TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI Dönem: 27 Yasama Yılı: 5 Tarih: 22.12.2021 Birleşim: 41 Ham Tutanak Sayfası:287- Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL Tutanak Metni: CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Dönem: 27 Yasama Yılı: 5 Tarih: 22.12.2021 Birleşim: 41 Ham Tutanak Sayfası:305- Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL Tutanak Metni: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, şimdi, umarım bir dakikayla sınırlamazsınız konuşmamı.
Değerli milletvekilleri, asgari ücretin vergi dışı bırakılması Cumhuriyet Halk Partisinin öteden beri savunduğu bir görüştür. Bizim savunduğumuz bu görüşün, bu teklife girmek suretiyle yasalaşıyor olmasından mutlu olduğumuzu ifade ediyorum ve işin bu kısmını son derece önemsediğimizi, desteklediğimizi tekrar söylüyorum.
Değerli milletvekilleri ancak şunu da ifade edeyim ki Türkiye'de artık çalışanların -benim yaptığım hesaplamalara göre- yaklaşık yüzde 80'i asgari ücretle çalışıyor olacaktır yani asgari ücrette çok büyük bir kitleyi eşitlemiş olduk. Bu onların refahında bir artış ifade etmiyor, hepinizin bildiği gibi enflasyonda meydana gelen artışlar asgari ücretteki bu nominal artışı birkaç aylık bir süre içerisinde hemen yok edecektir, tekrar önümüzdeki günlerde, önümüzdeki aylarda asgari ücretin satın alma gücünü konuşuyor olacağız.
Maalesef, Türkiye sanayide önemli bir dönüşümü yapamamıştır. AK PARTİ'nin iktidar olduğu 2002 yılından bu yana yaklaşık 600 milyar dolarlık cari açık verdik, tam rakam 588 milyar dolardır, bunun üzerine net hata ve noksandan, ödemeler dengesinin bu kaleminden gelen 66 milyar doları ilave ettiğimiz zaman ve 70 milyar dolarlık özelleştirmeyi de ilave ettiğimiz zaman toplam 724 milyar dolarlık bir kaynak kullanılmış olmaktadır. On dokuz yılda 724 milyar dolarlık kaynak kullanmış olmamıza rağmen maalesef imalat sanayisinin yapısında bir dönüşümü, teknoloji yoğun ürün üreten bir sanayiyi kuramamış, gerçekleştirememiş olduk. Bütün sorun buradadır, bunu yapamadığımız için maalesef hâlâ asgari ücretin tutarı her sene büyük bir tartışmanın konusu olmaktadır.
Değerli milletvekilleri, değinmek istediğim iki konu var. Birincisi, bu kur garantili TL mevduat hesabı. Bu, yeni bir buluş gibi sunuldu, oysa Türkiye 1967'de birincisi olmak üzere ve 1974 yılından 1978 yılına kadar da ikincisi olmak üzere bu modeli iki defa uygulamıştır, o zaman uygulama gerekçesi farklıydı. Türkiye'nin özellikle 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan sonra Amerika Birleşik Devletleri tarafından uygulanan ambargoya maruz kalması, bütün dış yardımların kesilmesi, hem Amerika Birleşik Devletleri'nin hem o zamanki Avrupa topluluğu üyesi ülkelerin IMF üzerindeki baskıları nedeniyle Türkiye'ye kredi akışının durmuş olması nedeniyle Türkiye'nin özellikle Almanya'daki Deutsche Bankta duran işçi dövizlerinin çekilmesi ihtiyacı vardı. O zaman cari açığımız 200 milyon dolar düzeyindeydi, yıllık ithalatımız da 5 milyar dolar düzeyindeydi. İthalatı yapabilmek için, ekonomiyi döndürebilmek için buna ihtiyaç vardı. Bu dövizler "Dövize çevrilebilir mevduat" adı altında Türkiye'ye getirildi, Merkez Bankasına yatırıldı, karşılığında o işçiler adına Türk lirası hesaplar açıldı, yine kur garantisi verilmek suretiyle bu dövizlerle Türkiye ithalatını, ekonomisini çevirdi. O zaman kapalı bir ekonomi var, dalgalı kur rejimi yok, sabit kur rejimi var, ithal ikameci bir ekonomi modeli uyguluyoruz fakat bunun bütçeye yükü olağanüstü fazlaydı ve 1970'lerin sonunda bundan vazgeçildi, Turgut Özal buradan kalan borçları 1984-1989 döneminde ödedi ve "İnşallah bu bir dahaki hükûmetlere ders olur, kimse bu yola girmez." dedi.
