Çek mağdurlarının mağduriyeti giderilmelidir

26 Ocak 2011 Çarşamba
?
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yusuf COŞKUN (Bingöl)
------ 0 ------


BAŞKAN ? Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 53?üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
3?üncü sırada yer alan, Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu?nun görüşmelerine başlayacağız.
?
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4?üncü sırada yer alan, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt?ün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü?nün; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu?nun; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 17 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep Dağı?nın; Kırklareli Milletvekili Tansel Barış?ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse?nin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan?ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadol?un; Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün?ün; Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan?ın; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim?in; Adana Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata?nın; Zonguldak Milletvekili Ali Koçal?ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır?ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse?nin; Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter?in; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim?in; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural?ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır?ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural?ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse?nin; Adana Milletvekili Hulusi Güvel?in; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız?ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya?nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır?ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır?ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam?ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse?nin; Bursa Milletvekili Abdullah Özer?in; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Antalya Milletvekili Osman Kaptan?ın; Bursa Milletvekili Kemal Demirel?in; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural?ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır?ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır?ın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu?nun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş?ın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak?ın; Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş?ın; Muğla Milletvekili Fevzi Topuz?un; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu?nun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural?ın; Bolu Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi?nin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
 
?
BAŞKAN ? Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 606 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
?
BAŞKAN - Tasarının tümü üzerinde ilk söz, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Sakarya Milletvekili Sayın Münir Kutluata?ya aittir.
?
BAŞKAN ? Teşekkür ederim Sayın Kutluata.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Trabzon Milletvekili Sayın Akif Hamzaçebi.
Buyurun Sayın Hamzaçebi.(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) ? Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamuoyunda bilinen adıyla ?torba yasa tasarısı? daha uzun adıyla Bazı Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasını Öngören Kanun Tasarısı?nın tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz aldım. Sözlerimin başlangıcında sizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarının tümü üzerinde görüş ifade edeceğim dedim ancak tasarı o kadar kapsamlı, o kadar geniş ki tasarının tümü üzerinde görüş ifade etmek yirmi dakikalık bir süre içerisinde neredeyse imkânsız. Hükûmetin Plan ve Bütçe Komisyonuna geçici maddelerle birlikte yüz yirmi madde olarak getirdiği tasarı, çoğunlukla iktidar partisinin Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı ilaveler sonucunda toplam iki yüz otuz dört maddeye çıkmıştır ve bazı kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması gerekçesinin arkasına toplam altmış yedi tane kanunda değişiklik yapılmasına yönelik düzenlemeler eklenmiştir.  Toplam altmış yedi kanun, artı, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması konusunda yirmi dakikalık bir sürenin ne kadar yetersiz olacağını takdirlerinize sunuyorum. Dolayısıyla ister istemez tümü üzerindeki konuşmayı belli konularla sınırlamak zorundayım. Maalesef bu yasa yapma anlayışının da yasama organının Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde yanlış bir tutumu, yanlış bir politikası olduğunu böylece gözlemlemiş oluyoruz. Bunu da sizlerin bilgisine sunuyorum.
Altmış yedi kanun dedim, Bankacılık Kanunu?ndan Devlet Planlama Teşkilatı Kanunu?na, Emniyet Teşkilatı Kanunu?ndan Gümrük Teşkilatı Kanunu?na, Dışişleri Teşkilat Kanunu?na, Borçlar Kanunu?na, Kaçakçılık Kanunu?na, aklınıza gelebilecek olan güncel her kanuna ilişkin değişiklik burada var.
Tasarının kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin düzenlemelerini Cumhuriyet Halk Partisi olarak olumlu buluyoruz, destekliyoruz. Evet, 2009 yılında bir kriz yaşadık, bu krizin sonrasında işletmelerin, mükelleflerimizin mali tabloları, bilançoları bozuldu, öz sermayelerini kaybetti işletmeler, kendilerine bir nefes alma imkânını tanımak gerekir, vermek gerekir ama kriz 2009 yılında yaşandı. Yıl 2011. ?Neden bu yıla kadar gecikti?? diye sorarsak alınacak cevap herhâlde ?Kriz vardı. Kriz zamanında düşünmedik. Şimdi seçim yaklaşıyor, o nedenle krizi gerekçe göstermek zorunda kaldık.? diyecektir Hükûmet sanıyorum.
