128 milyar dolarlık Merkez Bankası kaynaklarının piyasaya sürülmesi hakkında

TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

Dönem: 27 Yasama Yılı: 4 Tarih: 3.12.2020 Birleşim: 23 Ham Tutanak Sayfası:87-

Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL

Tutanak Metni:

    CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
    Türkiye ekonomisi uzunca bir süredir yanlış kararlarla yönetildiği için maalesef çok zor bir dönemden geçmektedir. Bu çok zor dönemin bazı göstergelerini sizlere hatırlatmak istiyorum. Birinci olarak, enflasyon 2017 yılından bu yana çift haneli olmuştur ve kalıcı bir hâle dönüşmüştür. Bugün, TÜİK enflasyon rakamını da yüzde 14 olarak açıklamıştır. Enflasyonun ineceği yönünde herhangi bir beklenti bulunmamaktadır.
    İkinci olarak, uluslararası net rezervlerimiz maalesef eksidir. Merkez Bankasının 63 milyar dolarlık swapını yani para takası işlemini düştüğümüzde dahi net rezerv -55,5 milyar dolardır. Uluslararası kredi notumuz "yatırım yapılabilir ülke" notunun iki puan altındadır. Türk lirasının gerçek değerini gösteren reel efektif döviz kuru endeksi, tarihinden bu yana en düşük seviyesindedir. Bütçe açığı millî gelirin yüzde 5'ine ulaşmıştır. Bütçe açığının yükselmesine paralel olarak kamu borcu yükselmektedir. Artık "Türkiye'nin kamu borcunun millî gelire oranı düşüktür." cümlesi, tespiti bir şehir efsanesi olmaktan öteye gidememektedir. Varlık Fonunun yapmış olduğu borçlanmalar ve kamu-özel iş birliği projeleri çerçevesinde devletin üstlenmiş olduğu yükümlülükler dikkate alındığında kamu borcu olağanüstü ölçüde yükselmiştir. Türk lirası artık bir tasarruf aracı olmaktan önemli ölçüde çıkmıştır. Bankalardaki mevduatın, Kasım 2020 itibarıyla toplam yüzde 57,5'u yani 248 milyar doları yabancı paradan oluşmaktadır. Mayıs 2020'ye göre bu, 30 milyar dolarlık bir artışı ifade etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sisteme, ekonomi yönetimine güvenmediği bir süreçte yabancılar da güvenmiyor, yabancılar da Türkiye ekonomisinden çıkmaktadır. Bunu rakamlarla ayrıca vererek zamanınızı almak istemiyorum.
    Böyle bir tabloda, böylesine kötü bir tabloda, ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı ve ekonomi yönetimi, Hazine ve Maliye Bakanı çareyi Merkez Bankasına başvurmakta bulmuştur. Merkez Bankası üzerinde büyük bir baskı oluşturulmuştur. "Faizleri indirmenin zamanı değil." diyen, "Merkez Bankasının ihtiyat akçesinin bütçeye aktarılması doğru değildir." diyen Merkez Bankası Başkanı görevden alınarak Merkez Bankasının bağımsızlığı yok edildi ve yerine gelen yeni başkanla birlikte faizler radikal bir şekilde indirildi. Enflasyon yüzde 12'lerdeyken Merkez Bankası faizi yüzde 8'e indi. Bunun anlamı, tasarruf sahiplerinin cebinden bir başkasına kaynak aktarmaktır, başka bir şey değildir.
    BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Aynen öyle.
    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, ayrıca ihtiyat akçesi bütçeye aktarıldı. Merkez Bankasının değerleme hesabındaki fiktif kâr sanki gerçek bir kârmış gibi telakki edilerek bütçeye aktarılarak kullanıldı.
