26 Nisan 2012 Perşembe Viagra çok çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm atanmış zaten karar verin. Biz pazar geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen birkaç dakika beklemek zorunda.
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----- 0 -----
BAŞKAN ? Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100?üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır.
Görüşmelere başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri, Hükûmet adına Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu?nun bölgemizdeki gelişmeler ve Suriye hakkında İç Tüzük?ün 59?uncu maddesine göre gündem dışı söz talebi vardır, gündeme geçmeden önce bu talebi yerine getireceğim.
Sayın Bakanın açıklamasından sonra istemleri hâlinde siyasi parti gruplarına ve grubu bulunmayan milletvekillerine söz vereceğim. ?
Sayın Bakan, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
?
BAŞKAN ? ?Grubu bulunmayan milletvekillerinden birine de beş dakikayı geçmemek üzere söz verilir.?
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
?
BAŞKAN ? Hayır, sataşma olmuş olsaydı ben size? Yerinizden sisteme girdiniz, sordum efendim ?Ne için söz istiyorsunuz?? diye.
?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan?
?
BAŞKAN ? Bu, usul değil Sayın Serindağ, lütfen yerinize oturun. Sayın Hamzaçebi?yi dinleyeceğiz.
Buyurun efendim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; efendim, önemli bir konuyu görüşüyoruz. Hükûmetin Suriye?ye ilişkin dış politikasına yönelik olarak Sayın Bakan bilgi verdiler, siyasi parti grupları görüşlerini açıkladılar.
İç Tüzük?ün bütün hükümlerini katı bir şekilde uygulamıyorsunuz. Örneğin, gruplar arasında varılan bir mutabakat olması nedeniyle grupların onar dakikalık söz süresini on beşer dakika olarak uyguladınız, doğru bir şey yaptınız.
Yine, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubundan bir arkadaşımıza sataşma olmadığı hâlde sataşma gerekçesiyle söz istediği için söz verdiniz. Gerçekte sataşma nedir? Kürsüde konuşan hatip, bir milletvekilimizi kastederek onun söylediğinin, yaptığının farklı anlama gelecek şekilde bir ifadesini ortaya koyarsa verirsiniz. Bir anlayışla o arkadaşımıza da söz verdiniz, bu da gayet doğaldır. Arkadaşımız kürsüye çıktı, görüşlerini açıkladı. Şimdi, bu kadar önemli bir konuda Sayın Ali Serindağ yerinden bir söz talep ediyor efendim. Bunu da İç Tüzük?ün 59?uncu maddesi, 60?ıncı maddesi? O konuda bir tedahül vardır biliyorsunuz, o bir tartışma konusudur. Kendisine de bugünkü tolerans çerçevesinde bir söz vermenizin uygun olacağını düşünüyorum.
BAŞKAN ? Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
?
BAŞKAN ? Teşekkür ediyorum Sayın Önder.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan?
BAŞKAN ? Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Şimdi, Sayın Önder, zaman zaman kürsüye çıkıyor, konuşmalar yapıyor, kendisini çok zaman zevkle izliyorum ama biraz önceki konuşmasına katılmadığımı, Atatürk?ün ?Yurtta sulh cihanda sulh? cümlesini, asıl amacından başka bir alana taşıdığını, kopardığını ifade etmeliyim.
Türkiye Cumhuriyeti ve onun kurucusu Büyük Atatürk, Misakımillî?yi ulusumuzun önüne bir hedef olarak koymuştur. Ulaşılması gereken bu hedef için Kurtuluş Savaşı verilmiştir. Ancak elbette ki savaşın, mücadelenin kendi şartları vardır. Kurtuluş Savaşı?nın, kurtuluş mücadelesinin kendi şartları vardır, dengeleri vardır. Büyük bir mücadele vermiş bir ulusun tarihinden söz ediyoruz. Birinci Dünya Savaşı?ndan çıkmışız, dört yıl süreyle imparatorluğun her tarafında, bütün cephelerinde savaşmış bir millet var. Buradan Kurtuluş Savaşı?na geçmişiz. Dört yıl süren, dört yıl süren büyük bir mücadele söz konusu. Dört yıl süren büyük bir mücadelenin sonrasında -Misakımillî?yi Sayın Önder eğer tartışma konusu yapmak istiyorsa tabii ki tartışılabilir- yani neden o hedeflere ulaşmadık, neden o hedeflerden vazgeçtiğini sorgulamak istiyorsa, asıl bugünkü Türkiye?de bu sorgulanmak isteniyorsa belki emperyal yaklaşım budur. O günkü şartlarda cumhuriyetin kadroları, Atatürk ve onun arkadaşları hedefi öyle belirlemiştir ve ?Yurtta sulh, cihanda sulh? ilkesini de cumhuriyetin temel politikası olarak koymuştur.
