TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI 17.02.2021 tarihli SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL Tutanak Metni: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI 17.02.2021 tarihli SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL Tutanak Metni: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI 17.02.2021 tarihli SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL Tutanak Metni: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teklifin tümü üzerinde görüşlerimi ifade ederken en az beş ortaklı anonim şirketten tek pay sahipli anonim şirkete dönüştürülüyor bu şirketler, daha doğrusu böyle bir imkân getiriliyor istenirse, yine, elbette beş ortaklı olarak kurulabilir. Tek pay sahipliği AŞ modeline dönülmesine ilişkin Sayın Şakir Ercan Gül bir açıklama yaptı ama teklif sahiplerinin açıklaması nedir? Sayın Ercan Gül bu teklif geldiğinde görevde bile değildi sanıyorum. Yani, açıklamanız güzeldi doğrusu ama bir teklif sahiplerini dinleyelim acaba neden öyle bir şeye ihtiyaç duydular. TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI 17.02.2021 tarihli SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL Tutanak Metni: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hayır, şöyle şimdi önce Sayın BDDK başkanı dedi ki "Türk ticaret kanunu çıktığı zaman bunlara dokunulmadı yani bunlar öyle kaldı o nedenle uyum sağlanıyor." anlamında bir şey söyledi. Türk Ticaret Kanunu Şubat 2011 tarihinde çıktı 6102 sayılı kanun. Bunlar daha sonra çıktı 2012 yılında çıktı yani Türk Ticaret Kanunu'ndaki tek pay sahipliği AŞ düzenlemesine rağmen -ki son derece olumlu bir düzenlemedir o onu söyleyeyim- kanun koyucu, o zaman bu şirketlerde asgari 5 ortak şartını,5 kurucu ortak şartını aradı çünkü bunlar güven kurumlarıdır bunlar da kurucuları ve onlarda aranacak nitelikleri de tek tek sayarak topluma güven veren kurumlar olarak bunlar çıksın dedi. Şimdi, o tarihten bu yana ne değişti? Şimdi diyorsunuz ki çaycı, çaycı ortak olamıyor herhâlde kurucu olabiliyor mu? TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI 17.02.2021 tarihli SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL Tutanak Metni: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Komisyonun değerli üyeleri, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan Yardımcıları, bürokrasinin, sektörün çok değerli temsilcileri; sözlerime başlarken Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Sayın Şakir Ercangül'e başarılar diliyorum.
HAZİNE VE MALİYE BAKAN YARDIMCISI ŞAKİR ERCANGÜL - Çok teşekkür ederim, çok sağ olun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, önce teklifin genel gerekçesiyle ilgili kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum ve teklif sahiplerinden o konuda bir açıklama beklediğimi ifade etmek istiyorum. Gerekçenin birinci paragrafında Türkiye'nin toplam tasarruflarıyla ilgili bir değerlendirme yapılarak toplam tasarruflarımızın gelişmekte olan ülkelerin üzerinde olduğu hatta gelişmiş birçok ülkenin üzerinde olduğu ifade edilmektedir. Ben, bu ifadeyi görünce gelişmekte olan ülkeler ve gelişmiş olan ülkelerin toplam tasarruflarına baktım, "Gerçekten Türkiye nerededir?" diye. Malum, bir ülkenin toplam tasarrufları o ülkenin kalkınmasını ve ekonomik büyümesini doğrudan etkileyen unsurdur. Tasarruflar ne kadar büyük olursa yatırımlar o kadar fazla olur, üretim o kadar fazla olur. Tasarruflar azsa o ülke mutlaka bir tasarruf açığı verir, tasarruf açığının diğer yönü cari açıktır. Tasarrufların artmış olması elbette ki hepimizi mutlu eder. Ancak rakamlara bakıyorum hatta bu tasarrufun Türkiye'de eksik olması nedeniyle devletin ilgili kurumları önlem almaya çalışmıştır. Önlem paketleri geliştirmişlerdir. Onuncu, On birinci Kalkınma Planlarında bunları görüyoruz. Onuncu Kalkınma Planı 2014-2018 dönemini, On Birinci Kalkınma Planı 2019-2023 dönemini kapsamaktadır. Her 2 kalkınma planına da baktığımızda Türkiye'nin toplam tasarrufları artırması için neleri yapması gerektiği konusunda plan hedefleri ortaya konulmuştur. Plan hedefleri doğrultusunda her yıl yayınlanan üç yıllık orta vadeli programlarda da yine toplam tasarrufları artırma konusunda önlemler ifade edilmiştir. Ancak 2014-2016 yılına geldiğimizde bir anda Türkiye'de bu tasarruf eksikliğinin bir sorun olmadığını, Türkiye'nin toplam tasarruflarının son derece yüksek olduğunu gördük. 12 Aralık 2016 tarihli millî gelir revizyonuyla Türkiye'de toplam tasarruflar bir anda fırladı, bir anda fırladı. Rakamlara bakıyorum, toplam tasarruflarda eskiye yönelik revizeler de yapılmış. Eskiye yönelik revizelerde örneğin, 1980-1989 döneminde eski millî gelire göre, yurt içi tasarrufların millî gelire oranı yüzde 21,5 iken bu revize rakamla pek...
