CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi: - "Uzun tutukluluğun insan hakkı ihlali olduğunun, Anayasa Mahkemesi'nce tespit edilmesi önemli? Hamzaçebi, partisine mensup bir grup milletvekiliyle birlikte TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Uzun tutukluluğun bir insan hakkı ihlali olduğunun altını çizen Hamzaçebi, bunun, Anayasa Mahkemesi'nce tespit edilmesinin önemine işaret etti. Mahkemenin, uzun tutukluluk nedeniyle milletvekillerinin seçilme hakkının ihlal edildiğine, bu nedenle milletvekillerinin yasama görevini yapamadığına da karar verdiğini anımsatan Hamzaçebi, bunun, millet iradesinin her şeyin üzerinde olduğu şeklindeki demokratik anlayışın, mahkeme kararına yansıması olduğunu söyledi. -"ADİL YARGILANMA İLKESİNİN GEREĞİ" Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsan hakkı ihlali nedeniyle ilgili mahkemeye düşen görev, bu kararın gereğini yerine getirmek ve Balbay başta olmak üzere, tüm tutuklu milletvekilleriyle ilgili durumu değerlendirerek, milletvekillerinin serbest bırakılmasına ilişkin kararları almaktır. Beklentimiz budur. Bu süreci izlemek üzere, CHP grubu olarak bir komisyon oluşturuyoruz. Bu komisyon, Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca mahkemelerdeki süreci inceleyecektir. Temennimiz şudur: Anayasa Mahkemesi kararı, dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Gerekçeli kararın yayınlanması beklenebilir ancak bu karar, yeteri kadar açıktır. Uzun tutukluluk halinin Anayasanın 19. maddesinin 7. fıkrasına ve seçilme hakkını düzenleyen 67. maddesinin 1. fıkrasına aykırı olduğu açık bir şekilde tespit edilmiştir. Karar, Resmi Gazete'de yayımlanarak, tüm toplumun, yargının ve mahkemelerin bilgisine girmiştir. Artık herkesin bildiği konuda mahkemelerin herhangi bir gecikmeye meydan vermeden, konuyu süratle değerlendirerek karara bağlaması ve milletvekillerinin tutukluluk halini sonlandırması gerekir. Bu Anayasa ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan adil yargılanma ilkesinin bir gereğidir. Bunu, kimse bekletmemelidir." "AKP ile tutuklu milletvekilleri konusunda bir görüşmeniz olacak mı?" sorusuna Hamzaçebi, "Artık konu yargıda. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı uyarınca yargı tutuklu milletvekilleriyle ilgili gerekli değerlendirmeyi yapıp onların serbest bırakılmasına ilişkin kararı alacaktır. Anayasa Mahkemesi kararı bunu emrediyor. Burada sadece sorun Sayın Engin Alan konusundadır. Sayın Engin Alan hükümlü olduğu için artık bu karar Sayın Engin Alan'ı kapsamına almıyor ama gönlümüz Sayın Engin Alan'ın millet iradesine uygun bir şekilde parlamentoda görev yapmasıdır, bu konuda CHP'ye düşen bir görev varsa biz bu görevi yapmaya hazırız" yanıtını verdi. Anayasa Mahkemesi'nin Balbay ile ilgili kararında 5 bin lira tazminat ödenmesine hükmettiğine dikkati çeken Hamzaçebi, bu kararın talep üzerine verildiğini, Haberal'ın ise bu yönde bir talebinin olmadığını söyledi. Hamzaçebi, 5 bin lira tazminat kararı vererek yargının kurtulmasının mümkün olmadığını belirtti. ?SAYIŞTAY BU RAPORLARI TBMM'YE GÖNDERMEMİŞTİR"- Hamzaçebi, Sayıştay'ın, kamu kurumlarının hem mali tablolarını hem de harcama belgelerini denetlediğine işaret ederek, Sayıştay tarafından TBMM'ye gönderilmesi zorunlu bu raporların TBMM'ye gönderilmediğini kaydetti. Hamzaçebi, "Sayıştay yönetimi, bu raporlara müdahale ederek, söz konusu denetim raporlarındaki usulsüzlüklere ilişkin bilgileri, yolsuzluk tespitlerine ilişkin bilgileri TBMM'ye gönderilecek rapordan çıkarmıştır. Sonuçta 7 sayfalık, rapor denilemeyecek belgeyi düzenlemişlerdir. Hükümet, tüm üyelerini kendisinin atadığı Rapor Değerlendirme Kurulu vasıtasıyla TBMM'ye gelen raporlardan, usulsüzlük ve yolsuzluk tespitlerine ilişkin denetim bulgularını çıkardı.?diye konuştu. -"Çağrıda bulunuyorum" Bütçe görüşmelerinin başlayacağı 10 Aralık'a kadar sürelerinin bulunduğunu belirten Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü: -CHP, "BİN 800 ÖNERGE" VERECEK- -DERSHANELER- Hamzaçebi, dershanelerin, bu sistemde kalması görüşünde olmadıklarını belirterek, şöyle devam etti: -"İMZASINI ATMIŞ, HİÇ KONUŞMUYOR" TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, "2004'te AKP adeta denetimli serbestlik altındaydı, 'bunları kendi haline bırakmayalım' diyorlardı" yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine Hamzaçebi, şunları kaydetti: Bu arada, CHP'nin, TBMM Genel Kurulu'ndaki bütçe görüşmeleri sırasında vereceği bütçe aktarımlarına ilişkin bin 800 önerge de basın mensuplarına gösterildi. Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm bulmak zaten karar verin. Biz alışveriş merkezi geldi ve sevdim aldım. hemen kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen birkaç saat beklemek zorunda.
