TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI Dönem: 27 Yasama Yılı: 5 Tarih: 2.11.2021 Birleşim: 13 Ham Tutanak Sayfası:98- Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL Tutanak Metni: CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Dönem: 27 Yasama Yılı: 5 Tarih: 2.11.2021 Birleşim: 13 Ham Tutanak Sayfası:- Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL Tutanak Metni: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, geçen hafta sonu cumartesi günü Çatalca'nın bazı köylerini ziyaret ettim. Ziyaret ettiğim köyler; Gümüşpınar, Yaylacık, Aydınlar, Hallaçlı ve Karamandere. Önceki hafta cumartesi günü de Silivri'nin 3 köyünü ziyaret ettim: Çayırdere, Sayalar ve Danamandıra. Bu 8 köyün -yasayla mahalle oldu tabii- ortak bir sorunu var. 8 köyün ahalisi tam yüz kırk üç yıl önce zamanın padişahı II. Abdülhamit tarafından buralara yerleştirilmiştir. Onların torunları, çocukları bugün bu arazileri kullanıyor. Bu vatandaşlarımızın önemli bir sorunu var. Yüz kırk üç yıl derken bir köyümüzde beş yüz yıldır burada; Çatalca'nın Yaylacık köyü, onlar da beş yüz yıldır burada. Bu kadar yıldır bu arazilerde oturan, bunları kullanan vatandaşlarımız devletin iradesiyle, padişah iradesiyle buraya yerleştirilmiş olması nedeniyle asla işgalci sayılmamalıdır ama görüyorum ki hâlâ bu vatandaşlarımızdan işgalci gibi ecrimisil isteniyor. Bu tamamen hukuksuzdur, konuya ilişkin önceki konuşmalarımda da bunu ifade ettim.
Şimdi, bu vatandaşlarımızın mülkiyet sorununu çözmek üzere 2017 yılında bir kanun çıktı. Kanun şöyle diyordu: "Bu yerleri kullanan vatandaşlarımız rayiç bedel üzerinden bu arazileri satın alabilir." Fakat kanun işlemedi çünkü rayiç bedel bu vatandaşlarımızın bütçelerinin çok üzerinde bir rakam çıkıyordu. Bunun üzerine 2019 yılında bir kanun daha çıktı ki bu kanunun çıkmasında Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim çok büyük payımız vardır. O zaman da ben yine bu köyleri ziyaret ettim, dolaştım; sorunu bir kanun teklifiyle, gündem dışı konuşmayla, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirdim. Emlak vergi değerinden bu vatandaşlarımıza, bu yerleri satalım teklifinde bulunduk fakat iktidar "Hayır, biz değeri düşürelim ama emlak vergi değeri olmasın, rayiç bedelin yüzde 50'si üzerinden bu satışı gerçekleştirelim." dedi. Peki, bu şekilde de sorun çözülecekse elbette biz buna da "evet" dedik ve desteklerimizi ifade ettik. Kanun 2019'un Temmuz ayında çıktı, 4 Temmuzda kabul edildi, 10 Temmuz 2019'da yürürlüğe girdi. Kanunun çıktığı tarihten bu yana tam yirmi sekiz ay geçti, köylere gittim daha tapu alan kimse yok, vatandaşlarımıza kısmen birtakım tebligatlar gelmiş ama gelen tebligatların özellikle köy yerleşim alanı içindeki tebligatların, arazilere ilişkin tebligatların yaklaşık yüzde 30'u, 40'ı kabul yönünde; yüzde 60'ı, 70'i ret yönünde, bazı köylerde belki bu oran farklı olabilir. Köy yerleşim alanı dışında kalan, tarım arazilerine ilişkin olarak şu ana kadar doğru dürüst bir tebligat yapılmış değil, yapılanlar da taleplerin reddedilmesi yönünde. Ne anladık bu işten? Yirmi sekiz aydır vatandaş tapu bekliyor ve hâlâ tapusunu alabilmiş değil, tapuları reddedilmiş olanlara da ecrimisil ihbarnameleri gönderiliyor. Ecrimisil rakamları da köylünün olağanüstü ölçüde bütçesinin üzerinde bir rakam tutuyor, köylünün bunu ödeme imkânı yok. Bir kere, iktidarın şu bakış açısını değiştirmesi lazım: "Bunlar çok güzel arazilerde oturuyorlar, buraları kullanıyorlar ellerini cebine atsınlar paraları ödesinler." Yapmayın, bu köylüleri, bu vatandaşları emlak spekülatörlerinin, İstanbul zenginlerinin ellerine teslim etmeyin; buna hakkınız yok.