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Arkadaşlar uğultu oluyor. Sayın Milletvekilimiz güzel şeylere temas ediyor. Lütfen dinleyelim.
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Yeni revize rakamla pek değişmemiş, yüzde 21 olarak tespit edilmiş. 1990-1999 dönemi eski millî gelir seviyesine göre toplam tasarrufların millî gelire oranı yüzde 21,9 iken revize millî gelire göre yüzde 21,7 olarak belirlenmiş. Pek bir değişiklik yok, asıl değişiklik 2000 sonrası dönemde.
2000-2009 döneminin toplam tasarrufların millî gelire oranı yüzde 16,5; yeni mili gelir serisiyle bu bir anda yüzde 22,7'ye fırlamış. Yani AK PARTİ döneminde bir anda bu tasarruflar her nasılsa olağanüstü ölçüde fırlamış.
2010-2015'e geliyoruz, bu dönemde de eski millî gelir serisine göre toplam tasarruflar yüzde 14,2 iken yeni seriyle bu rakam yüzde 23,7 olmuş.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - 2000 öncesi revize edilmiş mi?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Tabii tabii.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - 2000 öncesinde yüzde 30 olmuş ama.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Yok hayır. 90-99 dönemi 21,9 iken eskisi 21,9 yenisi 21,7; pek değişmemiş yani tasarruf etmemiş onlar. Yani bütün tasarruflar her nasılsa AK PARTİ döneminde yapılmış. Dolayısıyla Türkiye tasarruf sorunun aşmış gözüküyor bu rakamlara göre.
ŞAHİN TİN (Denizli) - İyiye mi gidiyor yoksa olumlu mu?
İFFET POLAT (İstanbul) - Olumlu anlamda mı?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Efendim, yani eğer tasarruflar artmışsa sorun yok yani.
İFFET POLAT (İstanbul) - Bankacılık sistemi daha mı güvenli hâle gelmiş?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Her şey iyi zaten genel gerekçe de onu söylüyor. Türkiye'nin toplam tasarrufları birçok ülkenin üzerinde diyor. Yani acaba gelişen ekonomilerin, yükselen ekonomilerin üzerinde mi toplam tasarruflar ona bakıyorum, gerekçedeki ifade yanlış. Tek tek birkaç gelişmekte olan ülke bulup "Evet, şu ülkelerin, Arjantin'in üzerinde." diyebilirsiniz ama gelişmekte olan ülkeler ortalamasına baktığımızda Türkiye'nin toplam tasarrufları gelişmekte olan ülkelerin gerisinde. Rakam veriyorum, yani 2002'den 2020'ye kadar tek tek bütün yılları sıralamayacağım, arzu eden olursa bu rakamları telaffuz edebilirim. 2019 yılı rakamını vereyim. Gelişen ve yükselen ekonomilerin toplam tasarruflarının millî gelire oranı ortalama olarak yüzde 32,5; Türkiye yüzde 26,1'dir. 2002'ye kadar geriye gidelim, yine gelişmekte olan ekonomiler yüksek, Türkiye onun altında. 2020 tahmini de yine aynı şekilde Türkiye gelişmekte olan ülke ortalamalarının altındadır.
Şimdi, rakamlarla oynayarak tasarrufları artırmak bir işe yaramıyor. Sonuçta, ekonomide yatırım yok, tasarruf olursa yatırım olur. Demek ki toplam tasarruflarımız bu yeni millî gelir serisinin ifade ettiği ölçekte değil. Ben teklif sahiplerine şunu söyleyeyim: 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu var, 2012 yılında kabul edildi, oy birliğiyle kabul edilmiştir Genel Kurulda, ben Grup Başkan Vekiliydim . 6361 sayılı Kanun da yine finansal şirketlerle ilgili kanun yine oy birliğiyle kabul edilmiştir. 6362 sayılı Kanun'un genel gerekçesine bir bakın, tasarruflarla ilgili 5-6 sayfalık çok ciddi bir değerlendirme yapılmıştır orada grafiklerle. Küresel krizin Türkiye ekonomisine ve toplam tasarruflara etkisi ne olmuştur? Toplam tasarrufları artırmaya neden ihtiyaç duyuyor? İşte, sermayenin tabana yayılması vesaire vesaire gibi kavramlarla çok güzel açıklanmış. Keşke, burada tasarruflarla ilgili daha geniş kapsamlı bir değerlendirme yapsaydınız ama bu değerlendirmenizi eksik ve hatalı buluyorum, birinci olarak söyleyeceğim bu.
