Okullar buruk açılıyor

Chp Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi:
17 Eylül 2011 Cumartesi 14:52

CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, Cumhuriyetin temel niteliklerinin yeni anayasada aynen muhafaza edilmesi gerektiğini söyledi.

Hamzaçebi, TBMM'nin yeni yasama dönemindeki en önemli gündem maddesinin yeni Anayasa olduğunu ifade ederek "Unutulmamalıdır ki, Anayasaları millet yapar. Anayasalar hukuktan önce politik metinlerdir. Anayasa'da milletin ihtiyaçlarının hangi çerçevede nasıl karşılanacağının hususları yer alır. O nedenle Meclis Başkanı'nın yapacağı bu toplantılardan sonra siyasi parti gruplarıyla bir araya gelerek, Uzlaşma Komisyonu kurulmasından önce partilerin görüşlerini alması son derece yararlı olacaktır" dedi.

CHP Trabzon İl Başkanlığı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Hamzaçebi, şöyle konuştu: "1 Ekim'de TBMM açılacak ve meclis normal yasama faaliyetine başlamış olacak. Yeni Anayasa başta olmak üzere gündemde önemli konular var. Kamuoyunda konuşulanlardan yeni Anayasa'nın meclisin en önemli ve öncelikli konusu olacağı anlaşılıyor. Bu çerçevede TBMM Başkanı'nın başlattığı girişimle üniversitelerin anayasa hukuku konusunda uzman profesörleri Ankara'ya çağırılmış ve bu konuda görüşlerini ifade etmeleri istenmiştir. Toplantı gerçekleştiğinde ortaya çıkacak sonuçları hep beraber izleyeceğiz. Şüphesiz Anayasa konusunda uzman profesörlerin görüşlerini ortaya koymaları yararlı olacaktır ancak unutulmamalıdır ki Anayasaları millet yapar. Anayasalar hukuktan önce politik metinlerdir. Anayasa'da milletin ihtiyaçlarının hangi çerçevede nasıl karşılanacağının hususları yer alır. O nedenle Meclis Başkanı'nın yapacağı bu toplantılardan sonra siyasi parti gruplarıyla bir araya gelerek, Uzlaşma Komisyonu kurulmasından önce partilerin görüşlerini alması son derece yararlı olacaktır."

"Anayasa konusunda CHP'nin bir temel şartı vardır" diyen Hamzaçebi, bunun da Cumhuriyetin temel niteliklerinin yeni anayasada aynen muhafaza edilmesi olduğunu söyledi. Bundan sonraki düzenlemeler için temel şartın insanımızın hak ve özgülüklerini genişleten bir Anayasa olması olduğunu anlatan Hamzaçebi, sözlerine şöyle devam etti: "Bireyin hak ve özgürlüklerine müdahale edebilecek en büyük güç olan devletin, yani yürütme organını yani hükümetin yetkileri sınırlandırılmalıdır. Anayasacılık deyince akla gelen daima budur. İnsanın özgürlük alanı genişletilirken, insanın özgürlüklerine müdahale edebilecek devletin bu gücünün sınırlandırılmasıdır."

Hamzaçebi, Anayasa yapım sürecine doğru giderken özellikle iktidar partisinin bütün milletimize ve siyasi partilere güven veren tutum içinde olması gerektiğini söyledi.

12 Eylül Anayasası'ndan şikayet ederken, bu anayasanın o olağanüstü döneme mahsus olarak getirdiği düzenlemeleri ve yetkileri kullanmamak gerektiğini anlatan Hamzaçebi, şöyle konuştu: "1982 Anayasa'nın Kanun Hükmünde Kararname başlığı altında yer alan düzenleme var. Bu düzenleme hükümete TBMM'yi bypass ederek Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi vermektedir. Bir demokratik rejimde, özgürlükleri, halkın iradesini esas alan ve saygı gösteren bir rejimde yetki kanunu gibi bir düzenleme olmaz. Olabilir ancak olağanüstü dönemlerde bu tür düzenleme getirilebilir. Hükümet meclis kapanmadan önce 6 Nisan'da Yetki Kanunu'nu çıkardı. 3 Mayıs'ta yürürlüğe girdi. Hükümete 6 ay süreyle Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi verdi. Bugüne kadar 21 Kanun Hükmünde Kararname'yi hükümet yürürlüğe koydu. Bunlardan 11'i hakkında Anayasa Mahkemesi'ne dava açtık. 5 tanesiyle ilgili dava açmayı düşünmüyoruz. Kalan 5 tanesiyle ilgili dava açma çalışmamız devam etmektedir."

HUKUKA AYKIRILIK

Akif Hamzaçebi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın teşkilat ve görevlerine ilişkin Kanun Hükmünde Kararname'ye dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Kanun Hükmünde Kararname uygulamasıyla hükümet, TBMM'yi yani kanunun arkasında TBMM'nin değil de hükümetin iradesi varsa bunların meşruiyeti tartışmalı olacaktır ve tartışmalıdır. Böyle bir tartışma varken hükümet ikinci bir adım atarak hukuksuz bir işlem yapmaktadır. Yetki kanunlarının hükümete yetki vermediği konularda düzenleme yapmaktadır. Bunlar ayrı bir hukuksuzluktur. Meclis'in yetki vermediği konularda hükümet yetki kanununa dayanarak Kanun Hükmünde Kararname çıkarmaktadır. Bu tamamen hukuka aykırıdır."

