Viagra çok çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm bulmak zaten karar verin. Biz alışveriş merkezi geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen üç gün beklemek zorunda.
-"Milli Eğitim Bakanı'nın cümleleri fantezidir, dershaneler kapanmayacak, kapanamayacaktır"
- "Meclis Başkanı, bu konuda görev üstlensin, tüm partileri ikna edecek şekilde bir araya getirsin ve bu sorunu çözelim. Yeni yasama yılının başlangıcında tutuklu 8 milletvekilinin parlamentoda olmasını sağlayalım"
04.07.2013
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyerek, gündemdeki konuları değerlendirdi.
Anayasa Mahkemesi'nin, uzun tutukluluk ve uzun yargılamayla ilgili verdiği ihlal kararına işaret eden Hamzaçebi, bu kararın önemli olduğunu, yargıya ışık tutması gerektiğini söyledi.
Karar henüz yayımlanmadığı için sağlıklı değerlendirme imkanının bulunmadığını belirten Hamzaçebi, ancak karar başlığının, başlı başına bir değerlendirme konusu olabilecek derecede önemli olduğunu kaydetti.
Hamzaçebi, Türkiye'de uzun tutukluluğun, adil yargılanma hakkını ihlal eden bir uygulama olarak sürdüğünü vurguladı. Uzun tutukluluk süresinin, evrensel insan hakkı olan adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini dile getiren Hamzaçebi, "Bu iki nedenden kaynaklanıyor; birincisi yasalarla tutukluluk konusunda getirilen süreler, adil yargılanma hakkını ihlal edecek derecede uzundur. İkincisi, yargıçların, yargının bu konudaki tutumu adil yargılanma hakkını ihlal edecek niteliktedir" dedi.
Yasalara göre ağır ceza mahkemesinde görülen bir davada tutukluluk süresinin 5 yıla kadar uzayabildiğini anımsatan Hamzaçebi, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına alınan özel yetkili mahkemelerin uygulamasında ise bu sürenin 10 yıla çıktığını kaydetti.
Hamzaçebi, 5-10 yıllık tutukluluk sürelerini, AB standartlarına getirmek gerektiğini dile getirerek, 5 yıllık süreyi en fazla 3 yıl, 10 yıllık süreyi de en fazla 6 yıl olabilecek şekilde bir düzenme yapmak gerektiğini söyledi. Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aksi halde konu yargıçların takdirinde olduğu için ve bu takdiri genellikle -daha çok özel yetkili mahkeme uygulamalarını kast edediyorum- 5 ve 10 yıl şeklinde kullandığı için uzun tutukluluk halen Türkiye'de adil yargılanma hakkını ihlal eden bir uygulama olarak devam ediyor.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, uzun tutukluluk mağduru olan seçilmiş 8 milletvekilini kast ederek onların da TBMM'de olması gerekir yönünde değerlendirme yaptı. Sayın Meclis Başkanı'na bu değerlendirmesi için teşekkür ediyorum. Önerim; gelin bu değerlendirme sadece medyada kalmasın, bu değerlendirmenin gereğini TBMM olarak yapalım, Sayın Meclis Başkanı bu konuda görev, rol üstlensin, tüm partileri ikna edecek şekilde bir araya getirsin ve bu sorunu çözelim. Yani TBMM yeni yasama yılına bu sorunu çözmüş olarak başlasın veya yeni yasama yılının başlangıcında tutuklu milletvekili sorununu çözerek 8 milletvekilinin parlamentoda olmasını sağlayalım. TBMM Başkanı bu konuda bir irade koyarsa, herkesin bu irade çerçevesinde birleşebileceğini düşünüyorum."
"4+4+4 SİSTEMİ İFLAS ETMİŞTİR"
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Dersanelerin kapatılacak olmasını ve SBS'nin kaldırılacak olmasını da değerlendirdi. 4+4+4 eğitim sistemini hatırlatan Hamzaçebi şöyle konuştu:
"Şu ortaya çıkmıştır ki, 4+4+4 sisteminin 1 yıllık uygulama sonucu bu sistemin başarısız olduğunu ortaya koymuştur. 4+4+4 sistemi iflas etmiştir. Okula başlayan çocuklarımızın, önemli bir bölümü yani 60 aylıktan itibaren okula başlamış olan çocuklarımızın önemli bir bölümü Nisan ayı geldiği halde okuma yazmayı sökememişti, öğrenememişti. Yine bu çocukların önemli bir bölümü okullardaki ders saatlerinin uzunluğuna katlanamamıştı. Bu çocuklarda çok büyük psikolojik sorunlara yol açtı. Bu çocuklarımız yine derslerde yaşının gereği olarak tuvaletini altına kaçırmıştır. Hala bu sistemde ısrar etmek, vazgeçilmez olarak kabul etmek önemli bir sorundur. Milli Eğitim Bakanı'nın 4+4+4 sistemini değiştirmesini ve bundan vazgeçmesi çağrısında bulunuyorum."