İkinci olarak, teklifle ilgili bu genel değerlendirmeden sonra teklifle ilgili genel gözlemlerimi ifade etmek istiyorum. 6361 sayılı Kanun, finansal faktöring şirketleri, finansal kiralama şirketleri ve finansman şirketlerini kapsamına alıyor. Şimdi, bu düzenlemeyle 6361 sayılı Kanun'da birtakım başka değişiklikler de yapılıyor olmakla birlikte esas olarak tasarruf finansman şirketleri sisteme monte edilmektedir. Bunun üzerinde çok ciddi bir şekilde durmak lazım. Sektör temsilcilerini dinledim. Sayın Başkan, burada bilmiyorum var mı? Varsa dinlemek isterim, herhâlde milletvekili arkadaşlar da, komisyon üyeleri de dinlemek ister. Sektördeki şirketleri dinledik. Acaba bu şirketlere para yatıran herhangi bir vatandaşımız var mı, onlar adına konuşacak birisi var mı? Evet, yani asıl onları dinlemek lazım.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Toplam üye sayıları, çalışanları herhâlde 100-200 bin var.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Evet, yani asıl onları dinlemek lazım.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - - Sözleşme okudunuz mu?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Okudum, okudum. Örnek veriyorum. Sözleşmeye değineceğim. Asıl onları dinlemek lazım. Benim gördüğüm şu: Sisteme yeni girişler olmadığı sürece sistem çökecektir. Sisteme yeni girişler ancak sistemi ayakta tutabilir. Yeni giriş yoksa sistemin yürüme şansı yoktur. Dolayısıyla, bu sektörü böyle bir yasal çerçeve içerisine almak, denetim altında tutmak doğru bir adım ancak teklifin bana göre eksiklikleri var o konuda. Başka birtakım düzenlemeleri de buraya monte etmek gerekiyor. Sistemin, sektörün çok daha saydam olması lazım, daha şeffaf olması lazım. Örnek veriyorum Sayın Başkan, yanlış duymadıysam organizasyon ücreti olarak sisteme para yatıran kişilerden yüzde 7 oranında...
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Buradaki örnekte yüzde 7, kanun teklifimizde yüzde 5 ile 15 arası.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Şimdi, ben şahsen bu oranları yüksek buluyorum. Teklifteki oran da yüksektir, yüzde 5.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Tacettin Bey'in söylediği çok önemli bir hadise var. Burada bu masrafları karşılayabilmek için bir şeye ihtiyacımız var. Rakam çok olduğu için zaten 100 firma olmuş.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Evet. Şimdi, şunu yapmak lazım bence: Aslında bu şirketlerin bilançoları, gelir gider tabloları elimizde olsaydı daha iyi bir değerlendirme yapabilirdik. Bunlara bir işletme gideri kısıtlaması getirmek lazım, yönetim giderlerinde bir kısıtlama getirmek lazım. Bunları bence oransal olarak tespit edelim ama maktu olarak da şu rakamı geçemez gibi bir sınır koymakta yarar var. Yani bir şirket son model arabaları, arazi taşıtlarını alıp yöneticileri böyle taşıtlarda geziyor, öbür şirket asla böyle bir yola gitmiyorsa bu giderlere bir kısıtlama getirmek lazım çünkü vatandaşın para yatırdığı bir sistem var. Yani 6361 sayılı Kanun'daki diğer şirketlerde kimse para yatırmıyor, finansal kiralama şirketinde, faktöring şirketinde, finansman şirketinde sadece belirli bir mala yönelik olarak yatırılan bir para dışında bir şey yok.
BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Var. İşletme gideri kısıtlaması var bu teklifte. BDDK'ye o yetkiyi veriyoruz. Onun da yönetmeliğini...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Onu yasaya koyalım.
BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - O, duruma göre olacağı için... Yani o endişenizi giderecek şey var.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Başkanım...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Ben bitireyim konuşmamı.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Sizin şeyinizden... Bu, yüzde 7 kâr alınıyor sözleşmeden.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Organizasyon.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Organizasyon sonuna kadar bir seferlik alınıyor.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Bir kere alınıyor.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Yani elli aysa yüzde 7 çünkü elli ayda alınıyor.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Yüz aylık sözleşmeden 100 bin lira da versen yüzde 7'si alınıyor, 1 milyon da versen bir kere yüzde 7 alınıyor, daha alınmıyor.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Evet, şimdi, tasarruf finansman şirketleri, diğer saydığım üç grup şirketten farklı olarak, diyelim ki mevduat toplayacak yani para toplayacak -adına ne dersek diyelim- vatandaş buraya para yatıracak. Yani bankalara benzeyen bir tarafı var bu sistemin, bankalar da mevduat topluyor, bu şirketler de mevduat topluyor ama bankaların yöneticilerine getirilmiş olan kısıtlama, tasarruf finansman şirketlerinin yöneticilerine getirilmiş değil. Örneğin, bankanın genel müdürü, genel müdür yardımcısı belli bir eğitim şartına tabidir.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Burada da var.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Var, var, kanunda var.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hayır, sadece 5/i maddesini gördüm ben orada.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - 6361'e yazdığımız için, 6361'deki bütün maddeler buna da uygulanacak, var.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Pardon, nereye yazdınız? Bakın, 6361'i inceledim, eksiğim varsa söyleyin, şimdi, kuruluş şartlarında bir madde var, madde 5/d: "Yönetim kurulu üyelerinin bu kanunun kurumsal yönetim hükümlerinde belirtilen nitelikleri ve planlanan faaliyetleri gerçekleştirebilecek mesleki tecrübeye sahip olması şarttır." Başka var mı?
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Başkanım onu bakın hemen söyleyeyim, var.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hangisi?
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - 13'üncü maddeyi açıyoruz, üçüncü fıkrayı okuyorum: "Şirket genel müdürünün en az yedi yıl, genel müdür yardımcısının ise en az beş yıl olmak üzere işletmecilik veya finans alanında mesleki deneyime sahip olmaları ve ayrıca lisans düzeyinde öğrenim görmüş olmaları şarttır." Var yani.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Peki, teşekkür ederim.
Ben sadece 5/d maddesine bakmıştım.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Hamzaçebi, çok affedersiniz, arkadaşlarımız şunu da söyledi, dediler ki: Mesela şu anki yöneticilerin yirmi yıllık, otuz yıllık bir tecrübesi var, diyelim ki işletme ve finans mezunu değiller, "Bizim bu 'know-how' birikimimizi de geçici bir maddeyle koruyun ki biz burada mağdur olmayalım." dediler, bunu da müzakere etmekte fayda var.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Peki, dolandırıcılık suçundan hüküm giymiş olan birisi genel müdür olabilir mi?
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Olamaz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Neye göre olamıyor?
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Kanuna göre.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hangi madde?
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Onu da söyleyeyim Başkanım. Bunların hepsi 6361'e girdiği için, az önce söylediğiniz, oy birliğiyle çıkan kanun...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hayır, hayır, orada göremedim, örneğin Bankacılık Kanunu'nda bu var ama burada göremedim.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - 6361'de olması lazım onun.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Onu da söyleyelim.
BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Var, var, 6361'e girdirdiğimiz için.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - 6361'deki yönetim kurulu üyeleri maddesinde onu göremedim.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Bulalım Başkanım.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Siz bir bakın, ben devam edeyim.
Tek kişilik, daha doğrusu tek pay sahipli anonim şirket olarak kurulabilecek artık, bundan sonra faktöring şirketleri, finansman şirketleri, tasarruf finansman şirketleri ve finansal kiralama şirketleri, tek pay sahipli A.Ş. olarak kurulabilecek değil mi?
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Doğru.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Düzenleme bunu getiriyor.
Oysa, 6361 ve 6362 sayılı kanunların yürürlüğe girdiği dönemde, yeni Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmişti, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu kabul edilmişti Mecliste, yürürlüğü bir buçuk yıl sonraydı. Türkiye Büyük Millet Meclisinde oy birliğiyle kabul ettiğimiz bir kanundur Türk Ticaret Kanunu. Ona rağmen 6361 sayılı bu Kanun ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, Türk Ticaret Kanunu'ndaki tek pay sahipli anonim şirketin getirilmiş olmasına rağmen ondan ayrılarak kurucuların en az 5 kişi olmasını şart koşmuştur. Tek pay sahipliği A.Ş.'nin kuruluş gerekçesi şudur: Anadolu'daki küçük sermaye sahiplerinin, sermayesi fazla olmayan ama kendine güvenen, girişimci insanların önünü açmak. Anonim şirketin getirmiş olduğu sorumluluğun sınırlı olması nedeniyle -şahıs şirketlerine göre- bu imkânı onlara tanıyarak onların önünü açmak. Tek pay sahipli anonim şirketin mantığı budur. Onu neden bunlara tanıyoruz? Hatta, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nda da bir değişiklik yapmak suretiyle daha sonraki süreçte bankaların sermayesinin de tek bir kişi elinde toplanmasının yolunu açıyorsunuz. Bankalar ve bu 6361 sayılı Kanun kapsamındaki şirketler güven kurumlarıdır. Özellikle tasarruf finansman şirketleri güven kurumudur. O nedenle bunların -bankalarda sayı çok daha farlı tabii ki- tek pay sahipli anonim şirkete dönüştürülmesinin yolunun açılmaması lazım. Son derece sakıncalı, ne değişti? Yani 2012 yılında kanun koyucu, Türkiye Büyük Millet Meclisine o teklifi, kanun tasarısını o zaman getirenlerin anlayışı değişti mi şimdi? Ekonomi de bunu gerektiren bir gelişme mi oldu, hangi ihtiyaçtan doğuyor? Bütün yasalar kamu yararı için çıkarılır, toplumsal ihtiyaçlar için çıkarılır. Böyle bir ihtiyaç mı var acaba, niye? Efendim, ya, zaten sermaye sahibi bir kişi dolayısıyla yanına başka kişi girmesin yani usulen ortak aramak, hissedar aramak durumunda kalmasın mı, bu mu düşünülüyor? Buna gerek yok arkadaşlar, gerek yok. Bakın, bu çok önemli bir düzenleme. Ben şahsen...
