Sayın Erdoğan,yüzbinlerce konut mağdurunun derdini çözmeyecekseniz siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına?

TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

Dönem: 27 Yasama Yılı: 5 Tarih: 23.03.2022 Birleşim: 70 Ham Tutanak Sayfası:219-

Konuşmacı: MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ Seçim Çevresi: İSTANBUL

Tutanak Metni:

    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
    Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikle ilgili olarak Türkiye'de konut satış vaadiyle dolandırılan vatandaşlarımızın sorunlarını sizlerin dikkatine sunmak istiyorum. Türkiye'de tüketicinin korunması hakkındaki ilk kanun 1995 yılında yürürlüğe girmiştir, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun. Bu kanun aslında tüketicileri koruyacak son derece yeterli, önemli hükümlere sahipti; elbette eksiklikleri vardı. Daha sonra, 2013 yılında kabul edilen ve 2014 yılında yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hukukumuza dâhil oldu. Bu kanunda da tüketicileri korumaya yönelik son derece önemli hükümler vardır. Bu kanunun uygulanmasını Ticaret Bakanlığı gerçekleştirecek ama bir şey söyleyeyim: Ticaret Bakanlığı, Ticaret bakanları -Sayın Mehmet Muş göreve yeni başlamıştır, onun dönemini hariç tutuyorum çünkü bu konuda yasayı iyileştirici bir birkaç adımı burada atmış görüyorum- o Bakanlığın ilgili bürokrasisi bugüne kadar bu kanunu ön ödemeli konut satışlarında uygulamamışlardır, görevlerini ihmal etmişlerdir. İstanbul'da, Esenyurt'ta o zamanın belediye başkanı döneminde Türkiye'nin en büyük soygunu, en büyük dolandırıcılığı yapılmıştır; arsa sahibi-kötü niyetli müteahhit-belediye üçgeninde yüz bine yakın vatandaşımız dolandırılmıştır. Aileleriyle birlikte 500 bin kişilik kilitlidir bu. Aslında, konu sadece Esenyurt'la da sınırlı değil; Tuzla var, Fikirtepe var, Türkiye'nin diğer illeri var, kitle çok büyük ama maalesef, Ticaret Bakanlığı bu yasaların kendine vermiş olduğu görevi uygulamamıştır. 95 yılında yürürlüğe giren 4077 sayılı Kanun şöyle diyor: "Kampanyalı konut satışları -bugünkü adıyla ön ödemeli konut satışları- Bakanlığın iznine tabidir." Yani müteahhit ön ödemeli konut satışı yapacaksa Bakanlıktan izin alacak. Bakanlık ne yapacak? Kendisinden teminat isteyebilir, birçok şey isteyebilir ama bu yasaya uyan yok, kimse uymamış. 2014 yılında yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanun çok daha katı kurallar getirmiş; inşaat ruhsatı alınmadan ön ödemeli konut satışı yapılamaz, müteahhit yapamaz bu satışı, imkânsız. E, fiilen yapılmış mı bu satışlar? Yapılmış. Bakanlık ne yapmış? Bir şey yapmamış. Şimdi, birtakım rakamlar verebilir belki arkadaşlar, o rakamların hepsi bende var ama Bakanlık herhangi bir şey yapmamış. Ne diyor kanun? Sigorta ettirecek o inşaatı ya da teminat gösterecek. Başka? Noterde yapılacak sözleşme, tapuya tescil edilecek, bütün bunlar olmasına rağmen Esenyurt'taki vatandaşlarımız dolandırılmış, vatandaşlarımız kendileri söylüyor bunu. "Türkiye Konutla Dolandırılan Hak Sahipleri Platformu" diye bir platform kurdular, seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Dilekçe Komisyonunda bir alt komisyon kuruldu, bu Komisyonun çalışmalarına katıldım, hepsine katıldım hemen hemen, katıldım, Komisyon üyesi değilim. Alt komisyon kuruldu, alt komisyona katıldım, orada söyledim: "Bu komisyondan bir şey çıkmaz." Alt Komisyon Başkanı buradaysa kendisi herhâlde bir cevap verecektir, sataşıyorum kendisine. Alt Komisyon Başkanı maalesef konutla dolandırılan vatandaşlarımızı uyutmuştur. O vatandaşlar bir ümitle bu komisyona geldiler, dinlediler, ben de dinledim kendilerini; yoksul, dar gelirli vatandaşlarımız. Anlattılar dertlerini, sunumlar yapıldı orada, toplantılar; bakanlıklar geldi, sunumlar yaptılar; Hazine geldi, Ticaret Bakanlığı geldi, Gelir İdaresi geldi; herkes sunum yapıyor "Yasalarda şu değişiklikleri yapacağız." diye. Nerede o değişiklikler? Bunların hiçbirisi yok burada. Ayrıca, geçmişte dolandırılan bu vatandaşlarımıza yönelik olarak da burada onlara çözüm üreten, çözüm getiren hiçbir şey görmedim. Komisyon tam bir buçuk sene çalıştı, sayın komisyon bir buçuk yıl çalıştı, ne yaptı acaba? Bir buçuk yılda 5-6 toplantı yaptı. Son toplantıyı da haber vermedi doğru dürüst, katılma imkânı bulamadım; son dakikada alelacele, kimsenin haberi yok.