Değerli arkadaşlar, evet, kriz nedeniyle işletmelere bir nefes alma imkânını tanımak gerekir, bunu olumlu buluyoruz. Ancak, bu düzenleme yapılırken şu anda sanıyorum televizyonları başında Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bu görüşmeleri izleyen geniş bir toplum kesimi var: Çek mağdurları. Mademki bu tasarının kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin bölümünün gerekçesi ekonomik krizdir, o hâlde ekonomik kriz nedeniyle çeklerini ödeyemeyen, bu nedenle ticaret hayatından çekilmek zorunda kalan ve muhatap olduğu adli para cezasını da ticaret hayatının sona ermiş olması nedeniyle ödeyemeyen vatandaşlarımıza bir kolaylık sağlamak gerekir. Çünkü adli para cezasını ödeyemeyen bu vatandaşlarımızın önemli bir bölümü şimdi hapishanelerde.
Hapishanelerden her gün mektup alıyorum, her gün telefonuma SMS mesajları geliyor. Eminim bu mektuplar sizlere de geliyordur, bu mesajlar sizlerin telefonlarına da geliyordur. Karşılıksız çıkan bu çekler nedeniyle bu vatandaşlarımıza bir imkân tanımanın gerekli olduğunu düşünüyoruz.
Karşılıksız çek bu ekonominin bir gerçeği. Kriz nedeniyle ekonomi küçülmüşse, ticaret hayatı küçülmüşse, üretim küçülmüşse, doğal olarak insanların, mükelleflerin işleri bozulacaktır, çeklerini ödeyemeyecektir. Çok doğaldır bu. O hâlde bu vatandaşlarımıza bir imkân tanımak gerekir.
Aralık 2009?da bir kanun çıktı, Çek Kanunu çıktı. Bu Kanun çekteki adli para cezalarına bir ödeme takvimi getirdi. Ama ona rağmen ödeyemedi vatandaşlarımız. Şimdi bu vatandaşlarımız yeniden ticaret hayatına dönmek istiyor, itibarlarını kazanmak istiyor. Dolandırıcıları bunlardan ayıralım, onlar için gerekli müeyyideler burada konabilir ama geniş bir kitle olumlu bir düzenlemeyi arzu ediyor ?Borçlarımızı yine ödeyelim ve ticaret hayatımıza dönelim.? diyorlar.
Bakın, çeklerle ilgili bugüne kadar yapılmış olan düzenlemeler, maalesef, arzu edilen sonucu vermiş değildir. 1929 ila 1985 yılları arasında çekin karşılıksız çıkması hâlinde çeki düzenleyen kişi dolandırıcılık suçunu işlemiş sayılıyordu. 1985 ila 2003 yılları arasında hapis cezasını gerektiren bağımsız bir fiil olarak tanımlandı yine çekin karşılıksız çıkması hâli. 2003 yılından bu yana da hapis cezasını gerektiren, adli para cezasını gerektiren bir fiil olarak düzenlenmiştir. Peki, bu kadar ağır müeyyidelere bağlanmış olan bu düzenleme, yani çekin karşılıksız çıkması hâli karşılıksız çeki önlemiş midir? Hayır, günden güne, yıldan yıla karşılıksız çek sayısı artmaktadır, buna ilişkin davalar da artmaktadır. Bir rakam vermek istiyorum: Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2009 yılında karara bağladığı, bu konuda karara bağladığı dava sayısı 19.800?dür, 2010?da karara bağladığı dava sayısı 22 bine yakındır ve hâlen Yargıtayda bekleyen toplam 45 bin dava dosyası vardır, cumhuriyet savcılıklarında yine var olan dava sayısı veya şikâyet sayısı 100 bin civarındadır. Yani müeyyideler karşılıksız çeki önleyemiyor. O hâlde, gerçekte başka bir düzenlemeyi düşünmek zorundayız. Bu ayrı bir konu, bunu ayrıca tartışabiliriz ama mademki, bu, alacaklısının kamu olduğu, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin bir tasarıdır, o hâlde alacaklısının devlet olduğu adli para cezalarının da yeniden yapılandırılmasının bir ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Buna ilişkin önergemiz ilgili madde geldiğinde verilecektir, Genel Kurulun takdirine sunulacaktır. Bu konuda tüm siyasi partilerin desteğini beklediğimizi ifade etmek isterim.
Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi 2002 yılında iktidar olduğunda vergi konusunda çok büyük iddialar ortaya koydu. 2002 seçim beyannamesine bakılırsa 2002 seçim beyannamesinde Adalet ve Kalkınma Partisinin ne kadar çok sayıda taahhütte bulunduğu görülecektir. Bir tanesini söyleyeceğim: ?Damga vergisi ve harçlar gibi işlem üzerinden alınan vergiler kademeli olarak kaldırılacaktır.? Yıl 2011... 2012?ye doğru gidiyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi dokuzuncu iktidar yılında. Bu vergiler kalkmış mıdır? Hayır. Tam tersine, Adalet ve Kalkınma Partisi 2007 Hükûmet Programı?na bunu çok daha ciddi bir şekilde koymuş, 2007 Hükûmet Programı?na ilişkin Eylem Planı?na bunu koymuş, 2011-2013 yıllarını kapsayan orta vadeli programa yine kayıt dışını önleme konusunda iddialı cümleler yazmış, damga vergisi ve harçları kaldıracağını söylemiş ama bütün bunlar kalkmamış. Kayıt dışıyla mücadeleyi 2002?den beri söylüyor Adalet ve Kalkınma Partisi. 2002?den beri bunlar kalkmış değil. Biraz önce saydığım Hükûmet belgelerinde bunlar teyiden yer alıyor.
?Kayıt dışını önleyeceğiz...? Kayıt dışından beslenenler, kayıt dışını önleme iradesi olmayanlar, kayıt dışını destekleyen bir felsefeye sahip olanlar kayıt dışını önleyemezler. Adalet ve Kalkınma Partisinin problemi buradadır. Kayıt dışını önleme iradesi Adalet ve Kalkınma Partisinin yönetim felsefesinde olmadığı için kâğıt üzerinde yazılı olan bu taahhütler bir türlü uygulamaya intikal etmemektedir.
Ne demişti Adalet ve Kalkınma Partisi? ?Biz kayıt dışını önleyeceğiz. Dolaylı-dolaysız vergi yapısındaki dolaylı vergi lehine gelişen adaletsiz yapıyı düzelteceğiz.? Tabloda bir değişiklik var mı? Hayır. 2002 yılında dolaylı vergilerin toplam vergi gelirlerine oranı sosyal güvenlik primleri dâhil yüzde 49-50?lerde. Şimdi nerede? 49-50?lerde. Böyle bir yapının içerisindeyiz. Bu oranı değiştirme iradesine, değiştirme felsefesine Adalet ve Kalkınma Partisi sahip değildir. Avrupa Birliğinin tam tersi bir tabloya sahibiz.