Görüyorum ki bugün Hükûmet, onun sözcüleri, iktidar partisi sözcüleri onu asıl anlamından koparsa da o cümleye yaslanma ihtiyacını duymaktadır. Keşke bu gerçekten Türkiye Cumhuriyeti?nin, bugünkü hükûmetlerin, bugünkü Hükûmetimizin samimi dış politikasının referans noktası olabilseydi.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN ? Teşekkür ediyorum.
?
BAŞKAN ? Teşekkür ediyorum Sayın Bakan. (MHP sıralarından gürültüler)
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi Grubu sözcüsü Sayın Önder benim açıklamalarım üzerine yapmış olduğu konuşmada? (MHP sıralarından gürültüler)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) ? Sayın Bakan, Obama?dan izin almadan konuşma burada!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Arkadaşlar, izin verir misiniz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) ? Türkiye?yi satıyorsun, pazarlıyorsun!
OKTAY VURAL (İzmir) ? ?? ??(*)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Vural, izin verir misiniz efendim.
Sayın Önder yapmış olduğu konuşmada, benim konuyu anlamadığımı ifade etti. Ben Sayın Önder?e şunu tavsiye ediyorum: Tarih bir köşe yazısıyla, bir makaleyle öğrenilebilecek bir kavram değildir. Sayın Önder?e daha geniş kitapları okumasını, onlardan yararlanmasını öneriyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN ? Teşekkür ediyorum.
?
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.48
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN ? Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100?üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Gündemin ?Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler? kısmına geçiyoruz.
?
3?üncü sırada yer alan, Manisa Milletvekili Uğur Aydemir ve 21 Milletvekilinin; Bazı Kanunlar ile Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ve 10 Milletvekilinin; Şanlıurfa Milletvekili Abdulkerim Gök ve Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun ile 5 Milletvekilinin; Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve 8 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu?nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
?
BAŞKAN ? Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Dünkü birleşimde teklifin 10?uncu maddesi üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştı.
Soru? Yok.
Soru-cevap işlemi de tamamlanmıştır.
Şimdi, madde üzerinde üç adet önerge vardır, önergeleri geliş sırasına göre okutup aykırılıklarına göre işleme alacağım.
?
BAŞKAN ? Son okunan önerge?
?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan, Hükûmet ?Katılıyoruz.? mu dedi, ?Katılmıyoruz.? mu dedi, duyamadık.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) ? Katılıyoruz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Ha, katılıyorsunuz.
?
BAŞKAN ? Değerlendirme yapıldı efendim, evet.
Önergeyi oylarınıza sunacağım?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Bir de, efendim, ilk kez bir şeye tanık oluyoruz, Komisyon ?Katılmıyoruz? diyor, Hükûmet tabii ki katılabilir takdiridir, o anlamda herhangi bir yorumum yok tabii ama. Komisyonun katılmama gerekçesini öğrenebilir miyiz?
BAŞKAN ? Komisyon da zannediyorum biraz?
?
BAŞKAN ? Arayalım efendim, arayalım.
Kabul etmeyenler? Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.55
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN ? Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100?üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
?
BAŞKAN ? Teşekkür ediyorum.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler? Kabul etmeyenler? Madde kabul edilmiştir.
12?nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 12- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN ? Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Akif Hamzaçebi, İstanbul Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Sizi saygıyla selamlıyorum. Madde vesilesiyle teklifin tümüne yönelik olarak kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum.
Dün de bu kürsüde ifade ettiğim gibi, teklif BDDK ve TMSF konularında çeşitli düzenlemeler yapmaktadır. Düzenleyici ve denetleyici kurumların hem hükûmetten hem de denetledikleri sektörlerden uzak bir şekilde konumlandırılması, hükûmetin ve sektörün etkilerinden uzak kalması ana ilkedir. Dolayısıyla, yapılacak bütün düzenlemeler bunu sağlayacak şekilde olmalıdır. Bağımsızlığın çeşitli unsurları vardır ama AKP?nin son çıkarmış olduğu kanun hükmünde kararnamelerden birisiyle ?bu kurumlarda ilgili bakanlıkların denetimi? şeklinde bir düzenleme yapılmak suretiyle kurumların bağımsızlığı yok edilmiştir.