    Bakın, bir vatandaşımız, Memduha Kayacan. İnternete girdiğinizde bu ismi göreceksiniz. Esenyurt'ta vatandaşlarımızı dinlemeye gittiğimde kalkıp oraya geldi sabahın erken saatlerinde, kış kıyamette oraya geldi. Açıklamaları basında var, çare arıyor. "Benim engelli bir çocuğum var, yüzde 99 engelli. Efendim, gazetede bir ilan gördüm: 'Engelli vatandaşlara özel indirim.' Gittim, gayet güzel bir ofis, beni güzel karşıladılar, ikna edici buldum onları. Fiyatı 100.800 lira, 30 bin lira civarında bir param vardı, onu verdim. Ustamdan 10 bin lira borç aldım; kredi alma imkânım yok, öyle şeyleri de bilmiyorum. Çocuğumun kumbarasında da 700 lira para vardı onu da verdim, vicdansızlar, benim evim ortada yok, bana 'Sattık.' dedikleri evi başka birine de satmışlar ortada ev yok, ben kaldım böyle." diyor. Kadın oraya gelmiş Memduha kardeşimiz çare istiyor. Yürütme organına sesleneceğim elbette burada, Sayın Erdoğan, Memduha Kayacan vatandaşımızın, onun benzeri yüz binlerce insanımızın derdini çözmeyecekseniz ne yapıyorsunuz Allah aşkına? (CHP sıralarından alkışlar) Bu insanlar çaresiz, lütfen. Lüks oteller gidiyorsunuz, toplantılar yapıyorsunuz, biraz vatandaşın arasına girin, gidin o Memduha kardeşimizi dinleyin, buraya öyle şeyler getirin. Bu Bakanlıkta Reklam Kurulu diye bir kurul var; 19 üyesi var, tüketicileri temsilen 1 üye var. Reklam verenler var orada yani müteahhitler var, 1 kişi; reklam ajansları var, 1 kişi; odalar birliği var, 1 kişi; TESK var, 1 kişi yani işveren tarafında 4 kişi var, ayrıca işte üniversiteler, şunlar bunlar, gariban tüketicinin de 1 temsilcisi var. Şimdi ben sormak istiyorum: Memduha Kayacan kardeşimizin, o engelli çocuğu olan kardeşimizin o ilana kanarak gittiği ofiste dolandırılmasının sorumlusu kimdir. Bu ilanı o Reklam Kurulu gözden geçirmiyor mu? Ne iş yapıyor bu Reklam Kurulu, ne iş yapıyor Allah aşkına? 19 üye var. Ben reklamları gazetede görüyorum, kendi idari görevlerim sırasında da ben bir gün gazetede bir ilan gördüm, baktım, efendim, vatandaşa muazzam konutları, şunları, bunları satacaklar -İstanbul Defterdarıyım- denetmenlere dedim ki: "Gidin, bakın bakalım, vatandaş dolandırılıyor mu? Baktılar, geldiler arsa marsa yok, adamın değil, rapor yazdım ta Ticaret Bakanlığına kadar gönderdim onu. Reklam Kurulu gazetede bu ilanları görmüyor mu? İlla birini şikâyet mi etmesi lazım? Bakanlık görevini yapmıyor. Sayın Muş iyi niyetle göreve başladı, kendisine başarılar diliyorum, güzel de çalışmalar yapıyor, teşekkür ediyorum ama Sayın Muş'un eminim bu konularda atacağı başka adımlar olacaktır. Bu yasa çok eksik, çok yetersiz. MASAK'a bildirimde bulundum. Bu insanlar vatandaşı dolandırıyor, elde ettiği parayla gidip başka yerde iş yapıyor; kara para aklama suçu. E, Sayın MASAK'a, Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Nebati'ye soruyorum: Bu MASAK raporunu savcılıklara göndermeyecek misiniz? Ne oluyor? Ben bildirim yaptım, bana sonucunu bildirmediniz daha, şikâyetçi benim. 500 bin vatandaşımız adına MASAK'a bildirimde bulundum, ben şikâyetçiyim, bu vatandaşlarımızın sesiyim ve buradan soruyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Başkan, bir dakika daha ver.
    BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
    Tekrar söylüyorum: Bakın, 21'inci yüzyılın en büyük soygunu yaşanmıştır Esenyurt'ta. Arsa sahibi-kötü niyetli müteahhit-Belediye Başkanı üçgeninde. Ben o Belediye Başkanını buradan bu şekilde suçlayacak başka konuşmalar da yaptım. Bir AK PARTİ milletvekilimiz de çıkıp belediyeyi savundu, o zaman çok üzülmüştüm: "Hiçbir belediye yasaya aykırı iş yapmaz." Esenyurt'taki imar cinayetlerinin tek sorumlusu Belediye Başkanıdır. İnşaat ruhsatı 5 kat -bir maket önünde Belediye Başkanı müteahhitle poz veriyor- maket 12 kat, 18 kat üzerinden müteahhit satış yapıyor. "Belediye başkanı orada, arkada belediye var." izlenimi veriyor vatandaşa.
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
    MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Bu dolandırıcılığın bir sorumlusu da o zamanın Belediye Başkanıdır.
    Teşekkür ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)