Vergi yükü konusunda 2002?de yüzde 18?ler seviyesinde seyreden oran bugün hâlen aynı seviyede. 2002 vergi yükü oranının da yanlış olduğunu, düzeltileceğini Sayın Maliye Bakanı söylemişti. 2002 vergi yükü oranı yanlış onların web sayfalarında gözüken oran ama Sayın Maliye Bakanı hâlâ bunu düzeltecek. 18?lerde olan bir oran söz konusu. Kayıt dışını önleyemediği için bir türlü bu oran da değişmiyor ve Türkiye kamu finansmanında sağlıklı değerlendirmeler, düzenlemeler yapamıyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının vergiyle ilgili bölümlerinde yapılan düzenlemelerde iyileştirme yönünde önergelerimiz olacak. Hem kamu finansmanı dengesini gözeten ama öte taraftan mükellef haklarını da gözeten bir düzenlemeyi biz burada önergelerle Genel Kurulun gündemine getireceğiz. Tasarının vergiyle ilgili düzenlemeleri dışındaki düzenlemeleri önemli ölçüde toplumda, ilgili kesimlerde, sendikalarda kabul görmeyen düzenlemelerdir. Bakın, çalışma hayatını planlayan düzenlemeler son derece, çalışma biçimini, istihdam biçimlerini esnek hâle getiren ve çalışanlar yönünden iş güvencesini ortadan kaldıran düzenlemelerdir. Hâlen bizim sistemimizde yer alan çağrı üzerine çalışmanın üzerine, evden çalışma, uzaktan çalışma gibi, çalışma hayatını, istihdam biçimini oldukça esnek bir hâle getiren düzenlemeler yapılmaktadır. Çalışanlar yönünden güvence kaybı, hak kaybı söz konusudur. Hak kaybına yol açabilecek düzenlemeler söz konusudur.
Bir şeyi dikkatinize sunmak istiyorum, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumda Adalet ve Kalkınma Partisi tüm topluma şunu vadetmedi mi: Biz Ekonomik ve Sosyal Konseyi kuruyoruz. Daha doğrusu yasalarla kurulmuş olan Ekonomik ve Sosyal Konseye şimdi anayasal güvence sağlıyoruz. Ekonomik ve Sosyal Konseyi 2001 yılından beri yasayla var, 90?lı yıllardan bu yana da genelgeyle kurulmuş yani 90?lı yıllardan 2001 yılına kadar genelgeyle kurulmuş, 2001 yılından 2010 yılına kadar, referandum tarihine kadar yasayla gelmiş, şimdi, 12 Eylül tarihi, 13 Eylül 2010 tarihinden bu yana da anayasal bir kurum olarak duruyor. Peki, çalışma hayatını düzenleyen bu konuları siz Adalet ve Kalkınma Partisi olarak Ekonomik ve Sosyal Konseye götürdünüz mü? Hayır. E niye? ?E o, referandumda halka şeker dağıtmak içindi. O, yargıya ilişkin düzenlemelerin, Hükûmetin yargıya hâkim olma yönündeki amacının üstünü örtmeye yönelik, onu şirin göstermeye yönelik düzenlemelerdi, gerçekte bizim ona uyma niyetimiz yok.? diyorsunuz. Niyet budur. Eğer gerçekten siz Ekonomik ve Sosyal Konseyi çalıştırma niyetinde olsaydınız, çalışma hayatını ilgilendiren ve toplum kesimlerinin, çalışanların, sendikaların görüşlerinin alınması gereken veya kendileriyle uzlaşmaya varılması gereken bir Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplardınız, bu düzenlemeleri orada tartışırdınız.
Yine kamu çalışanları yönünden, kamudaki personel rejimini altüst eden, personeli daha güvencesiz bir konuma taşıyan düzenlemeler mevcuttur. Esasen Adalet ve Kalkınma Partisi daha önce yaptığı bir yasal düzenlemeyle kamu personel rejimini, kamu personel rejimindeki liyakat ve kariyer ilkesini katletmiştir. Katletmiştir evet, bunu ortadan kaldırmıştır. Tali istihdam biçimi, ikincil istihdam biçimi olan sözleşmeli personel istihdamını asli istihdam biçimi arasına almıştır. Burada ilk darbeyi personel rejimine Adalet ve Kalkınma Partisi vurmuştur. Şimdi, ikinci darbe bu tasarıyla getirilmek istenmektedir. Kamu personel rejiminin dayandığı kariyer ve liyakat ilkeleri bu tasarıyla altüst edilmektedir, ortadan kaldırılmaktadır.
Bu tasarıda yer alan bir başka düzenleme İstanbul?un finans merkezi yapılacak olması düşüncesiyle birtakım kurumların Ankara?dan İstanbul?a götürülmesi yönündeki düzenlemedir. Kamu bankaları, Sermaye Piyasası Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu.
