CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ HAMZAÇEBİ: -''SAYIN BAŞBAKAN'IN AKLINDA UZLAŞMAYLA BİR ANAYASA YAPMAK YOK. 'ANAYASAYI 8-9 AYDA BİTİRİRİZ' DEMEK, ÖZGÜRLÜKLERDEN YANA BİR ANAYASAYI YAPMAYACAĞIZ DEMEKTİR'' -''SAYIN BAŞBAKAN'IN BU AÇIKLAMASI, ANAYASA YAPIM SÜRECİNE ÇOK AÇIK ŞEKİLDE ZARAR VERMİŞTİR'' -''MECLİS TV YAYINLARININ, HÜKÜMETİN TUTUMUNDAN BAĞIMSIZ OLARAK, ESKİSİ GİBİ DEVAM EDECEĞİNİ, SAYIN MECLİS BAŞKANI AÇIKLAMALIDIR'' 30.09.2011 13:08 TBMM (A.A) - CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasa süreciyle ilgili takvim verdiği açıklamasını, ''Sayın Başbakan'ın aklında uzlaşmayla bir anayasa yapmak yok. 'Anayasayı 8-9 ayda bitiririz' demek, özgürlüklerden yana bir anayasayı yapmayacağız demektir. Sayın Başbakan'ın bu açıklaması, anayasa yapım sürecine çok açık şekilde zarar vermiştir'' diye eleştirdi. Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm atanmış zaten karar verin. Biz pazar geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen üç gün beklemek zorunda.
Hamzaçebi, ''Meclis TV ve basın özgürlüğü'' konusunda düzenlediği basın toplantısına, Beytüşşebap'ta, PKK'nın kurduğu pusu sonucu şehit olan iki askere Allah'tan rahmet, ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerine başsağlığı, yaralılara da şifa dileyerek başladı.
İnsanın, insan olmaktan kaynaklanan yaşam hakkını elinden alan bir siyasi hareketin, hiçbir zaman başarılı olma şansının bulunmadığını belirten Hamzaçebi, ''Terörü, mücadelelerinin ana hareket noktası olarak kullanan bir örgütün başarıya ulaşması mümkün değildir, adına hareket ettiğini ifade ettiği Kürt kökenli kardeşlerimiz arasında dahi taban bulması mümkün değildir. Terör örgütünü kınıyorum'' dedi.
Anayasa görüşmelerine işaret eden Hamzaçebi, AKP heyetinin dün kendilerini ziyaret ettiğini anımsattı. Hamzaçebi, bu konuda önemli adımlar atılırken, diğer yandan bu sürece zarar veren, süreçle bağdaşmayan bazı olaylar olduğunu ifade etti. Hamzaçebi, anayasada yer alan bazı özgürlükleri, vatandaştan esirgeyen bir Hükümet anlayışı bulunduğunu savundu.
Hamzaçebi, tek yanlı bir iradeyle TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, TRT'nin, Meclis TV'nin yayınlarının kısıtlanmasını içeren yazısına olumlu görüş verdiğini belirterek, demokrasinin; tartışma, bütün görüşlerin serbest şekilde ifade edilebilmesi, bu görüşlerin halka ulaştırılması anlamına geldiğini söyledi.
-''SÜRECE ZARAR VERİR''-
Ülkesinin meclisindeki çalışmaları, yapılan konuşmaları halktan saklamak isteyen bir hükümetin olduğu siyasi rejim adının, demokrasi olamayacağını ifade eden Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kendi Meclisindeki konuşmaları, muhalefet partilerinin yaptığı konuşmaları, grup toplantılarındaki konuşmalarını halkın gözünden, kulağından saklamak isteyen bir başbakanın olduğu ülkedeki rejimin adı, demokrasi değildir. Ortada bir problem vardır.
Sayın Başbakan, Meclis TV yayınlarının, muhalefet partilerinin TBMM çatısı altında yaptığı konuşmaların halka ulaşmasından rahatsızlık duymaktadır. Böyle bir anlayışla, bizim anayasa sürecine doğru giderken olumlu bir iklimi yakalamamız maalesef mümkün değildir. Sayın Başbakan'ın tutumu, Sayın Meclis Başkanı'nın Meclis TV konusunda halen suskun kalarak ortaya koyduğu tutum, bu sürece zarar verir. Biz anayasa sürecinin sağlıklı şekilde işlemesini arzu ediyoruz. Ortada son derece ciddi bir sorun vardır. Bunun, yarın Meclis açıldığında çözülmüş olması, tekrar Meclis TV yayınlarında öteden beri var olan sisteme dönülmüş olması gerekir. Bunu arzu ediyoruz. TBMM Başkanı'na çağrıda bulunuyorum, Meclis TV yayınlarının, Hükümetin tutumundan bağımsız olarak, eskisi gibi devam edeceğini Sayın Meclis Başkanı açıklamalıdır. Bu açıklamayı Sayın Başkan'dan demokrasi adına bekliyoruz.''
