"Kombassan’dan alacağı olan vatandaşlarımızın alacaklarını silelim" demek en başta vicdana aykırıdır

Dönem: 27 Yasama Yılı: 3 Tarih: 21.11.2019 Birleşim: 21 Ham Tutanak Sayfası:232-

Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL

Tutanak Metni:


    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz madde, on binlerce insanı ilgilendiriyor. On binlerce mağdur, bu maddeyle ilgili yapılması gereken işlemi merakla bekliyor.
    Değerli milletvekilleri, maddeyi bir örnekle açıklamak en doğrusu. 1990'lı yılların ortalarından 2000'li yılların ortalarına kadar bir kısım şirketler vatandaşlardan, özellikle de onların dinî duygularına yaslanarak birtakım paralar topladılar. Birçok şirket var ama Komisyona da gelmiş olduğu için, orada açıklamalarda bulunmuş olduğu için bunlardan birinin ismini zikretmemde hiçbir mahzur yok. Eski adıyla KOMBASSAN, yeni adıyla Bera Holding AŞ. Bu örnekten gidelim, bu örnek diğer şirketleri de ilgilendiriyor.
    Konu şu: 1990'lı yılların ikinci yarısında ve 2000'li yılların ilk yarısında bu şirket o zamanki parayla 6 milyon TL, şimdiki parayla 6 Türk lirası nominal bedelli bir hisse senedini Almanya'daki vatandaşlarımıza 40 ila 70 mark arası bir bedelle sattı ancak bunun karşılığında vatandaşa verilen hisse senedinin o zamanki mark cinsinden tutarı yaklaşık 20 mark yani arada 40-50 mark civarında bir bedel, vatandaşımızın hanesine hisse senedi olarak ya da bir başka şekilde geçmiş değil. Uzun yıllar böyle devam eden ilişki daha sonra dava konusu oldu ve özellikle de 2012 yılında Sermaye Piyasası Kurulunun mahkemelere KOMBASSAN Holdingin vatandaştan toplamış olduğu paranın gerçek miktarını bildirmesiyle birlikte mahkemelerde bu vatandaşlarımız davaları kazanmaya başladı. Yani şirketin nominal bedelli olarak şirket kayıtlarında göstermiş olduğu hisse senedi tutarından farklı olarak vatandaştan toplamış olduğu gerçek miktarı bu şirketler SPK'ya bildirdi. Dolayısıyla, vatandaşın alacaklı olduğu ortaya çıktı. Bu alacak tespit edildikten sonra vatandaşlar, bu mağdurlar menfi tespit davaları, alacak davaları, tazminat davaları açmaya başladılar ve bu davaları peyderpey kazandılar, davalar devam ediyor. KOMBASSAN'ın, yeni adıyla "Bera Holding AŞ"nin temsilcisi Plan ve Bütçe Komisyonuna geldi, kendisini orada dinledik. Ben Komisyon üyesi değilim ama Komisyon toplantısına katıldım. Bir açıklama yaptı: "Holding binlerce kişiyi çalıştırıyor, büyük sanayi yatırımları var. Eğer bu davalar devam ederse şirket çok zor duruma düşer, çok zor durumlarla karşı karşıya kalır, o nedenle bu maddeyi getirdik." diyor. Şimdi, önce usul açısından bir şeyi söyleyeyim. Bir yasal düzenleme yaparken bu yasal düzenlemenin tarafı olan Bera Holdingi çağırıp dinlemek elbette ki doğru fakat o mağdurları temsil eden kimseleri, onların avukatlarını dinlemek gerekmez mi? Yasa böyle mi yapılır arkadaşlar, rica ediyorum? Bir taraf dinlenirken on binlerce kişiyi, o mağdur kitleyi orada Komisyon dinlemedi, Genel Kurul dinlemedi. Genel Kurulun dinleme imkânı yok ama herhâlde bu aşamaya kadar bir toplantı yapılabilir, bu kimseler çağrılır, kendilerinin dertleri öğrenilirdi. Şimdi, bu maddeyle bu vatandaşların bundan sonra dava açma hakları elinden alınıyor. Mahkemelerde kazanılmış olan davalar henüz kesinleşmemiş ise kanun yoluna gidilenler de dâhil olmak suretiyle sonlandırılacak ve burada yargılamalar sona erecek, menfi tespit, alacak ve tazminat davaları hükümsüz kalacaktır.
    Arkadaşlar, bu madde bu şekliyle Anayasa'nın 138'inci maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı. Mahkeme kararlarını yasama organı değiştiremez; değiştiriyoruz. Şimdi "Hayır, değiştirmiyoruz." diyecekler. E, kesinleşmiş mahkeme kararları var, devamı gelecek bu kararların, onları önlüyorsunuz.
    İkincisi: Anayasa'nın 38'inci maddesi herkese hak arama hürriyetini verir. "Bütün meşru vasıta ve yollardan yararlanmak suretiyle herkes dava açma hakkına sahiptir." der. "Dava açılamaz." demek suretiyle bu hakkını da vatandaşların elinden alıyorsunuz. Komisyonda ben şirket temsilcisine sordum: Mahkeme kararlarının gereğini yerine getirdiniz mi?
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    BAŞKAN - Buyurun.
    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Komisyonda şirket temsilcisine sordum: Bu düzenleme mahkeme kararlarını karşılıyor mu? Vatandaşın hak ettiği rakamı bu düzenlemeyle ona veriyor muyuz? Buna ben bir cevap alamadım ne kanun teklifini veren milletvekili arkadaşımızdan ne de o şirket temsilcisinden bunun cevabını alamadım. Şirket kâr dağıtıyor mu dedim, kâr dağıtmadığını öğrendim.
    Arkadaşlar, yapılması gereken, bu maddeyi derhâl madde metninden çıkarmak, mağdurları çağırıp, diğer şirketleri çağırıp, onlarla bir veya birden fazla toplantı yapıp doğru yolu bulmaktır.
    Elbette ki şirketler batmasın, elbette ki sanayi faaliyetlerine devam etsin. Kimse böyle bir şey istemiyor ama o devam etsin denirken "Bu alacaklı vatandaşlarımızın alacaklarını silelim." bu olmaz arkadaşlar. Bu, bırakın hukuk devleti ilkesine, Anayasa'nın saydığım maddelerine aykırılığı, vicdana aykırı arkadaşlar. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar) Rica ediyorum, bu maddeyi çıkaralım, oturalım yeni baştan alalım, herkesi mutlu edecek bir çözümü hep birlikte bulalım.
    Saygılar sunuyorum.