    Sevgili milletvekilleri, değerli arkadaşlar; Merkez Bankasına kaldıramayacağı ölçüde yük yüklendi. Maliye politikasında yani işin gelir ve gider tarafında bir önlem olmaksızın, ciddi bir orta vadeli program ortaya koymaksızın, münhasıran faize yüklenmek suretiyle ülke ekonomisini düze çıkarma imkânı yoktur. Maalesef, Sayın Cumhurbaşkanı "Faiz her şeyin nedenidir, faiz enflasyonun nedenidir." şeklindeki bilim dışı, akıl dışı bir inanca sahip olduğu için ve bu inanç doğrultusunda Merkez Bankasının para politikası, faiz politikası yönlendirildiği için bugünlere geldik. Ne oldu bunun sonucunda? Dolar yükseldi, faiz yükseldi, faizin yükselmesi doların hızını kesmedi, borçlar yükseliyor, cari açık yükseliyor, enflasyon yükseliyor, her şey yükseliyor.
    Bu yıl pandemiyle birlikte yine ağır bir ekonomik kriz sürecinin içerisine girdik. İktidar, ekonomi yönetimi bunu aşmak için piyasaya kredi pompaladı, olağanüstü ölçüde kredi pompalandı. Bu krediler nereye gitti değerli milletvekilleri? Altına gitti, dolara gitti, euroya gitti. İşte buraya giden bu Türk lirasına karşılık önlem olarak iktidar, Merkez Bankası üzerinden, kamu bankaları üzerinden piyasaya döviz verdi, dolar verdi. Geçen yıldan bu yana, ağırlığı bu yılda olmak üzere, piyasaya bu şekilde verilen, sürülen dövizin miktarı toplam 128 milyar dolardır. Merkez Bankasının kendi sahip olduğu varlıkları, rezervleri erimiştir. "Swap" dediğimiz para takası yoluyla bir iki ülkenin merkez bankası ile Türkiye'deki bankalardan sağlanmış olan para yani borç paranın miktarı 63 milyar dolardır. Bu 63 milyar doları dahi düştüğümüzde Merkez Bankasının yine kendi rezervi yoktur, sadece ödünç aldığı borçlandığı paralarla oluşturduğu paralarla oluşturduğu rezervin toplamı da eksi 55,5 milyar dolardır. Mesele, bu 128 milyar dolar kimlere gitti, kime verilmiştir? Evet, bankalardaki mevduat 218 milyardan 248 milyara çıktı, Mayıs 2020'den Aralık 2020'ye. Yani, parayı alan dolar aldı, bankaya yatırdı ama "Insider trading" dediğimiz, içeriden öğrenenlerin ticareti dediğimiz olay burada yok mudur?
     Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu 128 milyar dolarlık Merkez Bankası kaynaklarının piyasaya sürülmesi nedeniyle "Insider trading" dediğimiz, içeriden bilgi öğrenen kişilerin bu dolarları alıp almadığını öğrenmek için bir Meclis araştırma komisyonu kurulmasına ihtiyaç vardır, bunu bilginize sunuyorum.
    Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

 

TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

Dönem: 27 Yasama Yılı: 4 Tarih: 3.12.2020 Birleşim: 23 Ham Tutanak Sayfası:-

Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL

Tutanak Metni:

    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
    Sayın milletvekilleri, şimdi, Sayın Yılmaz her şeyin şeffaf bir şekilde cereyan ettiğini söyledi; buna asla katılmıyorum. Merkez Bankasının 2020 yılında sattığı döviz miktarı... Aslında kendisinin sattığı 5,8 milyar dolardır, kalanı kamu bankaları aracılığıyla satılmıştır. Eğer her şey şeffaf olsaydı Merkez Bankası döviz satışlarını ihaleyle yapardı. Kamu bankaları aracılığıyla yapılan satışlar ihalesiz yapılmıştır. Nasıl yapılmıştır, bu bilinmemektedir. Ben net rezervi ifade ettim, Sayın Yılmaz brüt rezervi ifade etti. Sonuç fark etmiyor, ekim sonu itibarıyla net rezerv eksi 55 milyar dolardır.
    Teşekkür ederim.