Çekleri karşılıksız çıkan batmış iş adamlarını affetmiyorsunuz ama Tosuncuk’u affediyorsunuz

TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

Dönem: 27 Yasama Yılı: 3 Tarih: 13.04.2020 Birleşim: 84 Ham Tutanak Sayfası:386-

Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL

Tutanak Metni:

    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
    Sözlerime başlarken, coronavirüsle girmiş olduğu hayat mücadelesini kaybederek vefat eden Ataşehir Belediye Meclis Üyemiz Sevgili Uğurcan Demir'e Allah'tan rahmet diliyorum; ailesine, yakınlarına ve Ataşehir Belediyesine sabır ve başsağlığı diliyorum.
    Değerli milletvekilleri, yasalar adil olmalıdır, yasalar hukuka uygun olmalıdır, yasalar meşru olmalıdır. Bir yasanın arkasında Parlamento çoğunluğunun olması, onu yasa yapmaya yetebilir ama onu meşru kılmaya yetmez. Yasaların meşru olabilmesi için, aynı zamanda doğru olması yani adil olması gerekir. Meşruiyet -siyasal bir kavram- bir siyasal sistemin, bir liderin, bir siyasal kararın, bir yasanın arkasında Parlamento çoğunluğunun olmasından ibaret bir kavram değildir. Elbette bu şarttır ancak bunun yanında bu yasanın adalete uygun olması gerekir, o takdirde ancak o yasa, o karar, o lider, o sistem meşru sayılabilir. Meşruiyet, bir kararın, yasanın toplum tarafından tanınma değeridir, ona atfedilen değerdir.
    Şimdi, sokağa çıkın, sorun, seçim bölgelerinize gidin, gidiyorsunuz; bu yasayla ilgili olarak size memnuniyetini ifade eden kişi sayısı, memnuniyetini ifade etmeyenlerden, şikâyetçi olanlardan çok çok azdır değerli arkadaşlar. Eğer, bir yasa toplumu bölüyorsa, bir kucaklaşmayı sağlayamıyorsa orada problem var demektir. Tam bin yıl önce Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk "Siyasetname" isimli kitabında çok meşhur bir sözüdür, şöyle der: "Küfr ile belki amma zulm ile payidar kalmaz memleket." Haksızlık yapıyorsanız, zulüm yapıyorsunuz demektir. Bu, bütün insanlık tarihi boyunca böyledir, tarihimizden buna birçok örnek verebiliriz.
    Konumuza geliyorum, konumuz, düzenlenen karşılıksız çeklerin, karşılıksız çıkmış olması nedeniyle o çek hakkında "Karşılıksızdır." işlemi yapıldıktan sonra işleyen süreçte hapse mahkum olan vatandaşlarımız. Bu kürsüden bunu daha önce birkaç kez sizlerin bilgisine sundum. Arkadaşlar, bir af yasası diyorum ama iktidar partisi "Hayır, af değil, bu şartlı salıverilme veya cezaların ertelenmesi yasası." diyor, her neyse, düzenlenen bu yasada birçok suç bu kapsamda değerlendiriliyor; zimmet, rüşvet, nüfuz ticareti, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma, yağma, dolandırıcılık, daha da çoğaltabiliriz bunları. Bu suçların hepsi bu yasanın getirdiği kolaylıklardan sağlanacak ve büyük bir kısmı bu yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren cezaevlerinden tahliye edilecek. Peki, karşılıksız çek, düzenlenen çekin karşılıksız çıkmış olması nedeniyle hapse mahkûm olan vatandaşları neden bu yasadan yararlandırmıyoruz? İktidar partisinin bazı yetkilileri -aslında bazı değil, iktidar partisinin söz sahipleri, iktidar partisi grubu diyemem asla- diyor ki: "Efendim, çeke olan güveni korumamız lazım." Arkadaşlar, çeke olan güven, devlete olan güven hepsi önemlidir ama siz devlete olan güveni yok ediyorsunuz, sadece çek nedeniyle değil başka birçok suçu da bu kapsama dahil etmeyerek. Devlete olan güven çok daha önemli değil midir? Ekonomide istikrar yoksa, ekonomiye güven yoksa, devlete güven yoksa, ekonomi politikalarında çeke güven mi kalır?
    Size gerçek hayattan birkaç örnek vereceğim. Bakın, bir vatandaşımız bana şöyle bir yazı yazıyor: "Yapmış olduğum tesislerin açılışını 2 kez Sayın Cumhurbaşkanı gerçekleştirdi. Son beş yılda bitirmiş olduğum işlerin tutarı 528 milyon liradır, devam eden işlerin tutarı -8 iş- 206 milyon TL'dir. 8 bin TL aylık sigorta primi ve vergi ödemesi yapıyordum, 850 kişi istihdam ediyordum, 2018 seçimlerine doğru hak edişlerimi alamadım, sıkıştım. Bana 'Devam et, hak edişlerde sorun olmayacak, sana ödeme yapacağız.' dediler, işime devam ettim, makinelerimi sattım. Bugün beş yıl hapis cezam var, kaçıyorum."
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Bir başka vatandaşımız ise şöyle yazıyor: "Kırk dört yıllık fabrikamı ve mağazalarımı kaybettim, her şeyimi kaybettim, ailem dağıldı. 2018 krizinde çeklerimi ödeyemedim."
    Sevgili arkadaşlar, dolandırıcılar yararlanıyor. Hatta kim yararlanıyor biliyor musunuz? Bütün kamuoyunun bildiği bir kader kurbanı daha yararlanıyor bu yasadan, onu kader kurbanı -parantez içinde ünlem işareti koyuyorum- olarak isimlendiriyorum, Tosuncuk. Tosuncuk, tam 120 bin vatandaşımızdan para toplayıp bugün Güney Amerika'da keyif sürüyor. Topladığı paraların tutarı 600 milyon dolar. Bu yasa çıktığında Tosuncuk'u affedeceksiniz, bu, yazık, batmış iş adamlarını affetmeyeceksiniz.
    Sayın Başkan, Sayın AK PARTİ Grup Başkan Vekili, görüşmeye ara verelim, şu konuyu bir değerlendirelim efendim.
    Teşekkür ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.