Hamzaçebi, Çiçek'in diğer ülkelerdeki yayınlara ilişkin çalışma yaptırdığını söylediğini, bu çalışmanın sonuçlandığını anlattı. Hamzaçebi, 30 ülkede yapılan çalışmaya göre, Bulgaristan hariç bütün ülkelerde parlamento çalışmalarının kesintisiz olarak izleyicilere ulaştırıldığını, bir kaç ülke hariç bütün ülkelerde Meclis konuşmalarının tekrar yayınlandığını, konuşmaların internet ortamında sunulduğunu söyledi. Hamzaçebi, dünya daha ileriye giderken Türkiye'nin geriye gitmesinin düşünülemeyeceğini ifade ederek, ''Eğer geriye gidelim deniliyorsa, bu kararı alanların demokrasi ile sorunları var demektir'' dedi.
-''UTANÇ VERİCİ''-
Öteden bu yana Türkiye'de basın özgürlüğünün olmadığını ifade ettiklerini belirten Hamzaçebi, uluslararası kuruluşların raporlarına göre, Türkiye'nin basın özgürlüğünde sınıfta kaldığını, karnesinin giderek daha kötüleştiğini savundu. Hamzaçebi, Uluslararası Basın Enstitüsü'nün son toplantısında, 63 gazetecinin tutuklu olduğu Türkiye'nin, basın özgürlüğünü ihlal eden 7 ülkeden biri olarak ilan edildiğini belirtti. Hamzaçebi, bu tablonun üzüntü vermenin ötesinde, utanç verici olduğunu dile getirerek, bu tabloyu düzeltmek için Hükümete görevler düştüğünü vurguladı.
Anayasa yapmak için olumlu bir iklime ihtiyaç duydukları gibi Türkiye'nin basın özgürlüğü açısından kötü olan notunu yükseltmek için de olumlu bir iklime ihtiyaç olduğunu belirten Hamzaçebi, ''Hükümetin, basın özgürlüğüne saygı duyan bir anlayışın içinde olması gerekir. Çok zor bir şey söylüyorum, biliyorum; AKP Hükümeti ve basın özgürlüğüne saygı...Bu ikisi maalesef yan yana getirilmesi mümkün olmayan kavramlar. Ama toplum olarak bunu istemek zorundayız. Yarın TBMM açılacak, ancak milletvekili seçilen gazeteci Mustafa Balbay tutuklu olarak Silivri'de bulunuyor. Bunu Türkiye'nin kaldırması mümkün değil'' diye konuştu.
-''CÜMLESİNİ DÜZELTSİN''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, anayasa değişikliği konusunda ''2012'nin ilk yarısı içerisinde biz bu işi bitirelim istiyoruz'' açıklaması anımsatılarak, ''AKP heyeti, dünkü görüşmelerde aynı şeyi söyledi mi?'' sorusuna Hamzaçebi, şu karşılığı verdi:
''Hayır. İktidar partisi heyeti, Sayın Başbakan'ın söylediğinden daha farklı şey söyledi; 1 yıllık bir süre düşündüklerini söyledi. AKP heyetinin, 1 yıllık süreyi önermesinin nedeni; anayasa yapımı çok ciddi bir iştir, meşru bir anayasa, arkasında halk iradesinin geniş ölçüde olduğu anayasa yapacaksak, bütün kesimlerin görüşlerinin alınması gerek, parlamentodaki sayılar yeterli değildir bunun için, 1 yıllık süreyi öngördüklerini söylediler. AKP heyeti, 1 yıllık süreyi, uzun bir süre olarak değerlendirerek, masaya getirdi. 'Bu süreyi kısa tutmayalım, 1 yıllık süre makuldür, bu sürede çalışmaları sonuçlandırırız' görüşünü ifade ettiler. CHP olarak bu anlayışı olumlu bulduk. 1 yıllık süreyle dahi komisyonu kısıtlamanın doğru olmayacağını ifade ettik, belki 1 yılı da aşabilir ya da aşmayabilir. 1 yıllık sürede bu çalışmalar bitebilir belki bitmeyebilir de... 1 yıllık süre yetersizdir demiyorum, komisyonun çalışması, yöntemi bu sürenin yeterli olup olmayacağını gösterecektir.
Bir yıldan daha kısa süreyi düşünmek, sağlıklı bir anayasa yapmayacağız demektir. Sayın Başbakan'ın aklında uzlaşmayla bir anayasa yapmak yok. Öyle anlıyorum. Hemen, parlamentodaki parmakları sayarak, çoğunluk hesabı yaparak, biz bu anayasayı 8-9 ayda bitiririz demek, özgürlüklerden yana bir anayasayı yapmayacağız demektir. Sayın Başbakan'ın genel tarzıdır bu. Sayın Başbakan'ın bu açıklaması, anayasa yapım sürecine çok açık şekilde zarar vermiştir. Sayın Başbakan'ın aklındaki ile onun sözcülerin ifade ettikleri birbirinden farklıdır. Sayın Başbakan'a bu cümlesini düzeltmesini öneriyorum, Uzlaşma Komisyonuna saygı göstersin.''
(MLT-KUD)