Bazı durumları kanun hiç dikkate almış değil. Kanun diyor ki: Bir kere, 19 Temmuz 2003 tarihinden önce burayı kullanıyor olacaksın, sonra 2017'de çıkan kanunun yürürlük tarihi itibarıyla da kullanmaya devam etmiş olacaksın. Peki 19/7/2003 tarihi itibarıyla kullanan baba, arazisini çocuklarına devretmiş, fiilen devretmiş; tespit yapılıyor "Sen burada kullanıcı değilsin 2017 tarihi itibarıyla."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Teşekkür ederim.
Talep reddediliyor. 19/7/2003'te kullanan baba ölmüş, mirasçılarının kanuna göre aslında yararlanması lazım ama ret yazıları gördüm, mirasçıların talepleri reddedilmiş. Buna ilişkin dahi pandemi sürecinin başlangıcında 1 Nisan 2020 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak kanun teklifleri verdik "Gelin bu aile içi devirleri bir halledelim, verelim." dedik, maalesef bu talebimiz kabul görmedi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığını da haberdar ettim.
Daha başka sorunlar var: Bir kere bunlar işgalci değil, ecrimisili bırakın bir kenara; devlet iradesiyle yerleştirilmiş, devletin devamlılığı vardır "Cumhuriyet geldi, senden ecrimisil alırız." yok. Ayrıca, 2006 yılına kadar da ecrimisil istenmemiş. Hiçbir cumhuriyet hükûmeti bu vatandaşlarımızdan ecrimisil istememiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
Tarım arazilerinin normalde satılabilmesi lazım. Onlar da satılmıyor. Köy içi, köy dışı alanların, bir kere bu ayrımın da ortadan kalkması lazım.
Evet, özetle söyleyeceklerim bunlar.
Teşekkür ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Sayın Kaynarca bölgeden haberdar değil, öyle anlıyorum. Çünkü diyor ki: Köy içi yerleşim alanları tapularını aldı. Sayın Kaynarca, iki hafta sonu ben oralardaydım. Köy içi yerleşim alanında talepleri kabul edilen vatandaşlarımızın oranı yüzde 30'lar, yüzde 40'lar civarında. Köy yerleşim alanı dışındaki yerler henüz tebliğ edilmemiş, bekletiliyor. Niye bekletiyorsunuz? Tebliğ edilenler de zaten şey durumda, ret yazıları vatandaşlara tebliğ edilmiş durumda. Yirmi sekiz aydır bekliyor, niye bekletiyorsunuz? "Efendim, rezerv yapı alanları yoluyla çözeceğiz." E, niye? Kanun çıktı, kanun işe yaramadı demek ki. Tarım arazileriyle ilgili 6292 sayılı Kanun'a atıfta bulunuyorsunuz, 6292 sayılı Kanun dünya kadar formalite öngörmüş. Vatandaşlardan ecrimisil isteniyor diyorum, buna cevabınız olmadı Sayın Kaynarca. Size sataşayım, siz de konuşursunuz belki. Ecrimisil hak mıdır? İşgalci mi bu vatandaşlar? Beş yüz yıldır orda, yüz kırk üç yıldır orda; işgalciden alınır. İşgalci, sahibinin rızası dışında bir araziyi kullanan kişidir. Padişah iradesiyle buraya yerleşmiş ise 2006 yılına kadar, AK PARTİ'ye kadar hiçbir cumhuriyet hükûmeti ecrimisil istemediği hâlde siz ecrimisil istiyorsanız bu vatandaşa işgalci gözüyle bakıyorsunuz demektir. Önce bu bakışınızı bir düzeltin. Cumhuriyet Halk Partisinin bu konuya ilişkin açtığı bir iptal davası, bir şey yok. Bu konunun öncüsü de biz olduk, 2019'da teklifi buraya getirdik, siz ondan sonra bizim ardımızdan geldiniz ama kanunu da eksik çıkardınız.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)