Değerli milletvekilleri, bu kurumları İstanbul?a götürürseniz İstanbul finans merkezi olmaz. Eğer bu düşünceyle bunu yapıyorsanız olayı doğru değerlendirmiyorsunuz demektir, olayı fark etmiyorsunuz demektir, bunu getiren Hükûmet bu olayı bilmiyor demektir eğer niyet gerçekten bunları İstanbul?a götürerek İstanbul?u finans merkezi yapmaksa. İstanbul?un finans merkezi olabilmesi, Türkiye?nin uygun bir yatırım iklimine sahip olmasıyla bağlantılıdır, birinci şart budur. Uygun bir yatırım ikliminiz olacak ki doğrudan yabancı yatırımlar, finans İstanbul?a gelsin, Türkiye?ye gelsin. Böyle bir ikliminiz yok ise bu kurumları İstanbul?a götürerek İstanbul?u finans merkezi yapamazsınız. Finans merkezi olmanın ikinci şartı istikrardır. Finansal istikrar, fiskal istikrar yani kamu gelirlerinde istikrar ve fiyat istikrarı, 3F yani: Finansal istikrar, fiskal istikrar, fiyat istikrarı. Bu 3F?ye sahipseniz siz finans merkezi olmaya adaysınız. Şimdi, bütün bunlar yok ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunu İstanbul?a götürmek suretiyle siz İstanbul?u finans merkezi yapamazsınız. Bu, mümkün değil. ?Efendim, bankalar İstanbul?da, bu oraya gitsin.? Evet, bankalar İstanbul?da ama Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, hükûmetle yakın çalışması gereken, hükûmetin ekonomi koordinasyonu içerisinde yer alan, Ankara?da düzenli olarak yapılan ekonomik toplantılarda temsil edilmesi gereken, temsil edilen bir kurumdur. Bu koordinasyonu bir kenara mı atacağız? Buradaki bu koordinasyonun olması, ekonomideki istikrarın unsurlarından birisidir. Bu koordinasyon varsa ekonomide istikrar olur. Ben, BDDK?nin SPK?nın İstanbul?a götürülmesini iyi niyetle bağdaştırmıyorum. Bunu iyi niyetli bulmuyorum. Olsa olsa İstanbul?daki birtakım arazilerde, birtakım inşaat projelerini geliştirmek diyorum. Amaç budur. İstanbul?da birtakım inşaat projelerini geliştirip bunları birilerine vermektir. Bunun İstanbul?u finans merkezi yapmakla hiçbir ilgisi yoktur. Aklı başında bir ekonomist, aklı başında bir devlet adamı böyle bir gerekçeyle buralara gelip konuşmaz.
Değerli milletvekilleri, tasarıda konuşulacak çok şey var. Tasarıda bir madde var. Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunu, Kamu İhale Kanunu?ndan muaf tutuyor. Neden? Neden yani? Kamu İhale Kanunu çıktı. Bütün kamu kurumları yapacağı mal ve hizmet alımlarını bu kanuna göre yapıyor. Niye TKİ kömür alımını İhale Kanunu dışında yapsın? Ne ayrıcalığı var? Aslında hiçbir ayrıcalığı yok. Bunu Hükûmet de biliyor ama TKİ?yle ilgili bir yolsuzluk dosyası var. TKİ?yle ilgili bir yolsuzluk dosyası var. Hazine Müsteşarlığında bu dosya, bu rapor bekliyor. İşlem görmediğini biliyorum. İşlem gördüyse çıkıp burada arkadaşlarımız açıklasınlar. Şimdi, sıkıntı odur. Bu yolsuzluk dosyasını nasıl ortadan kaldırırız? Bu düzenlemeyi yapalım. Nasıl olsa bundan sonrası, TKİ?nin bundan sonraki alımları İhale Kanunu?ndan muaf olduğuna göre bundan öncekiler de bir şekilde, eğer yargıya bile intikal etse hoş görülür düşüncesi vardır burada.
Zamanım bitti. Sözlerimi burada bitiriyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN ? Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
?

Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm kullanımı zaten karar verin. Biz sirk geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen birkaç dakika beklemek zorunda.