Yine, bu kurumlarda bağımsızlığı sağlamanın ikinci yolu, kurumların başkan ve üyelerinin bir dönem için seçilmeleridir. Bunu bu kurumların hâlen başkan ve üyelik görevlerinde bulunan arkadaşlar için söylemiyorum. O arkadaşlarımız çok değerli, çok nitelikli arkadaşlar olabilirler -tanıdığımız arkadaşlarımız var- vasıflarından, iş ahlakından herhangi bir endişem yoktur. Ancak eğer 2 kez seçilme olur ise, bu tip bir kurumun, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkan ve üyeleri 2 kez seçilir ise, ister istemez, 2?nci kez seçilme yönündeki bir kaygı bu kurumların başkan ve üyelerinin tarafsızlığına gölge düşürecektir. Ben, görevdeki arkadaşlarımızın hiç birisi için böyle bir kaygıyla görevlerini farklı şekilde icra edeceklerdir şeklinde bir düşünceyi ima etmek istemiyorum, ama teorik olarak bu böyledir. Bu tip düzenlemeleri yapan ülkelerde bu kurumların başkan ve üyeleri birer kez seçilirler. Örneğin, Parlamentonun seçtiği cumhurbaşkanında da, cumhurbaşkanının tarafsızlığını sağlamak için, bizim ülkemizdeki model cumhurbaşkanının bir kez seçilmesi üzerine kuruluydu, çünkü ikinci kez seçilirse, böyle bir imkân olursa, ister istemez güç sahibi olan siyasi partiyle ilişkilerini iyi tutmak suretiyle bir kez daha seçilmek kaygısı onun tarafsızlığına gölge düşürecektir.
Türk Ticaret Kanunu?nun 401?inci maddesine ilişkin olarak dün burada ifade ettiğim tereddüdü Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan yazılı olarak cevaplandıracağını ifade etti, bu konuda Sayın Ali Babacan?ın yazılı cevabını beklediğimi ifade ediyorum tekrar. Çünkü, bu teklifin komisyon metninde yer alan Türk Ticaret Kanunu?ndaki 401?inci maddedeki bir yıllık sürenin 2/7/2012 tarihi olarak uzatılması yönündeki düzenleme, Genel Kurulda kabul edilen bir önergeyle değiştirildi. Yanlış olan, komisyon metninde yer alan 2 Temmuz 2012 tarihiydi. Ona rağmen, bütün tasarıların, tekliflerin ayrıntılarıyla, her yönüyle incelendiği yer olan komisyonda bu tarihin 2/7/2012 olarak belirlenmesinin nedenini gerçekten Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak merak ediyoruz.
Biraz önce kabul edilen bir önergeyle, özelleştirme uygulamalarına yönelik olarak bir düzenleme yapıldı. Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Canikli burada açıklamalar yaptı. Önerge okundu, önergeyi dinledik. Önerge, bir kere teklifte yer alan maddeyle doğrudan ilgisi olmayan bir başka konuyu düzenliyor. Özelleştirme uygulamaları nedeniyle, özelleştirilen işletmelerin, şirketlerin devredilmesi ve devrin bütün sonuçlarıyla gerçekleşmesinden sonra ortaya çıkan yargı kararları nedeniyle eğer o işletmede geri dönülemeyecek bir durum var ise böyle bir durumda hangi işlemin yapılacağı konusunda karar vermeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınıyor. Anayasa?mızın 138?inci maddesinin dördüncü fıkrası gayet açıktır: Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarının uygulanmasını hiçbir şekilde geciktiremez ve değiştiremez.
Çeşitli özelleştirme işlemlerinde özelleştirme sonrasında özelleştirme bedelini de aşan ölçüde yatırımlar yapılmış olabilir. Geri dönülmesi imkânsız olan durumlar olabilir ama bütün bunların öncelikle ilgili komisyonda ayrıntılarıyla görüşülüp oradaki üyelerimizin ikna olması ve onun üzerine bir düzenlemenin Genel Kurulda görüşülmesi gerekir. Bu konuda böyle bir yöntem benimsenmemiştir, bunu doğru bulmuyorum.