Pazartesi günü okulların açılacağını, 16 milyon öğrencinin ders başı yapacağını hatırlatan Hamzaçebi, sözlerine şöyle devam etti: "Öğrenci ve öğretmenlerimize başarılı yıl diliyorum. Okullar buruk açılıyor. Yüz binlerce öğretmen atama beklerken bir yandan halen 50 kişilik sınıflarda öğrenciler eğitim görürken, bir yandan öğretmen ihtiyacı varken, yeni öğretim yılını Milli Eğitim Bakanı, Milli Eğitim Bakanlığı'nın teşkilatı kanununu düzenleyen Kanun Hükmünde Kararname'de Milli Eğitim Bakanlığı'nın 'milli' özelliğini kaldırmak suretiyle karşılıyor. Böyle bir milli eğitim bakanı var Türkiye'de. Milli içerikli ders müfredatından rahatsız olan bir bakan var."

Yüzbinlerce öğretmenin atama beklediğini anlatan Hamzaçebi, şunları söyledi: "Hükümet verdiği sözü tutmamıştır. Önceki bakan Nimet Çubukçu 2011 yılı için 55 bin atama sözü vermiştir. Bugüne kadar atama yapılan kadro sayısı sözleşmelilerden alınanlarla birlikte 40 bin civarındadır. Yani Nimet Çubukçu'nun sözünün yerine gelebilmesi için ilave 15 bin kişilik öğretmen ataması daha gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun sözünün gereğini yerine getirecek bir hükümet yok mudur? Bir bakan bakanlıktan ayrılınca verdiği sözlerde mi sona ermektedir? Bu sözler hükümet sözü değil midir? Bugünkü milli eğitim bakanı milli eğitimdeki milli kelimesiyle uğraşacağına Nimet Çubukçu'nun verdiği sözün gereğini yerine getirsin 15 bin daha atama yapsın. Sayın Bakan '2012 yılına kadar atama yok' diyor. İhtiyaç 15 binle sınırlı değildir. CHP olarak biz 15 bine ilave olarak ikinci bir 100 bin kişilik kadronun ihdas edilmesini ve önümüzdeki yılın Ağustos ayı sonuna kadar atama yapılması konusunda kanun teklifi verdik."

HAMZAÇEBİ'DEN GALİLEO BENZETMESİ

"Hükümet Kanun Hükmüne Kararnamelerle TBMM'nin iradesini bir kenara bıraktı ama çok daha ileri şeyler de yapıyor" ifadelerini kullanan Hamzaçebi, Kanun Hükmünde Kararnamelerle bilime müdahale edildiğini söyledi.

Hamzaçebi, konuşmasında, "1993 yılında kurulan çağdaş ve Türkiye'nin geleceği açısından önemli bir kurum var; Türkiye Bilimler Akademisi. Benzeri bütün kurumlar gelişmiş demokrasilerde özerk yapılanmışlardır. Hükümet bir Kanun Hükmünde Kararname ile bilime müdahale etme yetkisini kendisinde görmüştür" dedi.

Türkiye Bilimler Akademisi'nin genel kurulunun üçte ikisinin hükümet kontrolünde olmasının yürürlüğe konulduğunu anlatan Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu durum aklıma Galileo'yu getiriyor. Galileo 'dünya dönüyor' dediği için 17. yüzyılın başında engizisyon mahkemesi tarafından yargılanmış, mahkum edilmiş ve hapiste ölmüştür. Galileo'ya kadar kainatın merkezi dünya kabul ediliyordu. İlk kez güneş merkezli evren teorisini Galileo ortaya koymuştur. Şimdi 'dünya dönüyor' denilmesinden AKP rahatsızdır. AKP dünya dönüyor öncesi evren teorisine dönmek istemektedir. AKP kendisini bu Kanun Hükmünde Kararname ile bilimin karşısında konumlandırmıştır. Bilimi siyasetin emrine almaya çalışmaktadır. Burada üzüntü verici bir husus daha vardır. Hükümet bilime böylesi siyasi müdahale yaparken başta Türkiye Bilimler Akademisi olmak üzere üniversiteler bu konuda sessizdir. Bu durum Türkiye'nin nereden nereye geldiğini göstermektedir. Üniversiteler konuyu eleştirmekten hükümeti karşılarına almaktan 'Yarın başıma bir iş gelir' diye çekinmektedirler."

CHP'DEN YENİ ÖNERİLER

Akif Hamzaçebi, TBMM'nin yeni döneminde yeni anayasanın öncelikli gündem maddesi olacağını kaydederek "Ama o son derece uzun bir süreç alacaktır. O süreç devam ederken Anayasa değişikliği gerektirmeyen ancak önemli gördüğümüz bir takım yasal düzenlemeler yapabiliriz" dedi.