-"İnsan hakkı ihlali nedeniyle ilgili mahkemeye düşen görev, bu kararın gereğini yerine getirmek ve Balbay başta olmak üzere, tüm tutuklu milletvekilleriyle ilgili durumu değerlendirerek, milletvekillerinin serbest bırakılmasına ilişkin kararları almaktır"
-? Denetim bulgularını içeren raporlar, TBMM'ye gönderilmelidir.?
5 Aralık 2013
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi'nin CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın tutukluluğunu "hak ihlali" saymasına ilişkin kararını, "Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı uyarınca yargı tutuklu milletvekilleriyle ilgili gerekli değerlendirmeyi yapıp onların serbest bırakılmasına ilişkin kararı alacaktır. Anayasa Mahkemesi kararı bunu emrediyor" diye değerlendirdi.
Mahkemenin, çok doğru bir karar verdiğini ifade eden Hamzaçebi, Balbay ve Haberal'ın başvurusu uyarınca uzun tutukluluk süresinin AİHM ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan adil yargılanma ilkesine aykırılığını vurguladı. Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasanın 19. maddesi 7. fıkrasıyla güvence altına alınan uzun tutukluluğun olamayacağı ilkesine aykırı bulduğunu belirtti.
2014 Yılı Bütçe Kanun Tasarısının görüşmelerinin 10 Aralık tarihinde Genel Kurul'da başlayacağına işaret eden Hamzaçebi, "Bütün demokrasiler, bütçe hakkı üzerinde yükselir. Bütün demokrasilerde devletin yapacağı harcamaların kapsamı ve büyüklüğü ile bu harcamaların finansmanını oluşturmak üzere milletin ödeyeceği vergilere millet karar verir. Bu bütçe hakkıdır. Millet bu hakkını temsilcileri aracılığıyla kullanır. Türkiye'de Sayıştay milletin bütçe hakkının hükümetler tarafından iyi kullanılıp kullanılmadığını denetlemekle görevli bir kurumdur. Bu denetim sonuçları raporlar halinde TBMM'ye sunulmak zorundadır. Demokrasinin özü budur. Bu rapor yoksa, bu denetimler yapılamıyorsa veya denetim sonuçları parlamentodan gizleniyorsa, millet denetim sonuçlarını bilmiyorsa milletin bütçe hakkı, hükümet tarafından elinden alınmış demektir. Bu, 'hesap vermeyeceğim' diyen bir anlayışın sonucudur. Türkiye, hesap vermeyen, milletin bütçe hakkına saygısızlık gösteren iktidarla karşı karşıyadır." dedi.
-"Yolsuzluk tespitlerine ilişkin denetim bulgularını çıkardı"
Adalet Bakanlığı'nın Sayıştay denetim raporunu gösteren Hamzaçebi, bu raporun 7 sayfadan oluştuğunu ifade etti. Hamzaçebi, raporun denetim görüşünde, "İlgili kurum tarafından bize gerekli mali tablolar ve belgeler verilmediğinden bu denetimi yapamadık" denildiğini vurguladı. Hamzaçebi, bu tabloları, ilgili kurumların Sayıştay'a vermek zorunda olduğunu belirtti.
Hamzaçebi, ilgili kurum ve bakanlıkların, harcama belgelerinin Sayıştay denetçileri tarafından denetlendiğini anımsatarak, düzenlenen raporlarda çeşitli usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarının bulunduğunu kaydetti. Hamzaçebi, tespit edilen usulsüzlüklerin, TBMM'den gizlenmesinin düşünülemeyeceğini dile getirdi.