Şimdi, bir dönem -hatırlayacaksınız- Türkiye?de çok tartıştığımız TÜPRAŞ?ın yüzde 14,76?lık hissesinin özelleştirilmesi vardır, değerli milletvekilleri hatırlayacaksınız. Bu özelleştirme nedeniyle Hazinenin yaklaşık 400 milyon dolar civarında bir zararı söz konusudur. Buna ilişkin yargı, iptal kararı vermiştir. İptal kararı sonrasında bu kararın nasıl uygulandığı bir meçhul olarak kalmıştır. Hisseleri alan şirket bunları borsada bir başka şekilde satmıştır, elden çıkarmıştır.
Peki, şunu merak ediyorum, gerçekten de öğrenmek istiyoruz: 400 milyon dolarlık Hazine zararı, TÜPRAŞ?ın yüzde 14,76?lık hissesinin satışından kaynaklanan zarar ne olmuştur? Yargı, özelleştirmenin iptaline karar vermiş ise bu kararın bir şekilde gereğinin yerine getirilmesi gerekir. Eğer, bu kararın gereği yerine getirilemiyor ise hukuki imkânsızlık var ise veya bu konuda yargı kararları var ise -bilemiyorum- bir şekilde içtihatlar, yargı bunu bir çözüme ulaştırıyor olması gerekir yani hukuki ve fiilî imkânsızlık durumunu yargı bir şekilde karara bağlıyor olmalıdır. Öyle olduğu hâlde ilave bir yasal düzenleme ihtiyacının doğmuş olmasının nedenini ben anlayabilmiş değilim.
Sayın Canikli burada önceki hükûmetler döneminde bu konuda Bakanlar Kurulu kararı çıkarıldığını söylüyor. Olabilir, çıkarılmış olabilir ama Bakanlar Kurulu kararı idari yargının denetimine açık olan bir işlemdir yani o hükûmet, önceki hükûmetler, Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetleri öncesindeki hükûmetler karar almış olabilir bu tip benzer konularda. Bu karar yargı denetimine açık bir karardır çünkü ortada bir yasa yoktu ama şimdi ortada bir yasa var. Eğer gerçekten bu işletmeleri alan yatırımcılar burada ciddi yatırımlar yapmışsalar -yapmış da olabilirler- bunlar ortaya konulur gerekçeleriyle, Plan ve Bütçe Komisyonunda tartışılır, orada Hükûmet tasarısı olarak görüşülür veya o tasarıya Komisyon üyeleri bir teklifle bunu koyabilirler, tartışılır, bir mahzuru yoksa buraya da gelebilirdi ama böyle bir yöntem benimsenmeksizin ve yargıya açık bir Bakanlar Kurulu kararı yöntemi de kullanılmaksızın sorunu doğrudan yasal düzenlemeyle çözmeyi doğru bulmuyorum. Bunları ifade etme ihtiyacı duydum.
Tasarının olumlu bulduğumuz bazı maddeleri de var. Örneğin tabii afetler nedeniyle zarar gören çiftçilerin borçlarının ertelenmesine yönelik olarak herhangi bir şekilde kendilerinden bir faiz alınmaksızın bu tip düzenlemeleri de olumlu buluyoruz.
Bunu da ifade ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN ? Teşekkür ediyorum.
?
BAŞKAN ? Teşekkür ediyorum.
Başka söz talebi yok ancak Sayın Hamzaçebi?nin söz talebi var, buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) ? Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; TÜPRAŞ?ın yüzde 14,76?lık hissesine ilişkin olarak yargının iptal kararı sonrasında hangi işlemler yapılmıştır? Yani bu zararın -ki ben 400 milyon dolar düzeyinde olduğunu ifade ettim, daha farklı bir rakam da söz konusu olabilir- tazmini konusunda neler yapılmıştır? Zarar tazmin edilememiş midir? Eğer bu zarar, özelleştirme iptali sonrasında ilgili hisseler geri alınamadı ise bu zararın bir sorumlusunun olması gerekir, siyasi sorumlusunun olması gerekir, varsa bürokratik sorumlusunun olması gerekir. Bir şekilde bir görevli hakkında yargının işlem yapması gerekir. Yani yapılan düzenleme, şimdi burada geçen bu düzenleme bunu da mı ortadan kaldırmaktadır ve 14,76?lık TÜPRAŞ hissesinin satışından kaynaklanan hazine zararı konusunda hangi işlemler yapılmıştır? Sorumlu kimdir? Bu düzenleme onu etkilemekte midir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN ? Teşekkür ediyorum.
?