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Özür dilerim Başkanım. 13'üncü maddenin 2'nci fıkrası 6'ncı maddeye, kuruculara ve yönetime atıf yapıyor. 6'ncı maddede az önce söylediğiniz bütün yasaklar geçerli.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bir önceki konuyla ilgili, tamam.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Evet, doğru, eksik yok yani.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Tamam. Teşekkür ederim, peki.
Devam ediyorum: "Faizsiz esaslara göre çalışacak bu kurumlar." Neden faizsiz? Yani faizsiz de çalışabilsin, faizli de çalışabilsin. Vatandaş parasını yatırıyor, sektörün açıklamaları beni tatmin etmedi. "Biz bunları değerlendirmiyoruz." dedi. Nasıl değerlendirmiyorsunuz? Sonuçta bu para sizin kasanızda durmuyor herhâlde. Kasada mı duruyor? Çok daha vahim yani değerlendirmemek demek paranın kasada durması anlamına gelir. Bunu bir yerde tutuyorsunuz herhâlde; katılım bankası, efendim, mevduat bankası her neyse bir yerde tutuyorsanız bunu değerlendiriyorsunuz demektir.
"Faiz almıyoruz." dediniz. Katılım bankasındaysa faiz yerine başka bir şey alıyor, bir nema alıyor olmalısınız. Faizsiz değerlendirmek demek mevduat sahibinin parasını daha çok riske atmak demektir. Çünkü faizli bankacılıkta mevduatın belli bir getirisi garantidir, garanti edilir. Yıllık yüzde 18 faizi vardır mevduatın, yüzde 15 faizi vardır. Faizsiz bankacılık da risktir, zarar da olabilir. Efendim, vatandaşlar istemiyor olabilir, vatandaşlarımızın o tercihine elbette kanun koyucunun saygı göstermesi lazım ama bırakın isteyen vatandaşlarda mevduatını bankada tutabilmek konusunda şirketi yetkilendirsin, ona muvafakat etsin. Bunu doğru bulmuyorum. Hem "Toplam tasarrufları arttıracağız." diyorsunuz hem bu tasarrufları sadece belli bir alana hapsediyorsunuz. Bu doğru değil.
Bu, tasarruf finansman şirketleri fon toplayacak ama toplanan fonların bir sigortası yok. Bankacılıkta bir TMSF var, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu var. Bütün mevduat belli bir rakama kadar ya da belki duruma göre tamamı -ekonomideki konjonktüre göre bu kararlar değişebiliyor- sigorta altındadır. Burada tasarruf finansman şirketlerinin topladığı fonların herhangi bir sigortası yok. Buna bir sigorta müessesi getirilmek durumundadır. Vatandaşın parası ancak böyle güvenceye alınabilir. Burada, ben bir güvence görmüyorum, bir yasal çerçeve çiziliyor, bir denetim altına alınmasına çalışılıyor, işte onlar ayrıca birliğe üye yapılıyor vesaire ama sigorta müessesi burada eksik kalmış.
"Toplanan fonlar bir başka şirketin ticari faaliyetine aktarılacaktır." "Aktarmıyoruz." diyorsunuz.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Aktarılamıyor burada, kanunda aktartmıyoruz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hayır, hayır, bir yere şöyle: Kendisi aktarmıyor yani katılım bankasına yatırıyor, katılım bankası da onu bir şirkete kredi olarak veriyor. Her şekilde o bir başka şirketin faaliyetinin finansmanında kullanılacak demektir, her neyse. Bu sigorta kısmının üzerinde durmak gerekir.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Onunla ilgili bir şey var ama sigorta anlamında değil.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hızlandırılmış tasfiye diyebileceğimiz bir düzenleme getiriyorsunuz. Olabilir, hızlandırılmış tasfiye eğer bu finansman şirketlerinin likidite durumu taahhütlerini karşılayamayacak durumdaysa veya karşılayamayacağının anlaşılması hâlinde ya da likidite hesaplarının kasıtlı olarak yanlış yapılması hâlinde şirketler tasfiyeye sokulabilecek.