-"MİLLİ EĞİTİM BAKANI'NIN CÜMLELERİ DE BİR FANTEZİDİR"
- Milli Eğitim Bakanı'nın dershanelerin kapanacağına yönelik bir açıklama yaptığını hatırlatan Hamzaçebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bunu ilk olarak 28 Nisan 2010'da söylediğini kaydetti. Aradan geçen bu süreye rağmen dershanelerin kapanmadığını dile getiren Hamzaçebi, AKP Hükümetleri döneminde dershane sayılarının olağanüstü arttığını ifade etti.
Hamzaçebi, şöyle devam etti:
"Devlet, bütün gençlere, öğrencilere nitelikli, kaliteli eğitim veremiyorsa, öğrenciler, hayat yarışında devlet okullarına gittiği için geride başlıyorsa, doğal olarak veliler, bu yarışta öne çıkmasını sağlamak için çocuklarını dershanelere gönderiyor. Eğitim sisteminin bu eksikliği giderilmeden, tüm öğrenciler en iyi eğitimi alma olanağına kavuşmadan dershaneleri kapatacağız söylemi bir fanteziden ibaret kalır. Sayın Milli Eğitim Bakanı'nın cümleleri fantezidir, dershaneler kapanmayacak, kapanamayacaktır. Bunların bir bölümünü okula dönüştüreceğiz diyorlar, olabilir. Ama önemli bir bölümünün okula dönüşme olanağı yoktur. Yasayla kapattım derseniz, dershaneler merdiven altına kayar veya özel öğretmen uygulamaları başlar. AKP Hükümeti'nin eğitim konusunda öğrencilere verdiği bir şey yoktur. Sistem, sürekli yazboz tahtasına dönüşmüştür. SBS'yi kaldıracağını söylüyor Sayın Bakan ama araya küçük SBS'cikler ekliyor. Tek SBS yerine, yıl içinde merkezi sistemle yapılan bir çok sınavı getiriyor. SBS yerine, SBS'cikler geliyor, hiçbir öğrenci, veli sevinmesin."
"DARBEDEN ÇÖZÜM BEKLEMEK DOĞRU DEĞİLDİR"
Bir basın mensubunun, "Mısır'da ordunun darbe yapmasına ne diyorsunuz?" sorusuna Hamzaçebi, " Mısır'da iyi, kötü zaman zaman darbelerle kesintiye uğramış olsa da işleyen bir demokrasi vardır. Demokrasiye yapılan bütün müdahaleler yanlıştır. Son yapılan askeri müdahale demokrasi dışı bir müdahaledir. Demokrasi dışı müdahaleden, darbeden çözüm çıkarmak, çözüm beklemek doğru değildir. Darbe hangi şekilde olursa olsun hangi ülkede yapılırsa yapılsın yanlıştır. Darbeler hiçbir ülkeye hiçbir topluma çözüm getirmez. Mısır Tahrir Meydanı'ndan daha demokratik bir çözüm çıkartma olanağına sahipti maalesef darbeyle bu olanak ortadan kaldırılmıştır" yanıtını verdi.
-"AKP'NİN BAŞKANLIK SİSTEMİ YÖNÜNDEKİ ISRARI NEDENİYLE KİLİTLENMİŞTİR"-
"Anayasa Uzlaşma Komisyonu Meclis Başkanı başkanlığında toplanacak, nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?" sorusuna Hamzaçebi, şöyle dedi:
"Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda Adalet ve Kalkınma Partisi bugüne kadar uzlaşmayı değil, kendi dediklerini dayatan bir anlayış ile çalışmıştır. Anayasa Uzlaşma Komisyonunun yasama ve yürütme bölümlerine ilişkin yapacağı çalışmalar AKP'nin başkanlık sistemi yönündeki ısrarı nedeniyle kilitlenmiştir. Bu tavır nedeniyle yaklaşık 40 madde Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda görüşülemiyor. Böyle olduğu halde kamuoyunun karşısına çıkıp "Anayasa Uzlaşma Komisyonu ilerleme sağlayamıyor, çalışamıyor' demeyi milletimizin takdirine bırakıyorum. Komisyonu kilitleyen AKP'nin kendisidir. Başkanlık sistemi ısrarından vazgeçmemek "ben 4 partinin mutabakatıyla bir anayasa çıkmasını istemiyorum demektir. Benim aklımda başkanlık sistemi dışında bir şey yok' demektir. Sayın Meclis Başkanı'nın çalışmaları sonlandırmak gibi bir yetkisi bulunmamaktadır. Ama partilerden birisi bu çalışmadan ben çekiliyorum derse komisyon kendiliğinden dağılır ve çalışma sona erer. CHP olarak böyle bir şey düşünmüyoruz ama Adalet ve Kalkınma Partisi "ben Anayasa Uzlaşma Komisyonundan çekiliyorum' açıklamasını yaparsa komisyon çalışmaları kendiliğinden sona erer.
Meclis tatile girip, tatil sona erdikten sonra 1 Ekim'de TBMM açıldıktan sonra Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarına devam edebilir. Adalet ve Kalkınma Partisi başkanlık sistemi ısrarını bir kenara bırakmalı ki bu çalışmalar ilerleyebilsin."