Şimdi, bu bir sihirli model değil arkadaşlar. Bununla aslında mevduat sahibine örtülü bir faiz verilmektedir. Kimse "Bu faiz değil." demesin, bunun adı faizdir. Üç aylık mevduattan örnek vereceğim, üç aylık mevduatın faiz oranı şu an 15,99'dur, 16 diyelim. Kurda eğer bir yıllık dönemde yüzde 40'lık bir değer artışı olursa Türk lirasına karşı, Türk lirası mevduatın faizi 16; yüzde 40 dövizin, doların Türk lirası karşısında kazandığı değer; arada ne var? 24, 24 puanlık o mevduat sahibine bir faiz ödenecektir. Bunun adı faizdir arkadaşlar, istediğiniz kadar "Kur garantisi." deyin.
Dün gece yayınlanmış olan Merkez Bankası tebliğine göre de bu ödemeler Merkez Bankası tarafından yapılacaktır. Henüz işin Türk lirası tarafına ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Aslında, doğru olan her 2 düzenlemenin de beraber yapılmasıydı. Sosyal medya hesabından dün bunu eleştirdim, Türk lirası tarafı ortada yok. O zaman geri mi döndünüz? Daha henüz Sayın Hazine ve Maliye Bakanından bir açıklama gelmedi, bu açıklamayı yapacak olan Sayın Bakandır. Bu Türk lirası mevduatına da bu garanti verildiği zaman dolardaki bu yükselişi durdurmak, kontrol etmek, aşağı indirmek amacıyla ve bunun bütçeye olağanüstü bir yükü olacaktır. Evet, dolar insin aşağıya, yükselmesin. Ama şunu sormak istiyorum: Yani bu, Sayın Erdoğan ve ekibinin kendi kendine yarattığı bir kriz, durup dururken yarattığı bir kriz. Eylül ayı başında 8 lira olan kur, bugün inmiş olan hâliyle 12,5-13 lira seviyelerinde. Bütün bunlara gerek var mıydı, bütün bunlara gerek var mıydı?
Değerli milletvekilleri, vaktim fazla yok. Bu ek bütçe konusuna girmek istiyorum. Sayın Elitaş, biraz önce, burada Anayasa'dan bir maddeyi birkaç kere söyledi. Anayasa madde 88: "Kanun teklif etmeye milletvekilleri yetkilidir." Başka kimse kanun teklif edemez. Bir istisnası var; Anayasa madde 161: Bütçe kanununu milletvekilleri teklif edemez, Cumhurbaşkanı teklif eder, teklif sahibi o. Peki, bu teklifin 7'nci maddesinde bir ek bütçe düzenlemesi var. Ek bütçe düzenlemesini milletvekilleri teklif edebilir mi? Edemez arkadaşlar, tartışılmamış bir mevzu ama edemez. Anayasa madde 87, Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini sayıyor: "Kanun koymak, değiştirmek, kaldırmak -virgül- bütçe ve kesin hesap kanunlarını kabul etmek." Bakın, bütçe kanunu da bir kanundur adı üstünde. Anayasa madde 87 ne diyor? "Kanun koymak, değiştirmek, kaldırmak. "Kanun koymak" deyince bütçe kanunu bunun içine girer. Niye ayrıca "bütçe kanununu kabul etmek" diye saymış? Çünkü bütçeyi diğer kanunlardan ayrı değerlendiriyor Anayasa. 161'inci maddede bütçenin özel görüşülme usulü var. Bu kanunu teklif etmeye de sadece ve sadece yürütme organı olan Cumhurbaşkanı yetkili. O hâlde, münhasıran Cumhurbaşkanının teklif etmeye yetkili olduğu bir bütçe kanununda ödenek artışını düzenleyen bir madde doğrudan doğruya ek bütçedir. Bu ek bütçeyi ancak ve ancak Cumhurbaşkanı teklif edebilir yoksa, burada milletvekilleri bir araya gelirler, anlaşırlar "Cumhurbaşkanının bütçesini değiştirelim." derler; olmaz, teklifi Cumhurbaşkanı yapacak. Cumhurbaşkanının teklif ettiği metin üzerinde yasama organı elbette ki her türlü tasarruf hakkına sahiptir; Plan ve Bütçe Komisyonunda değiştirir, azaltır, artırır; masrafları, harcamaları artırabilir. Bu, yanlış; usul olarak yanlış.
