DÖNEM: 23 YASAMA YILI: 3 ? Viagra çok lezzetli yemek değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm seçip zaten karar verin. Biz sirk geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen birkaç dakika beklemek zorunda.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT : 33
23?üncü Birleşim
27 Kasım 2008 Perşembe
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96) (x)
BAŞKAN ? Komisyon ve Hükûmet burada.
Geçen birleşimde tasarının tümü üzerinde gruplar, Hükûmet ve Komisyon adına yapılan konuşmalar ile şahsı adına bir konuşma tamamlanmıştı.
(x) 96 S. Sayılı Basmayazı 26/11/2008 tarihli 22?nci Birleşim Tutanağı?na eklidir.
Şimdi, söz sırası, şahsı adına, Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi?ye aittir.
Sayın Hamzaçebi, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) ? Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Ticaret Kanunu Tasarısı?nın tümü üzerinde kişisel görüşlerimi açıklamak üzere söz aldım. Konuşmamın başlangıcında hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüştüğümüz tasarı, yasalaştığı takdirde yaklaşık elli iki yıldır yürürlükte olan Türk Ticaret Kanunu yürürlükten kalkacak ve yerine oldukça kapsamlı düzenlemeler getiren yeni bir Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmiş olacaktır. Hâlen yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu elli iki yıldır ticaret hayatımıza yön vermektedir. Bu kadar eski bir kanunun zaman içerisindeki gelişmeler karşısında belirli konularda yetersiz kalması, gelişmelerin gerisinde kalması veya ihtiyaca cevap verememesi son derece doğaldır. Hukuk esasen ihtiyaçtan doğar, ihtiyacın bir ürünüdür. İhtiyaçlar değişirse, uygulanacak olan hukuk kuralları da değişir. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı, bu çerçevede bu gerekçeyle hazırlanmış olan bir tasarıdır.
Bu nedenle, bu kadar kapsamlı bir tasarıyı hazırlayanlara, buna emek verenlere teşekkür etmek gerekir. Bu çerçevede 1999 yılı sonunda Türk Ticaret Kanunu Tasarısı komisyonunu kuran dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk?ü anmak gerekir. Yine bu Komisyona başkanlık yapan Prof. Dr. Ünal Tekinalp?a ve diğer bilim adamlarına, bu komisyon üyesi olanlara teşekkür etmek gerekir. Adalet Komisyonu, Adalet Bakanlığı şüphesiz buna çok yoğun bir şekilde emek sarf etmiştir. Yargıtay buna katkıda bulunmuştur. Bunların hepsi bu teşekkür çerçevesinde anılması gereken kişiler ve kurumlardır. Bu tasarı hazırlığına doğrudan katılmamış olmakla birlikte ticaret hukuku profesörü Erdoğan Moroğlu da yazmış olduğu kitapla bu tasarıya katkı vermeye çalışan bir diğer bilim adamımızdır, onu da anmak gerekir ama burada asıl anılması gereken, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu?nu 1950?li yıllarda yazan ünlü ticaret hukukçusu Prof. Dr. Ersnt Hirsch?tir. 1943 yılında Türk vatandaşı da olan Ernst Hirsch yaklaşık yirmi yıl İstanbul Hukuk Fakültesinde, Ankara Hukuk Fakültesinde ders vermiş çok değerli bir bilim adamıdır. Bu yeni tasarıyı görüşürken Hirsch?i şükranla anmanın bir borç olduğunu düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, tasarıyla ilgili olarak görüşmeler nedeniyle Adalet Komisyonunda geçen süreyi de dikkate alırsak yaklaşık dokuz yıllık bir hazırlık söz konusudur. Dokuz yıllık hazırlığın söz konusu olduğu bir tasarının mükemmel bir tasarı olması gerekir. Tasarı çok çeşitli konularda yenilikler getirmektedir. Tasarının bu yenilikleri gerçekten öne çıkarılması gereken konulardır. Tek kişilik anonim şirket bunlardan bir tanesidir. Çağa uygun, bizim KOBİ?lerin hâkim olduğu ekonomik yapımıza uygun bir düzenlemedir. Bunları çoğaltabiliriz ama bunun yanında, arkasında dokuz yıllık bir hazırlığın olduğu bir tasarıda olmaması gereken birtakım eksikliklerin, hataların, yanlışlıkların da olduğunu görüyoruz. Umarım bu Genel Kurul çalışmaları bunları düzeltmek için fırsat olarak değerlendirilir ve bu eksiklikler düzeltilir.
