ben film izleyeceğim; ben YouTube'dan müzik indireceğim, dinleyeceğim, onu izleyeceğim; Meclis konuşmamı YouTube'da paylaşacağım; vatandaş birtakım anlarını YouTube'da paylaşacak; e, sen vergi alamadın "YouTube'u kullanma." diyorsun vatandaşa; bunu deme hakkına sahip değilsin.
    Ayrıca, böyle bir yetki asla verilmemeli arkadaşlar, asla verilmemeli. Eskiden iş yeri kapama cezası vardı Vergi Usul Kanunu'nda, yürürlükten kaldırıldı; özgürlüklere aykırıydı, kaldırıldı. Bu ona benziyor ve bu madde kötüye kullanılmaya müsaittir. Yarın bu şirketlerle ilgili herhangi basit bir vergi incelemesiyle tarhiyatlar yapılır; ihtiyati hacizler, ihtiyati tahakkuklar engellendi, topluma sunulacak gerekçe: "Efendim, vergiyi ödemedi; bak, ödemiyor." Nereden bileyim ben?
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    BAŞKAN - Bağlayalım Sayın Hamzaçebi.
    Buyurun.
    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu kesinlikle olmaması gereken bir düzenlemedir. Bunu buradan çıkarın. Anayasa'ya aykırıdır, vatandaşın hukukuna aykırıdır. Bu vergi, dönüp dolaşıp ayrıca vatandaşın sırtına binecektir, onu söyleyeyim size. Kimse, burada "Ya, biz uluslararası şirketleri vergiliyoruz." demesin.
    Konaklama vergisiyle ilgili de şunu söyleyeyim: İnternetten baktım: Bodrum'da Merhaba Pansiyon, ETS Turla giderseniz gecelik fiyatı 67 lira. Burada konaklayan bir kişi 6 lira konaklama vergisi ödeyecek, geceleme ücretine kıyasla oran nedir; yüzde 10. Beş yıldızlı otelde kalan kişi 18 lira ödeyecek, 300 dolar desek 1.800 lira; 18 lira nedir; yüzde 1. Çok ağır bir vergi arkadaşlar. Turizm Bakanı Turizm Bakanlığı yapmasın.
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Bu vergi buradan çıkıyorsa Turizm Bakanı bakanlık koltuğunu bıraksın.
    Çok teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.