Arkadaşlar, gelin bu hızlandırılmış tasfiyeyi İhlas Finans için de yapalım. Yüz binlerce insan İhlas Finans'ta mağdur, mağdur. Bunu onlardan niye esirgiyorsunuz? Geçmişte böyle bir düzenlemeyi Plan ve Bütçe Komisyonu kabul etmişti, Genel Kurul'da o madde, tasarı metninden çıkarılmıştı Sayın Erdoğan'ın talimatıyla, ben o zaman Plan ve Bütçe Komisyonundaydım. Sayın Elitaş siz de orada mıydınız bilemiyorum, Komisyonda kabul edildi.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Yeniden oylama yaptık canım, gece yarısı yeniden oylama yaptık tekrar düzelttik.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hayır, hayır. Yok, Genel Kurula indi o, Genel Kurulda çıkarıldı.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Hayır, siz Komisyondaki oylamanın yeniden yapılmasını istemediniz, altıya 5 oylamayla geçti çok iyi hatırlıyorum, sabaha karşı dört buçukta altıya 5 geçti.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Evet, geçti.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Bir milletvekili, AK PARTİ'li bir milletvekili...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Destek verdi.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Hayır... Destek verdi, bir milletvekili de o anda oylamanın farkında olmadığından dolayı gitti.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Güzel bir açıklama. Evet, güzel, parantez, ünlem işareti tabii.
Evet, bir milyona yakın mevduat sahibi İhlas Finans'ta mağdur oldu, hâlen bu mağduriyet devam ediyor. Bu sayı rakamlara göre azalmış gözükebilir, gerçek de hiç kimse rızasıyla ödediği parayı oradan alarak, karşılığını alarak çıkmış değil. "Lanet olsun!" deyip, hiçbir zaman satamayacağı, değer ifade etmeyen devre mülkleri alarak oradan çıkan vatandaşlarımız oldu. Gelin, Sanayi Komisyonu olarak -ben üye değilim ama Sanayi Komisyonuna böyle bir öneriyi yapıyorum- İhlas Finans'la ilgili bir önergeyi de bu maddeye dâhil edelim.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Evet, çok teşekkür ediyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Son cümlem... Bu erişime engellemeyle ilgili bir madde var burada.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Doğru, evet.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - O maddeyi bir daha ele almak da yarar var. Erişime engelleme kararını yargının vermesi lazım arkadaşlar.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Şöyle, onu Tahsin Bey'le bir şey yaptık, arkadaşlarla da değerlendirecekler.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Evet.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Erişime engellemeyi, önlenemez bir şey olması kaydıyla derhâl verecek, mahkeme birkaç gün içerisinde buna karar verecek.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - O da olabilir.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Bunu yapmıştık biliyorsunuz daha önce bir yasada yapmıştık.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Mümkün o da olabilir. Yalnız buradaki...
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - 5651'de var.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - 5651'deki benzer bir hükmü uygulayıp...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Olabilir.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Çünkü bunu, erişime engellemeyi durduramazsak yine insanları...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Anlıyorum, ivedi hâllerde gerekebilir ama hemen hâkim onayına sunulması kaydıyla olabilir. Orada, yalnız bir sorun var, şu andaki yasaya göre cumhuriyet savcıları doğrudan hareket edebilirken bu teklifle BDDK'nin bildirisi üzerine harekete geçebilir hâle dönüşüyor. Bu yanlış, savcı her zaman harekete geçer. BDKK'nin bildirimine bağlı olarak savcının harekete geçmesi son derece yanlış.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Ama ticari bir şirkette savcının...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Ama olsun yani çok acil şeyde... Savcının suçu soruşturma yetkisi asla elinden alınamaz.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Bizim buradaki işimiz ticari usullere aykırı bir davranış, kötü niyet varsa bunu savcının yapabilmesi nasıl olabilir?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Savcının ama suçu soruşturma yetkisi hiçbir zaman elinden alınamaz, savcı gerekirse kurumdan görüş alır.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Şimdi onu maddeler geldiğinde Akif Bey onu yapalım, genel değerlendirme yaptınız.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Peki, sözlerimi bitiriyorum.
Önce Sayın Tüfenkci geneli üzerindeki sorulara cevap verirken bir açıklama yaptı, "Şirketlerin değerlendirecekleri bir fon yok." dedi, "O nedenle bu konuda emredici bir düzenleme yapmadık burada." dedi, "Şirkette para kalmıyor, olduğu gibi karşı tarafa, inşaat şirketine veya konut şirketine transfer ediliyor." dedi ama bir gün dahi olsa şirkette kalan bir para vardır yani ben ifadenizi ihtiyatla karşılıyorum; bir gün, iki gün, üç gün her neyse bu şirketlerin, tasarruf finansman şirketlerinin çalıştığı bankalar vardır ama mevduat bankası ama katılım bankası, bu bankalarda da bir gecelik dahi olsa repo ya da katılım bankasındaki ismi neyse o şekilde bu fonların nemalandırılması mümkün, bunu önce ifade edeyim.