"Hükümet, Sayıştay ve Sayın TBMM Başkanı'na çağrıda bulunuyorum. Denetim bulgularını içeren raporlar, TBMM'ye gönderilmelidir. Sayın Meclis Başkanı her konuda konuşuyor, demeç veriyor, asıl konuşması gereken konularda değerlendirme yapmıyor. Bizden aldığı yazıları Sayıştay Başkanlığı'na, oradan aldığı yazıyı bize intikal ettiriyor. Meclis Başkanı'nın böyle bir görevi yok. Sayıştay'a doğrudan da yazabiliriz. Sayın Cemil Çiçek, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nu dağıtma konusunda gösterdiği titizliği, hassasiyeti biraz da Sayıştay raporları konusunda göstersin. Bu onun sorumluluğudur. Hükümet, Meclis Başkanı ve Sayıştay'dan salı gününe kadar bu raporları TBMM'ye göndermesini istiyoruz. Bu işin peşini bırakmayacağız, oldubittiyi kabul etmiyoruz, bütçe görüşmelerinde milletimize anlatacağız. Bu raporsa, ben şimendiferim."
Bir basın mensubunun, "Raporlar gelmez ise ne yapacaksınız?" sorusuna Hamzaçebi, "Salı gününe kadar zaman var. Bu eksiklik tamamlanabilir düşüncesindeyiz. Ama raporlar gelmez ise CHP olarak bütçe sürecinde bu raporların gelmeyişinin nedenlerini önergelerimizle, grup önerilerimizle tüm parlamentoya tüm topluma anlatacağız" yanıtını verdi.
"2005 yılında verdiğiniz bir Meclis araştırmasının ardından bugün dershaneleri savunduğunuz yönünde bir haber var, ne diyorsunuz?" sorusuna Hamzaçebi, "Bizim önergemizde herhangi bir sorun yok. Dershaneyi savunmak, savunmamak meselesi değildir bu.? dedi.
Hamzaçebi, milli eğitim sisteminin, herkese fırsat eşitliğini sağlaması gerektiğini, bütün öğrencilerin nitelikli eğitim alma hakkına sahip olduğunu kaydetti. Hamzaçebi, bu hakkın, milli eğitim sistemi tarafından sağlanamadığı için öğrencilerin, eksikliklerini gidermek üzere dershaneye gittiğini kaydetti.
"Ama eğitim sisteminde fırsat eşitliğini sağlamadan 'bunları kapatıyorum' derseniz, sorunu çözmezsiniz. Bunun nedeni teknik neden değildir, 'eğitimde fırsat eşitliğini sağladım, kapatıyorum' diyen hükümet yoktur. Neden tamamen siyasidir. '2 yıllık süre içinde dershaneler özel okula dönüşecek' deniliyor. Bu, sorunu bilmemek, gerçeği halkın gözünden gizlemeye çalışmaktır. Sorun dershane sahiplerinin sorunu mu? Dershane işletmecilerinin sorununu çözünce Türkiye'de eğitimde fırsat eşitliğini sağlamış mı oluyorsunuz, hayır. Sorun öğrencilerin sorunudur. "
"Sayın Çiçek, takiyye yaptık demek istiyor, öyle anlaşılıyor. Sayın Çiçek, sık sık hükümetle ilgili konularda demeç verme ihtiyacını duyuyor. Sayın Çiçek, bu sizin göreviniz değil, sizin o zaman hükümette olmanız, illa demeç vermenizi gerektirmiyor. Asıl konuşması gereken Sayın Başbakan. İmzasını atmış, hiç konuşmuyor. Onun yerine başkaları konuşuyor, Sayın Çiçek konuşuyor. Aynen Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nu dağıtma işinde olduğu gibi. Sayın Başbakan, bu komisyonu dağıtmak istiyor görevi Sayın Çiçek üstlenmiş durumda. 28 Şubat sürecinde, Türkiye 2004'deki dönemden daha sıkı bir döneme sahipti. O dönem Sayın Başbakan'ın eleştirdiği Sayın Necmettin Erbakan o kararlara bir şekilde şerh koydu. Her konuda esip gürleyen, 'imzamın arkasındayım' diyen, one minute şovları yapan Sayın Başbakan, sıra MGK kararlarına gelince imzalıyor. Demokratik ülkede, devlet vatandaşlarını fişleyecek şekilde bir planı yapamaz. Sayın Başbakan'ı açıklama yapmaya davet ediyorum. "
Hamzaçebi, MGK kararlarının, halen yürürlükte olduğunu, bu karar uyarınca Hükümet'in yeni fişlemelere girebileceğini, yeni eylem planları yapabileceğini, engelleyen bir şeyin olmadığını söyledi. Hamzaçebi, kimsenin, "yok hükmündedir" diyerek, bu kararın sorumluluğundan kurtulamayacağını belirtti.