Hamzaçebi, bu konuda açıklamasını şöyle sürdürdü: "Birincisi çıkarılmış Kanun Hükmünde Kararnameler derhal TBMM gündeminde öncelikle olarak görüşülmelidir. Demokratikleşme çerçevesinde ikinci önerim; daha fazla demokrasi ve özgürlük için Ceza Muhakemesi Kanunu'nda iki düzenleme derhal yapılmalıdır. Özel yetkili mahkemeler Türk hukuk sisteminden çıkarılmalıdır. 250, 251 ve 252'inci maddeleri derhal yürürlükten kaldırılmalıdır. Sürelerin uzunluğu nedeniyle cezalandırılmaya dönüşen tutukluluk süreleri gözden geçirilerek AB standartlarına getirilmelidir. 2B düzenlemesini derhal yürürlüğe koyabiliriz. Büyük Anayasa paketini beklemeden 2B ile ilgili Anayasa değişikliğini Meclis'te oy birliği ile gerçekleştirebiliriz. Bu arazilerin mülkiyetlerini kullanıcılarına intikal ettirebiliriz. İntibak yasasını süratle TBMM'den çıkarabiliriz. Önem verdiğimiz 7. konu aile sigortasıdır. Böyle bir düzenlemeyi TBMM'den oy birliği ile çıkarabiliriz. Hükümet CHP'nin seçim öncesinde vaad ettiği sözleşmeli personelin kadroya alınmasıyla ilgili düzenlemeyi seçimden birkaç gün önce çıkardığı Kanun Hükmünde Kararname ile kesinleştirdi. Ancak adım eksik atıldı. Merkezi yönetimdekiler kadroya alınırken yerel yönetimlerde çalışanlar kadroya alınmadı. Bu konuda da oy birliği ile düzenleme yapabiliriz. Milli eğitimdeki tüm öğretmen açığını çıkarabilecek şekilde TBMM'de düzenleme yapabiliriz. Meclis açıldığında partileri işbirliğine davet ediyoruz."

Büyükşehir sözü verilen illerle ilgili de konuşan Hamzaçebi, şunları söyledi: "2014 yılını beklemeye gerek yoktur. Madem ki 2011 seçimlerinden önce vaat edilmiştir neden bekliyoruz. 2014 yılında yerel seçim olması nedeniyle bu taahhüdün yerel seçim öncesinde bir kez daha kullanılacağını akla getirmektedir. Bu konuyla ilgili yasal düzenlemeyi de süratle yapabiliriz."

İNTERNET ANDICI DAVASINDA GENELKURMAY'A GİDEN CHP'LİLERİN İSİM LİSTESİNİN İSTENMESİ

Akif Hamzaçebi, İnternet andıcı davasında savcılık 2007-2009 arasında Genelkurmay'a giden CHP'lilerin isim listesini istedi. Hamzaçebi, "Bu konuda partinin görüşü nedir?" sorusu üzerine "Bu haber doğruysa boşuna bir gayrettir. CHP'nin yasadışı hiçbir eylem, hareket ve organizasyonda en küçük izini hiç kimse bulamaz. Biz Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki kanuna aykırı bir takım düşüncelerin, oluşumların olmaması ve tasfiye edilmesi gerektiğini savunan partiyiz. O boşuna bir gayrettir. Oradan herhangi bir sonuç çıkmayacaktır" dedi.

Hamzaçebi, "Parti olarak Aziz Yıldırım'ı ziyaret ettiniz? Bu konuda Trabzon'dan herhangi bir tepki aldınız mı?" sorusuna ise şöyle karşılık verdi: "Aziz Yıldırım'ı parti olarak ziyaret etmedik. Bir Genel Başkan Yardımcımız dostluğu nedeniyle kendisini insani biçimde ziyaret etmiştir. İnsani çerçevede yapılan bir ziyaretin başka şekilde değerlendirilmesini doğru bulmam. Hapse giren insanlar tutuklu olduğu sürece, mahkum da değildir, bir iddia vardır, yargılamanın neticesinde ortaya çıkar. Kim cezaevinde olursa olsun, mahkum da olabilir ama ona olan ziyareti insani çerçevede ele almak gerekir"

Kıdem tazminatları konusundaki yeni düzenlemelerin hatırlatılması üzerine ise Hamzaçebi, şöyle konuştu: "CHP kıdem tazminatında, çalışanların kazanılmış haklarının korunmasını savunmaktadır. Ana ilkemiz budur. Kazanılmış haklardan geriye giden bir düzenleme kesinlikle olmamalıdır. 'Fon' deniyor. Eğer fondan amaç çalışanın alacağını güvence altına almaksa, bu konuşulabilir. Ancak sonuçta bu fonu hükümet işsizlik fonu gibi kullanabilir. İşsizlik fonu işsizler için oluşturulmuştur ancak hükümet yüzde 5'lik kısmını işsizlere veriyor kalanını borç ödemede kullanıyor. Hükümetin atacağı adımları dikkatle izleyeceğiz"

 

Viagra çok çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm seçip zaten karar verin. Biz alışveriş merkezi geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen birkaç dakika beklemek zorunda.