Maddeyle ilgili çok kısa bir şey söyleyeceğim, sadece ifadeye yönelik. Madde, 6361 sayılı Kanun, "Tanımlar" başlıklı 3'üncü maddesinde değişiklik yapıyor ve oradaki "finansman" ibaresini "finansman ve tasarruf finansman" olarak değiştiriyor. Maddeyle birlikte yani değişiklik yapılan maddeyle birlikte değerlendirilirse o ibarenin şöyle olması lazım, 6361 sayılı Kanun, madde 3, ı) bendi şirketi tanımlıyor, kanun kapsamındaki şirket şunlar: "Türkiye'de kurulu finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman şirketleri" diyor yürürlükteki kanun. Siz buna, "finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri" buna dokunmuyorsunuz, "finansman şirketleri"ni "finansman ve tasarruf finansman şirketleri" olarak değiştiriyorsunuz. Yapılması gereken "finansman şirketleri ve tasarruf finansman şirketleri" olarak bunu yazmaktır çünkü diğerleri tek tek sayılmış, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri. Sizin dediğiniz gibi olursa bir şirket türü daha kalıyor, o da finansman ve tasarruf finansman şirketi.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Şimdi, onu dediğinizi veya diğer şirketlerin kelimelerini çıkarıp şöyle olabilir; şirket Türkiye'de kurulu finansal kiralama, faktoring...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Öyle de olur.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - ...finansman ve tasarruf finansman şirketlerini şeklinde olabilir.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - O da olur.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Yani, öbürlerinde sanki ikisi tasarruf ve finansman ve tasarruf finansman şirketleri tek bir başlık altında gibi ifade ediliyor. Ya bunu şirketleri ibaresini kaldıracağız ya da Akif Bey'in dediği gibi finansman şirketleri, tasarruf finansman şirketlerini şeklinde olması daha doğru.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - İkisi de olabilir..
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Sayın Başkan, BDDK başkanı?
BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN - Olabilir, geçebiliriz.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Yani şey olarak doğru... Redaksiyonla bunu yapabiliriz aslında.
BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Sıkıntı yok.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Olur, önerge şart değil redaksiyonla olabilir tabii.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Redaksiyonla çünkü anlam bütünlüğü açısından bu işin olması gerekir. Redaksiyon yetkisi alalım bu konuyla ilgili şey yapalım. Ya şirketleri ibarelerini kaldıracağız ya da aksi hâlde finansman ve tasarruf finansman şirketleri sanki tek şirket gibi gözüküyor.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Tek şirket gibi anlaşılacak.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar)- Ne engeli var?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hayır, mesela çaycı genel müdür olabilir mi?
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar)- Olamaz. Genel müdür olamaz, kurucu olur.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Anladım efendim.
BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN- Sayın vekilim bankayı kastettim, 6361'i kastetmedim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Şimdi, 5411'de de kuruluşta bankaların kuruluşuna dokunmuyorsunuz. Asgari 5 ortak duruyor.
BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN - Hayır, dokunmuyoruz demedim, değişiklik orada düşünülüyor. Şu anda tabii biz...
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Siz sorunu konuşurken sanki tek ortaklı bankaya şimdi müsaade ediliyormuş gibi geldi.
BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN - Hayır, şöyle: Kurulduktan sonra bankalar tek ortaklı bankaya dönüşebiliyor.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Kanun da hüküm var ama. Kanun'dakini, onu sordum ben işte. Sizin konuşmanızda sanki bankalar 5 ortakla kurulmak mecburiyetinde ama diğer ortaklar 1 ortağa satabilir anlamı çıktı.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Ben öyle anladım.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Bankacılık Kanunu'ndaki 5 ortak duruyor hâlâ, zorunluluk duruyor. Şu anda factoring şirketlerinde de 5 ortak mecburiyeti var.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Bu Kanun Teklifi'ni kabul edersek Sayın Hamzaçebi, 19'uncu maddeyi kabul eder ve hepsi geçerse herkes 1 ortağa düşebilecek.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Tamam işte.
BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN - Bankalar mı, bu kanun mu?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Evet, bakın 19'uncu madde, şimdi onu arıyordum boşuna söylemedim onu. Sayın BDDK Başkanının alanı ama kendisi herhâlde ilgilenememiş bu konuyla. 5 ortakla banka kurulacak ama sonra 1 ortak diğer 4 ortağın hisselerini alabilecek. 1 ortakla kurulsun madem öyle, bu pratiklik getiriyor, öyle düşünüyorsunuz, getirin bankaların 1 ortakla kurulması şartını. Ben savunmuyorum bunu ben bankalarda asgari 5 ortak şartının kalması gerektiği düşüncesiyim. Hem kuruluşta hem sonra ki dönemde. 19'uncu maddedeki düzenlemeyi ben şahsen yanlış buluyorum.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Teklifin 19'uncu maddesi mi?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teklifin 19'uncu maddesi.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Ama BDDK Başkanımız, Sayın Başkan, az önce "Öyle düşünüyoruz." demiştiniz. Fakat buradaki metinde bankaları biz tek ortaklı hâle getirebiliyoruz, izne bağlı olarak.
BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN - Bahsettiği konu, tabii "5 ortakla kurulabilir." maddesi burada yok.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Hayır, bakın...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - 5 ortakla kurulacak sonra 1 ortağa düşebilecek.
BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN - O düzenleme de burada yok ama yapılacak.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - 19'uncu madde nedir?
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - "Ortak sayısının beşten aşağı düşmesine yol açan işlemler ve izin" diyor.
BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN - Bu pay devirlerinin yapılmasıyla ilgili.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Tamam.
BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN - Bu kuruluşla alakalı, demin söylediğiniz doğru.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Efendim, ben şöyle ifade ettim, bir daha tekrar edeyim yanlışım varsa düzeltelim, yanlış da söylemiş olabilirim, iddia etmeyeceğim. Banka asgari 5 ortakla kurulmak zorunda ancak daha sonra pay devirleri yapılmak suretiyle bu ortak sayısı 1 kişiye inebilir, öyle mi?
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - 19'da...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Ben bunu söylüyorum, siz "hayır" diyorsunuz. Madem zamanla 1 kişiye düşebiliyor niye başta 5 ortak şartını arıyorsunuz? Çaycıyı maycıyı madem öyle niye hissedar yapıyorsunuz?
Bu madem ki factoring şirketlerini, finansman şirketlerini, tasarruf finansman şirketlerini ve finansal kiralamaları düzenleyen bir kanun, Bankacılık Kanunu değişikliğini niye buraya sokuyorsunuz? Ne alakası var yani?
BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN - Şimdi, şöyle, iş aydınlandı. Mevcut 18'inci maddenin başında "Ortak sayısının beşten aşağı düşmesine yol açan işlemler" diye bir hüküm var. Şimdi, bu buradan kaldırılıyor. 7'inci maddede "5 ortakla kuruluyor." yok, TTK'ye atıfta bulunuyor. Haliyle TTK'de bu düzeltildiği için o kuruluştaki konu da düzelmiş oluyor.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Yani o zaman o konuda BDKK olarak bir çalışma yapmıyorsunuz? Demin öyle bir şey söylediniz ya: "Bu konuda da yasa değişikliği çalışmalarımız sürüyor." dediniz.
BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN - Yani, ben 19'uncu maddenin burada olduğunu görmemişim, haklısınız.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, bu sizin görev alanınızdaki bir kanunu değiştiriyor. Burada mı haberdar oluyorsunuz?
BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN - Olur mu efendim? Öyle bir şey olur mu?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Yazık ama yani, yani BDDK bu duruma düşmüşse üzüntülerimi ifade ediyorum.
Şimdi, bankaların kurucu ortaklarında aranacak vasıflar kanunda yazılı. Genel müdürler ve yardımcıları hakkında da hangi özelliklerin aranacağı yine kanunda tek tek sayılmış. Öyle olduğu hâlde Sayın Elitaş'ın dediği gibi denetimli yani BDDK'nin denetiminden geçmiş olan kişiler bankanın kurucu ortağı olabildiğine göre bunlar arasındaki pay devirlerini tekrar neden izne tabi tutuyorsunuz? Madem tek pay sahibi bankaya izin verdiniz?
İki, bankaların kurucu ortaklarına bankaların açabileceği kredinin bir sınırı var değil mi?
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Evet, doğru sınırı var hatta hakim grup şirketler de var.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Evet, grup şirketler var, işte back to back krediler var vesaire.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Denetim kurulu üyesi olup da grup şirketi sayılabilen şeyler var.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Evet, şimdi, bundan amaç acaba bu ortakların ortaklık statüsüne son verip bankadan bunlara kredi açılmasını sağlamak mıdır? Bankacılık kanunundaki sınırlara tabi olmaksızın, doğal olarak o sınırlara tabi olmayacaklar artık. Ben, düzenlemenin yerinin burası olmadığını düşünüyorum, bunun yeri 5411 sayılı Kanun'dur. Onunla beraber getirilirse tartışılır.
Teşekkür ederim.