Kanunun zaman zaman dil açısından gösterdiği bazı zaaflar var, bunları ayrıntısıyla burada değerlendirmeyeceğim. Bunların bir kısmını ilgili arkadaşlara ilettik, umarım bunlar burada giderilir. Ancak tasarıda asıl üzerinde durmak istediğim konu, tasarının bazı özel kanunlarla ilgisinin yeterince kurulmamış olduğudur. Bunlardan bir tanesi, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu?dur. Türk Ticaret Kanunu gibi bir temel düzenlemede beklenen şudur, şahsen benim beklentim şuydu: Sermaye Piyasası Kanunu 1980?li yıllarda çıkmıştır. 1957 yılında yürürlüğe giren 6762 sayılı Kanun?un o zaman öngöremediği, o zaman bir ihtiyaç olarak esasen ortada olmayan sermaye piyasası kavramına yönelik düzenlemelerin bu tasarıya alınmasıydı. Halka açık şirketler, kayıtlı sermaye, başlangıç sermayesi, çıkarılmış sermaye, genel kurullara katılma, genel kurulların düzenlenmesi gibi Sermaye Piyasası Kanunu?nda düzenlenen ama ancak Türk Ticaret Kanunu?nda olması gereken düzenlemeler burada yer almamıştır. Burada yer almalıydı, Sermaye Piyasası Kurulu kendi yasasında sermaye piyasasının düzenleyici ve denetleyici kurumu olarak kalmalıydı. Bunun yerine, birtakım kavramlar bu tasarıda tanımlanmış, 552?nci maddesiyle de Sermaye Piyasası Kurulunun görev alanında olan bir konu, sınırları daha da genişletilmek suretiyle, buraya alınmıştır. Örneğin, 552?nci maddeye göre bir kolektif şirket de Sermaye Piyasası Kurulundan izin almak suretiyle halktan para toplayabilecektir. Niyet o değil belki, kolektif şirketin halktan para toplamasını düzenlemiyor 552?nci madde, ancak para toplarsa, SPK?dan izin almadan para toplarsa bu konuda yapılacak işlemleri düzenliyor. Bunun anlamı, kolektif şirketin de halka gidip sermayesi için veya sermaye artırımı için para toplayabileceğidir. Bu, son derece önemli bir eksikliktir.
Yine tasarının zaman aşımıyla ilgili hükümleri 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunu?ndaki zaman aşımı hükümlerini dikkate almamıştır. Üç yıllık zaman aşımı öngörülmüştür bu tasarıda. Bu, amme alacaklarını da kapsamına alacak şekilde düzenlenmiştir. Oysa amme alacaklarıyla ilgili zaman aşımı süresi ilgili yasada beş yıldır. Denilebilir ki ?6183 sayılı Yasa özel yasadır, bu genel yasadır. Dolayısıyla amme alacaklarında doğal olarak o yasa hükümleri uygulanır.? Bu bir yorumdur, kabul edebilirim ama tasarının birçok maddesinde birtakım özel kanunlara ilişkin hükümlerin saklı olduğu yönündeki hükümler olduğunu gördükten sonra, amme alacaklarına ilişkin bir hükmün olmayışının bu tasarıdaki üç yıllık zaman aşımı süresinin amme alacaklarını da kapsadığı yorumu yapılmasına imkân vermektedir. Bu, son derece önemli bir eksikliktir.
Tasarıda yer alan, kamu tüzel kişilerinin tanımına, daha doğrusu kamu tüzel kişilerinin kendi alanlarında kurulacak olan birtakım şirketlerin yönetim kurulunda temsilci bulundurabilmesine yönelik düzenleme, bizim Anayasa?mızın öngördüğü idari yapıya uygun bir düzenleme değildir. Devlet, il ve belediye gibi kamu tüzel kişilerinden söz ediyor ilgili maddeler. Oysa hepinizin bildiği gibi, bizim Anayasa?mıza göre ve idare hukukumuza göre, ilin tüzel kişiliği yoktur, il özel idarelerinin tüzel kişiliği vardır. Bu, üç maddede birden aynı şekilde geçtiği için sizlerin dikkatine sunmayı bunu görev bildim.