İkincisi, açıklama şu: "Bizim gelir tahminimiz, yıl sonunda, bütçenin öngördüğü gelir tahmininden 296 milyar lira daha fazla gerçekleşecek." Sadece gelir tahmini hedefleri aşıyor diye ek bütçe gelmez. Ek bütçe ne için gelir? Yürütme organına ilave harcama yetkisi vermek için gelir. İşte burada, 296 milyar lira tutarında Cumhurbaşkanına ilave harcama yetkisi veriliyor. Ancak "bütçe hakkı" dediğimiz... Bir ülkede bir yılda, bir dönemde yapılacak olan kamu harcamalarının miktarına, büyüklüğüne; bu harcamaların kamu hizmetleri ve kamu kurumları itibarıyla dağılımına, yine, bu harcamaları finanse etmek üzere getirilecek olan vergilere milletin temsilcileri karar verir; buna "bütçe hakkı" diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Bütçe hakkı, bu harcamaların sonuçlarının denetlenmesini, gelir toplama faaliyetinin sonuçlarının denetlenmesini ve Türkiye Büyük Millet Meclisine bu denetim sonuçlarının sunulmasını da içerir.
Şimdi, demek ki bir yılın bütçe kanunuyla Cumhurbaşkanına, yürütme organına "Sen, bu yıl şu kadar harcama yapabilirsin." diye bir yetki verildikten sonra, bu yetkiyi değiştirecek olan bir düzenlemenin burada bütün ayrıntılarıyla görüşülüyor olması gerekir.
7'nci maddede yazılı olması gereken husus, şu kadar gelir tahmini vardır, gelir tahminimiz hedefleri şu kadar aşmaktadır, 296 milyar Türk liralık bu gelir fazlasını da kamu kurumları, kamu hizmetleri itibarıyla aşağıdaki şekilde dağıtıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - 2003 yılı Kasım ayında 5004 sayılı ek Bütçe Kanunu'yla AK PARTİ Hükûmeti bunu yaptı. 2004 yılında da yapıldı ama maalesef burada bu ihmal edildi. Bu, doğru değil değerli milletvekilleri. Bütçe hakkına Türkiye Büyük Millet Meclisinin sahip çıkması gerekir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - İki dakikayla sınırlayacağım.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bakın, Sayın Elitaş, herhangi bir isim vermeden sataşma nedeniyle söz istedi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Oluç'a...Sataşmadan istemedim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Ama hayır söylemediniz.
Şimdi, neyse esasa gelelim. Birincisi, bütçe kanunlarında yer alan maddeyle ilgili Anayasa Mahkemesi şöyle bir karar verdi, bakın, yeni bir karar bu, 24 Mart 2021 tarihli bir karar; ilgili bütçe kanununda yer alan ve kurumlar arası ödenek aktarılmasının yüzde 10'u geçmemesi hâlinde bunun yapılabileceğine izin veren bir maddeyi Anayasa'ya uygun buldu. Burada yüzde 10'la ilgili bir sınırlama yok, böyle bir şey yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son bir dakika...
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Yürütme organına verilen harcama yetkisi artırılıyor, 296 milyar Türk lirası tutarında artırılıyor. Bu hangi kurumlar itibarıyla kullanılacak, nasıl kullanılacak, hangi bakanlığa ne kadar ödenek verilecek; bu, Cumhurbaşkanının yetkisine bırakılıyor. Bunu belirleyecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendisidir değerli milletvekilleri. Cumhurbaşkanı bugün Sayın Erdoğan'dır, yarın bir başka kişidir; bu, şahsa bağlı olarak düşünülecek, değerlendirilecek bir konu değildir. Bütçe hakkınıza sahip çıkın.
Teşekkür ederim.