Dönem: 26 Yasama Yılı: 2 Tarih: 17.6.2017 Birleşim: 109 BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bugün 9'uncu Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel'in ölüm yıl dönümü. Sayın Demirel, memleketimize bürokrat olarak, Başbakan olarak, siyasi parti genel başkanı olarak ve nihayet Cumhurbaşkanı olarak önemli hizmetlerde bulunmuş bir şahsiyettir. Sayın Süleyman Demirel'i ölüm yıl dönümünde rahmetle anıyorum, Allah'tan rahmet diliyorum. Sayın Özgür Özel'in dile getirdiği konuyla ilgili bir açıklama yapma ihtiyacı duyuyorum: Dün, anılan konu bir basın organında yer aldı ve ben, bunu, gazetede yer alan bu haberi okuduktan sonra söz konusu kararın bir örneğini istedim. Bana gelen örnekte, Genel Kurulda yapılan yoklamalardan herhangi birine katılmayan milletvekilinin o birleşimde yok sayılacağı yönünde bir karar vardı fakat bugün bana, daha sonra, Sayın Özel'in sözünü ettiği ikinci karar geldi. Orada da Genel Kurulda yapılan yoklamalarda -müşahedeyle yapılan yoklama dâhil- sadece bir tanesine katılmış olsa dahi o milletvekilinin o günkü birleşimde varsayılacağı yönünde bir karar olduğunu gördüm. Nedenini Kanunlar ve Kararlar Başkanı arkadaşımıza sordum. Bu konunun Başkanlık Divanında tartışıldığını ve kararın bugün ulaştırılan -Sayın Özel size de ulaşan- yönde alındığını ifade etti. Önceki günkü Başkanlık Divanına ben katılmadığım için oradaki tartışmaları bilemiyorum tabii ki. Bunun, gerçek, sözünü ettiğiniz yönde bir tereddüt olduğunu görüyorum. Bunu tabii ki tutanaklara bakarak netleştirmek gerekir ama şu anda Kanunlar Kararlar Başkanlığının bana verdiği kararı esas alarak bir değerlendirme, bu karar üzerine bir değerlendirme yapmak istiyorum, görüşümü ifade etmek istiyorum sayın milletvekilleri. Anayasa'mızın 96'ncı maddesi toplantı yeter sayısı ve karar yeter sayısına ilişkin hükümleri içermektedir. Temel kural Anayasa'mızda yer almaktadır. Toplantı yeter sayısı 550 milletvekili esas alındığında 184 milletvekilinden oluşur, karar yeter sayısı ise 139 milletvekilinden oluşur. İç Tüzük'ümüzün 57'nci maddesi yoklamaya ilişkin hükümleri içerir. İç Tüzük'ün 57'nci maddesinin birinci fıkrasına göre "Başkan birleşimi açtıktan sonra tereddüde düşerse yoklama yapar." Tereddüde düşmüyorsa "Toplantı yeter sayısı vardır." diyerek Başkan birleşimi açar. Buna müşahede yani gözlem usulüyle yoklama diyoruz. Burada bu yöntemle yoklama yapıldıktan sonra, Genel Kurul açıldıktan sonra Genel Kurulda o anda kim vardı kim yoktu, bunun değerlendirmesi yapılmaz, bunun tespiti de mümkün değildir. 57'nci maddenin ikinci fıkrasında da "Görüşmeler sırasında işaretle oylamaya geçilirken, en az yirmi milletvekili ayağa kalkmak suretiyle yoklama yapılmasını talep edebilir." Bunu da sık sık Genel Kurulumuz görmektedir. Şimdi, Başkanlık Divanı kararı hangi yönden önemlidir? Başkanlık Divanı kararı İç Tüzük'ün 57'nci maddesinin birinci fıkrasında değişiklik yapmaktadır aslında çünkü 57'nci maddenin birinci fıkrası diyor ki: "Başkan birleşimi açtıktan sonra tereddüde düşerse yoklama yapar." Tereddüt yok ise, birleşimi açıyor ise bütün milletvekilleri var sayılır. Başkanlık Divanı kararı diyor ki: "Müşahedeyle yapılan yoklama dâhil, o gün içerisinde yapılan yoklamaların hiçbirisinde olmaz ise -müşahedeyle yapılan yoklamanın tespiti mümkün değil aslında- o milletvekili yok sayılacaktır." Bu, müşahedeyle yapılan yoklamanın yürürlükten kaldırılmasıdır. Başkanlık Divanının buna yetkisi yoktur sayın milletvekilleri. Böyle bir kararı Başkanlık Divanı almış olabilir ama karar hukuksuzdur. Bu nerede önem arz ediyor? Anayasa'nın 84'üncü maddesinin son fıkrasının uygulamasında önem arz ediyor. "Bir ay içerisinde mazeretsiz ya da izinsiz olarak 5 birleşime katılmayan milletvekilinin milletvekilliği sona erer." Bu şuna yol açar: Siyasi parti grupları birbirine tuzak kurarlar. Sayın milletvekilleri, İç Tüzük kurallarında aksaklıklar olabilir, yeni bir iç tüzük ihtiyacı tartışılabilir, konuşulabilir, bunlar ayrı konular ama yoklama gibi, karar yeter sayısı gibi yılların süzülerek gelen bir uygulamasını bir Başkanlık Divanı kararıyla imkânsız hâle getirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Esasen bu, doğrudan doğruya Anayasa'nın 84'üncü maddesinin son fıkrasına da aykırıdır. "Bir ay içerisinde 5 birleşime katılmayan milletvekili" diyor. Müşahedeyle Genel Kurul açıldığı anda milletvekilleri Genel Kurulda vardır. Nerede yoktur milletvekili? Oturumlarda yoktur. Biliyorsunuz, birleşim bir toplantının tamamını kapsıyor, iki ara arasında geçen süreye de "oturum" diyoruz. Milletvekili oturumda olmayabilir ama birleşimde var, Genel Kurul açılırken "Toplantı yeter sayısı vardır." denildiği anda milletvekili birleşimde var kabul edilerek birleşim açılmıştır. Dikkat ederseniz Meclis başkan vekilleri daima açılışta birleşimi açarlar, ara verirken birleşime arar verirler, daha sonra, aradan sonra açarken oturumu açarlar, birleşimi açmazlar. Evet, görüşlerimi böylece sizlerle paylaşmış oldum.