Tasarının 340?ıncı maddesi son derece önemlidir. Bizim hukukumuzda, sözleşme serbestîsi vardır. Borçlar Kanunu?nun 19?uncu maddesi, sözleşme serbestisini çok açık bir şekilde tanımlar. Yani, bir sözleşme, emredici kurallara, hukuk düzenine, kişisel haklara, kamu yararına, ahlaka aykırı değilse geçerlidir; sınır budur. Ancak, 340?ıncı madde, bu sözleşme serbestîsini tersine çevirmek suretiyle, anonim şirket sözleşmelerinin veya şirket sözleşmelerinin kanunun ancak izin verdiği şekilde düzenlenebileceğini söylüyor. Bu, yaratıcılığı öldüren bir düzenlemedir. Maddenin gerekçesine baktım, gerekçe, bu düzenlemenin Alman hukukundan esinlenerek yapıldığını söylüyor. Sadece Alman hukukundan esinlenerek bir düzenlemenin bizim hukukumuza ithal edilmiş olmasını ben kişisel olarak doğru bulmuyorum. Ana sözleşmeler, şirket sahiplerinin iradesini yansıtan, yaratıcılığını ortaya koyan metinlerdir. Sözleşme serbestîsi bizim hukukumuzun olmazsa olmazları arasına girmiştir. Bu sınırlamayı doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum.
Yine, şirket yönetim kurulu üyelerinin en az yarısının yüksekokul mezunu olması, tek kişilik şirketlerde o tek kişiden oluşan yönetim kurulunun yani o kişinin yüksekokul mezunu olması yönündeki şart oldukça seçkinci bir şarttır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN ? Sayın Hamzaçebi, buyurun, konuşmanızı tamamlayınız.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) ? Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bizim ticari hayatımıza, bizim toplumsal yapımıza uygun değildir. Tek kişilik şirketler KOBİ?leri hedeflemektedir, güzel bir düzenlemedir. Şimdi, KOBİ?nin sahibi o şirketin tek kişilik yönetim kurulunu oluşturacak. Tasarı ona ?yönetim kurulu? diyor. Belki ?yönetim kurulu? da dememek gerekir, o önemli değil, ama bunun yüksekokul mezunu olması yönündeki şart bizim toplumsal yapımıza, bizim KOBİ?mize, bizim iş yapma kültürümüze, bizim iş anlayışımıza aykırıdır. Bunun mutlaka değişmesi lazım. Bu, çok seçkinci bir anlayış, bu seçkinci anlayışın doğru olmadığını düşünüyorum.
Sermayenin kaybı ve borca batak olma durumunu düzenleyen tasarının 376?ncı maddesi, yine, yeniden düzenlenmesi gereken maddelerden biridir diye düşünüyorum. Madde, şirketin sermayesiyle kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının, bazı hâllerde en az üçte 2?sinin zarar nedeniyle kaybedilmiş olması hâlinde o şirketle ilgili çeşitli düzenlemeler içeriyor. Üçte 2?si kaybedilmişse o şirket derhâl feshedilecek, ona yönelik düzenleme var.
Değerli arkadaşlar, bu, kriz dönemine uygun bir düzenleme değildir. Ayrıca şirketin sadece sermayesi ve kanuni yedek akçelerini almak suretiyle belirli oranların buna uygulanması da yanlıştır. Şirketin ihtiyari yedek akçeleri olabilir. Daha bir iki hafta önce bu Parlamento bir yasa kabul etti, Bazı Varlıkların Millî Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun?du bu. Şirketler veya kişiler işletmelerine gayrimenkullerini veya paralarını sermaye olarak koyabilecek, daha doğrusu şirketine koyabilecek, konulan bu değerler şirketin bilançosunda pasifte bir hesapta tutulacak. E, bu tasarı bunu dikkate almıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) ? Son cümlem Sayın Başkan.
BAŞKAN ? Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) ? Bunun doğru olmadığını ve düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum. Daha söylenecek bazı konular da var, ancak zaman buna izin vermiyor. Bu konulara yönelik önergeler belki bir uzlaşmayla, belki münferiden bizim tarafımızdan getirilecektir.
Konuşmamı burada bitiriyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN ? Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
?